Anasayfa / Manşet / İNANILMAZ AMA DÜNYADA YOLSUZLUK FAYDALI DİYENLER DE VAR..!/Abdullah ÇAVUŞ/E.Vergi Müfettişi-E. Masak Uzmanı

İNANILMAZ AMA DÜNYADA YOLSUZLUK FAYDALI DİYENLER DE VAR..!/Abdullah ÇAVUŞ/E.Vergi Müfettişi-E. Masak Uzmanı

İNANILMAZ AMA DÜNYADA YOLSUZLUK FAYDALI DİYENLER DE VAR..!

Abdullah ÇAVUŞ/E.Vergi Müfettişi-E. Masak Uzmanı

Yolsuzluğun kesin şekilde kötü olduğu kanaati üzerinde son zamanlarda oldukça geniş bir oydaşmaya varılmıştır. Buna rağmen, geçmiş yıllarda,  yolsuzluğa ilişkin görüşler farklılık göstermiş ve bazı ekonomistler, yolsuzluğun işe yarar bir tarafını dahi bulmuşlardır.

İş bu yazımızda yolsuzluk faydalı diyenlerle ilgili değerlendirmelerimizde Vito Tanzi tarafından yazılmış ve Gamze Kösekahya tarafından dilimize çevrilmiş olan “dünya çapında yolsuzluk “konulu çalışmadan faydalanılmıştır.

 1-Yolsuzluk Faydalıdır Diyenler

Yolsuzluğun kesin şekilde kötü olduğu kanaati üzerinde son zamanlarda oldukça geniş bir oydaşmaya varılmıştır. Buna rağmen, geçmiş yıllarda,  yolsuzluğa ilişkin görüşler farklılık göstermiş ve bazı ekonomistler, yolsuzluğun işe yarar bir tarafını dahi bulmuşlardır.

1997 mali krizine kadar, Güneydoğu Asya’da kimi ülkeler, yolsuzluğun büyümeyi desteklediği tezini benimser görünmekteydiler.

Endonezya, Tayland ve diğer bazı ülkelerin yolsuzluğa rağmen ya da bu büyük oranda bu nedenle yüksek bir büyüme hızına sahip oldukları sık sık ifade edilmiştir.

Hatta Endonezya için, yolsuzluğun azaltılması yerine kurumsallaştırılmasının ekonomiye daha az zarar vereceği iddia edilmiştir. İddiaya göre, kişiler bu durumda nereye başvurmaları gerektiğini ve belirli hizmetler için ne kadar ödemeleri gerektiğini bileceklerdir. Yolsuzluğun verimlilik ve büyümeyi dahi teşvik edeceğini iddia eden görüşlerden bazıları aşağıda özetlenmiştir.

Bu araştırma, geniş kapsamlı olmaktan ziyade ilgili literatür konusunda bir bakış açısı kazandırma amacını taşımaktadır.

Leff (1964) ve Huntington (1968), yolsuzluğun, hükümetin yatırımları ve büyümeyi engelleyen katı kurallarını ortadan kaldırdığı için verimliliği artırdığını ileri sürmüşlerdir. Yani yolsuzluk, “mekanizmayı yağlar” ya da “çarkları döndürür”. Bu mantık çoğunlukla Güneydoğu Asya’da bazı ülkelerdeki yüksek büyüme oranlarını açıklamak için kullanılmıştır.

Beck ve Maher (1986) ile Lien (1986), ihalelerde sunulan tekliflerde en yüksek rüşveti önerenlerin en verimli firmalar olduğunu gösteren modeller geliştirmişlerdir. Bundan dolayı rüşvet, projelerin verimli firmalara verilmesini sağlayarak verimliliğe katkıda bulunmaktadır.

Lui (1985), zamanın kişiler için farklı değer taşıdığını ileri sürmüştür. Bu durum, gelir düzeyine ve zamanın alternatif maliyetine göre değişmektedir. Zamanları çok değerli olan firmalar, kararların daha hızlı alınmasını sağlayarak, çizginin önüne atlamış ve böylece zamandan tasarruf etmiş olmaktadırlar. Böylelikle yolsuzluk, zamanın değerli olduğu firmaların tasarruf etmelerini sağlayarak yarar sağlamaktadır. Daha sonra yaptığı bir çalışmada ise Lui (1996), yolsuzluğun bir yandan kaynakların daha etkin dağılımını sağlarken bir yandan da büyümeyi azalttığını; çünkü bu durumun, yolsuzluk imkanlarını büyütmek üzere kullanılabilecek insan kaynağını elde etmek yönünde, bazı bireyleri teşvik ettiğini ileri sürmüştür.

