Anasayfa / Hile ve Suistimal Denetimi / DÜNYADAN BAZI ŞİRKET YOLSUZLUKLARI/Abdullah ÇAVUŞ-Hile ve Suistimal Denetimleri Uzmanı

DÜNYADAN BAZI ŞİRKET YOLSUZLUKLARI/Abdullah ÇAVUŞ-Hile ve Suistimal Denetimleri Uzmanı

DÜNYADAN BAZI ŞİRKET YOLSUZLUKLARI

Abdullah ÇAVUŞ-Hile ve Suistimal Denetimleri Uzmanı

Eskiden yolsuzluk denildiğinde akla kamu kurumları gelmekteydi.Hatta yolsuzluk tanımları yapılırken ” kamusal yetkinin kişisel çıkarlar için kullanımı” ifadesine yer verilirdi.

Bununla birlikte hızla globalleşen ve küreselleşen dünyamızda bazı şirketlerin boyutları bazı ülkelerin Gayri Safi Milli Hasılalarını geçer hale gelmiştir.

Bu dev şirketlerde profesyonel yöneticiler ile danışmanlık ve denetim şirketlerin karıştığı bazı yolsuzluk olaylarında geçen rakamlarda yine devasa büyüklükte olunca gözler ÖZEL ŞİRKETLERDE YAŞANAN YOLSUZLUK olaylarına çevrilmiştir.

Dünyanın hemen her ülkesinde, kamu veya özel sektörde pek çok kurum ve kuruluş, hileli işlem, suistimal ve yolsuzluklar ile karşı karşıyadır.

Reuters haber ajansının Amerikan Menkul Kıymetler ve Döviz Komisyonu’nun (SEC) bir yöneticisine dayanarak verdiği bilgiye göre, Amerika’da 2003 yılında yolsuzluğa bulaşan 199 özel şirketten 34 tanesi Fortune dergisinin dünyanın en büyük 500 firması listesinde bulunuyor. Haberde, Amerika’da 1998 yılında yolsuzluk olayına karışan 79 şirketin sadece 4 tanesinin Fortune 500 sıralamasında yer aldığı ve 5 yıl içinde finansal yolsuzluk olaylarının yüzde 5’ten yüzde 17’ye çıktığı belirtiliyor.

Dev şirketlerde, yolsuzluk skandallarının giderek arttığı bildiriliyor. Reuters’in verdiği bilgiye göre, Amerika’da 2003 yılında dünyanın en büyük 500 firması listesine dahil 34 şirket yolsuzluğa bulaştı. Uzmanlar, dev şirketlerin kağıt üzerinde herşey normal görünürken aniden batmasına neden olarak, şirket yöneticilerin şeffaflığı ihlal ederek gizli kapaklı işler çevirmesini gösteriyor.

Şirketler bazen kendi çalışanları tarafından yapılan yolsuzluklardan zarar görebiliyor. Özellikle kurumsallaşma çabası içindeki aile firmaları  denetimi profesyonel kadrolara bırakırken veya  büyüme sürecinde olan firmalar yolsuzlukla karşılaşabiliyor.  

KPMG’nin  hazırladığı ’Bir Suistimalcinin Profili’ araştırmasına göre, şirketlerin karşı karşıya kaldıkları yolsuzlukların yüzde 69’u kendi çalışanları tarafından gerçekleştiriliyor, yüzde 20’sinde de çalışanlar dışarıdan yardım alarak şirketlerini zarara uğratıyor. Yine bu araştırmaya göre, suiistimalcilerin yüzde 85’i erkek çalışanlar, yüzde 75’i yönetim ve üst yönetim mensubu.

Bunlara yönetim kurulu üyelerini de eklersek oran yüzde 86 oluyor. En çok suiistimal görülen birimler, finansal verilere ve nakite erişiminin kolaylığı nedeniyle yüzde 20 ile finans bölümü, yüzde 10 ile satış bölümü ve yüzde 9 ile satın alma.

Denetim, vergi ve danışmanlık firması KPMG’nin 69 ülkede yaptığı “Tipik Bir Suistimalcinin Profili” araştırmasına göre CEO veya genel müdür kademesinde işlenen suistimallerin oranı yüzde 11’den yüzde 26’ya çıktı. Suistimalcilerin genel profiline bakıldığında bu kişilerin; yüzde 87’si erkek, yüzde 32’si finans departmanında veya finansla bağlantılı bir görevde çalışıyor. Araştırmaya göre suistimalin bir numaralı sebebi para hırsı, ikinci sırada ise agresif bütçe ve kâr hedeflerini tutturma baskısı yer alıyor.