Yolsuzluk, politikacıların bir ülkeyi bir arada tutmak için kullanabilecekleri fonları elde etmeleri bakımından da siyasi bir tutkal vazifesi görebilir. Bu son olasılık, büyüme için gerekli bir koşul olabilir.

Rüşvet, düşük olan ücretleri fiilen artırabilir. Böylece yolsuzluk, büyümeyi destekleyebilecek fiilen daha düşük bir vergi yükü sağlayabilir. Buradaki önemli husus, daha düşük bir vergi yükünün, düşük düzeyde yolsuzluğa nazaran büyümeyi daha çok destekleyip desteklemediğidir.

2-Karşı Tezler

Yolsuzluğu destekler nitelikteki yukarıdaki teorik argümanlara çeşitli biçimlerde karşılık verilebilir.

İlk olarak, çeşitli alanlardaki katılıklar ve kurallar, bir toplumun değişmez unsurları değildir; bir toplum belirli katılıklarla doğmamıştır. Bunlar kamu görevlileri tarafından ortaya çıkarılmıştır. Belki de kamu görevlileri tarafından rüşvet alabilmek için kasten oluşturulmuşlardır.

Kurallar rüşvet almak için kullanıldıkları sürece, daha da fazla kural oluşturulacaktır. Dahası, kuralları uygulayanlar, güçlerini korumak amacıyla kuralları belirgin hale getirmekten kaçınırlar. Bilgi ona sahip olanın gücünü artırır.

İkinci olarak, en yüksek rüşveti ödeyebilenler her zaman ekonomik bakımdan en verimli olan konumunda değildirler; ama bunlar rant sağlamada en başarılı olanlardır.

Yatırım olarak algılandığında rüşvet, rüşvet verenler tarafından geri kazanımı yüksek yatırımlar olarak düşünülmektedir. Geleneksel ya da yozlaşmış toplumlarda en üretken bireyler, teşvik edici unsurların varlığı sonucu, sosyal alandaki üretken faaliyetlerden rant sağlama faaliyetlerine yönelebilmektedirler.

Bu durumun, ülkenin ekonomik büyümesi üzerindeki maliyeti yüksek olacaktır. Varsayıldığı gibi, toplumun en üretken bireylerinin, sahip oldukları yetenekleri rant sağlama faaliyetlerine ve yolsuzluğa yönlendirilmesi özellikle toplum açısından zarar verici olacaktır.

Üçüncü olarak, ödenen “çabuk paralar”, bürokratların görevlerini yerine getirme sürecini yavaşlatan bir unsurdur. Yolsuzluk, kamu görevlilerinin faaliyetlerini yürüttüğü (örneğin izinlerin verilmesi) düzeni değiştirebilmektedir.

Bunların yanı sıra ,gelişmekte olan ülkeler başta olmak üzere birçok ülkede, devletin rolü sayısız kural ya da düzenlemeler çerçevesinde yürütülmektedir. Bu ülkelerde, çeşitli usullerle verilen lisanslar, izinler ve onaylar birçok faaliyeti gerçekleştirebilmek için gereklidir. Bir mağazayı açmak veya açık tutmak, borçlanmak, yatırım yapmak, araba kullanmak, araba almak, ev yapmak, dışarıyla ticaret yapmak, döviz almak, pasaport çıkartmak, yurtdışına gitmek ve daha birçok şey için özel belgeler ve onaylar gereklidir.  Onay almak için çoğunlukla çeşitli kamu görevlileri ile temas kurmak gerekmektedir.

Söz konusu düzenlemelerin ve onay işlemlerinin varlığı, bir faaliyeti onaylayan veya denetleyen kamu görevlisine tekel gücü vermektedir. Bu görevliler, onay vermeyi reddedebilir ya da aylarca hatta yıllarca geciktirebilirler. Kamusal yetkiler bu yolla, onay ya da izin alması gereken şahıslardan rüşvet almak için kullanılabilir. Örneğin, Hindistan’da “ruhsat kralı” nitelemesi, ekonomik faaliyetlerin birçoğu için gerekli olan izinleri satan kişiler için kullanılmaktadır[i]. Kimi ülkelerde, kişiler aracılık veya komisyonculuk yapabilmektedir. Bazı durumlarda, düzenlemelerin şeffaf ya da kamuya açık olmaması ve onay işleminin belirli bir daire veya birey tarafından yapıldığı gerçeği bürokratlara büyük bir güç vermekte ve rüşvet almak için iyi bir fırsat yaratmaktadır.

Söz konusu düzenlemelerin varlığı, vatandaşlar ile bürokratlar arasında sık sık temas kurulması gereğini ortaya çıkarmaktadır. Özellikle gelişmekte ve geçiş döneminde olan ülkelerde yapılan araştırmalar, özellikle küçük teşebbüslerin yöneticilerinin, zamanlarının çoğunu bürokratlarla pazarlık yaparak geçirdiklerini göstermektedir. Ayrıca, bu izinlerin alınması ve kamu görevlileri ile pazarlık yapılması çok büyük zaman almaktadır. İşletmelerin yönetiminden çalınan bu zaman rüşvet ödenerek azaltılabilir.

Yatırım projeleri ile üst düzey sorumluların karıştığı yolsuzluklar sık sık birlikte anılmaktadır. Kamu yatırım projelerine ilişkin kararlar üzerinde üst düzey kamu görevlilerinin takdir yetkisine sahip olmaları, bu tip kamu  harcamalarının, yolsuzluk nedeniyle, hem büyüklük hem de içerik olarak olumsuz yönde etkilenmesine neden olmaktadır. Kamu projeleri, bazen sırf belirli birey veya siyasi gruplar projelerden “komisyon” alabilsin diye gerçekleştirilmektedir. Bu durum, bu tip harcamaların verimliliğini azaltmakta ve yatırım seçiminde kullanılan kâr-zarar analizi gibi objektif kriterler açısından projeleri meşru kılmamaktadır.

3- Değerlendirmemiz:

Bu gün  için birçok ekonomist, yolsuzluğun ekonomik büyü meyi teşvik eden değişkenler üzerinde etkili olması nedeniyle ekonomik büyümeyi geciktirdiğini söylemektedir. Ayrıca özellikle Siyasal Yolsuzluklar nedeniyle verimsiz alanlara yapılan yatırımlar dolayısıyla ekonomik büyüme geciktirilmekte olup çok büyük boyutlara varan kaynak israflarına da neden olunmaktadır. Nitekim ülkemiz bu türden projeler nedeniyle bir proje mezarlığına dönüşmüştür.

Her şeyden önce yolsuzluk, gerek yerli gerekse de yabancı yatırımcıların yatırım kararları ve yatırımın verimliliği üzerinde ciddi negatif etkilere sahiptir. Burada yolsuzluk, yatırım için gereken iznin verilmesinin belirli miktardaki bir rüşvet ödemesine bağlanması şeklinde karşımıza çıkmaktadır (bu miktar çoğu kez yatırımın değeri ile doğru orantılı olmaktadır). Bu yönüyle söz konusu bu yolsuzluk keyfi, tesadüfi ve önceden tahmin edilemeyen bir vergi niteliğindedir ve yarattığı belirsizlik nedeniyle yatırım yapma isteğini köreltmektedir.

Ayrıca ülkemizde maddi içerikli yolsuzluklar kadar önemli gördüğümüz adam kayırmacılık sayesinde kamuda karar alma sürecinde etkili olan görevler getirilen liyakat sız ve tecrübesiz kişiler yüzünden bazı önemli kamu projeleri , verimli bir şekilde ihale edilememekte yada bitirilmesinde kamu kaynakları optimal bir şekilde kullanılamadığı için kaynak israfına yol açılmaktadır.

Yolsuzluğun boyutları devlet bütçesini, kaynak dağılımını, adalet ve eğitim hizmetleri üzerinde farklı etkiler yapmaktadır. Yolsuzluğun Kamu Maliyesi üzerinde de olumsuz etkileri bulunmaktadır. Bu etkileri kamu açıklarının büyümesi, kamu harcamalarında ki verimliliğin azalması ve vergi sistemindeki adaletin bozulması şeklinde ortaya çıkmaktadır.

Ayrıca  yolsuzluklar sonucunda ekonomik faaliyetlerin ve kamu harcamalarının önem sırası da değişmektedir. Bu nedenle ekonomiye devlet müdahalesinin fazla olduğu ülkelerde şirketler üretim yapmak suretiyle gelir temin etmek yerine rant kollama faaliyetlerini takip suretiyle kolay yoldan para kazanma yolunu tercih etmektedirler. Bunun sonucunda ülkemizde olduğu gibi çalışmadan üretmeden kazanmaya alışmış bir ayrıcalıklı rantiye sınıfı oluşmaktadır. Hatta uygulanan ekonomi politikaları ile de bu durum desteklenmektedir. Örneğin asgari ücretten vergi alınır iken 650 milyara kadar ki faiz gelirinden vergi alınmamaktadır.

Yolsuzluk kamu gelirlerini azaltırken kamu harcamalarını artırmaktadır. Böylece yolsuzluk, daha büyük mali açıklara yol açarak hükümetin sağlam bir mali politika yürütmesini zorlaştırmaktadır.

Yolsuzluk, piyasaları ve kaynak dağılımını aşağıdaki nedenlerden dolayı bozmakta ve dolayısıyla ekonomik verimlilik ve büyümeyi azaltmaktadır:

Yolsuzluk, piyasa düzensizliklerini ortadan kaldırmak üzere hükümetin gerekli düzenleyici kontroller ve denetimleri yerine getirme yetisini sınırlamaktadır. Ayrıca hükümet, bankalar, gıda sektörü, ulaştırma faaliyetleri, mali piyasalar vb. üzerinde düzenleyici rolünü tatmin edici bir şekilde yerine getirememektedir. Piyasaya hükümet müdahalesi yolsuzluk tarafından güdülenirse, örneğin hükümet kendi özel çıkarları için monopoller oluşturursa, piyasa düzensizlikleri artabilmektedir.

Önceden belirtildiği gibi, yozlaşmış bir ortamda, kabiliyetli kişiler kabiliyetlerini rant sağlamak ve yolsuz faaliyetlerde bulunmak için kullanmaktadır. Bazı durumlarda, söz konusu faaliyetlerin negatif katma değerleri olmaktadır.

Rüşvet, keyfi bir vergi gibidir (yüksek refah maliyetleri ile). Yolsuzluk doğası gereği, aşırı bir yük oluşturmaktadır; çünkü rüşvet ödenmesi gereken şahısların aranıp bulunmasının maliyeti, görüşme ve rüşvet verme maliyetine eklenmelidir. Ayrıca, rüşvet sonucu elde edilen ahdi yükümlülükler daha kolay çiğnenebilmektedir.

Yolsuzluk amaçlı oluşturulan çıkar ve baskı gruplarının devletlerin politikalarını etkileyerek piyasa düzenine yön vermesi veya kendi aralarında ortaklıklar oluşturarak piyasaları kontrol altına almaları sonucu ekonomik büyüme, kalkınma ve ilerleme üzerinde ki olumsuz etkileri sonucunda, genellikle uzun vadede sonuçlar içermesinden dolayı araştırma ve geliştirmeye kaynak aktarmamaları sonucunda ,bilim ve teknolojide ki yenilikler takip edilemeyeceği için sürekli yüksek maliyetler gerektiren eski teknolojiler ile üretim yapılmak durumunda kalınmaktadır.

Ayrıca bu baskı gruplarının ve organize suç örgütlerinin ulaşmış oldukları kaynakları ülke siyasetinin belirlendiği seçim dönemlerinde siyasetin finansmanında kullanmaları sonucu yada doğrudan kendi adamlarını para gücüyle aktif siyasete sokmaları sonucu siyasal sistemde büyük oranlı tahribatlar meydana gelmektedir.

Rakiplerini piyasadan silmeye çalışan işadamları ise işletmeleri bünyesinde çoğu kamudan ayrılmış üst düzey mevzuatın açıklarını bilen yönetici çalıştırmaktadırlar. Bunlar ise genellikle hukuk bilgisine yada ekonomi politikalarına hakim insanlar olup üretime yönelik mühendis düzeyindeki teknik insanlar ise işsiz kalmaktadırlar. Böylece istihdam açısından da yolsuzluğun mahsurları ortaya çıkmaktadır. Yolsuzluklar sonucu bozulan ekonomik yapıdan dolayı da çok sayıda işyeri kapanmakta olduğu için,işsizlik oranları da giderek artmaktadır.

KAYNAK [i] [i] Vito TANZİ (IMF Mali İşler Departman Sorumlusu) Dünya Çapında Yolsuzluk, Çeviren; Gamze KÖSEKAHYA dan alınmıştır.

Hakkında admin

Check Also

AHİLİK VE KOOPERATİFÇİLİK / Abdullah ÇAVUŞ/Anadolu Ahileri Kadın Kooperatifleri Birliği Genel Koordinatörü-02.11.2023

AHİLİK VE KOOPERATİFÇİLİK Abdullah ÇAVUŞ/Anadolu Ahileri Kadın Kooperatifleri Birliği Genel Koordinatörü (02.11.2023) KOOPERATİF; “ortak ekonomik, …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

×