KPMG Adli Bilişim Hizmetleri (KPMG Forensic), ‘Tipik Bir Suistimalcinin Profili: Dünyada Yolsuzluk Olaylarının Analizi’ başlıklı raporunu yayınladı. 2007 yılında EMA Bölgesi’nde (Avrupa, Ortadoğu, Afrika) bulunan şirketlerdeki suistimal vakalarını inceleyen KPMG’nin bu yıl hazırladığı raporda ise, dünya genelinde yürütülen incelemelere ilişkin veriler analiz edildi. Çıkan sonuçlar çarpıcı. KPMG’nin Türkiye dahil 69 ülkede 348 vakayı inceleyerek hazırladığı 2011 raporuna göre üst yönetim ve yönetim kurulu kademesinde işlenen suistimal suçlarının oranında ciddi bir artış yaşandı.

2007 yılında yönetim kurulu kademesinde işlenen suçların toplamdaki payı yüzde 11 iken, bu oran 2011’de yüzde 18’e, CEO veya genel müdür kademesinde işlenenlerin oranı ise aynı dönemde yüzde 11’den yüzde 26’ya tırmandı.

Birçoğu kamuya açıklanmayan vakalardan derlenen rapora göre, mali tablolarda tahrifat da dâhil olmak üzere, suistimal vakaların 5’te birini yönetim kurulu üyeleri gerçekleştiriyor.

Bu olaylar sonucu yolsuzluk tanımlarında kamusal ifadesi çıkarılmış ve yerine “EMANET EDİLMİŞ YETKİNİN KİŞİSEL ÇIKARLAR İÇİN KULLANIMI” kelimesi kullanılmaya başlamıştır.

Dünya tarihinde kamusal alandaki yolsuzluklar oldukça eskidir.

İlkçağlara Sümerlerden, antik yunana, Hammurabi kanunlarına kadar bu tip yolsuzlukların izini sürmek mümkündür.

Ancak biz kendi konumuzla ilgili olarak dünyada görülen şirket yolsuzluklarını kısaca inceleyelim.

1- Enron Yolsuzluğu:

Gaz dağıtımı, enerji alım-satımı, plastik ve benzeri sektörlerde faaliyet gösteren Enron şirketi, 1985 yılında birkaç şirketin birleşmesiyle kurulmuştur. ABD’nin en büyük doğalgaz satıcısı haline gelen bu şirket, en meşhur şirket yolsuzluğunun patlak verdiği firmadır. 2000’li yılların başında firma çok büyük bir finansal güce kavuşmuştur. Şirket, denetim raporlarının yatırımcıların kararlarında önemli bir etkiye sahip olduğunu bildiğinden finansal tablolar aracılığıyla karlarını olduğundan fazla göstererek borçlarını gizlemiş ve bu şekilde karmaşık bir mali yapı oluşturmuştur. Şirket kurduğu diğer şirketlerle karmaşık muhasebe ilişkilerine girerek risk ve zararların önemli bir kısmını bilançosunun dışına transfer edebilmiştir. Ekim 2001’de zarar açıklayan ve kasım 2001’de geçmişe dönük bilanço düzeltmeleri yapan firma kısa sürede battı. Firmanın batışı araştırıldığında şirket yöneticilerinin büyük ölçüde, maaş, prim, hisse senedi opsiyonları ile kendi kişisel servetlerini arttırmak amacıyla yasadışı işlemlere girdiği tespit edildi. Pek çok yöneticisi tutuklandı.

2- Parmalat Yolsuzluğu:

Temel gıda ve süt ürünlerini üretip satan şirketin, iştirak ettiği şirketlere usulsüz kayıtlar ve işlemlerle gelirlerini ve finansal değerlerini aktarması sonucu oluşan bir şirket yolsuzluğu türüdür. İtalya’nın sekizinci büyük şirketi olan Parmalat’ın hesaplarındaki 14 milyar dolarlık açık Avrupa’nın en büyük skandalıdır. Şirketin 1998-2003 döneminde elde ettiği 14.2 milyar Euro’luk finansal kaynağını; iştirak yatırımlarına, şirketin faaliyetlerinin dışında yer alan offshore şirketlere yasadışı şekilde aktardığı tespit edilmiştir. Bu usulsüzlükler sonucunda şirket 2003 yılında iflasını açıklamıştır.

İtalya Başbakanı Berlusconi, Libero gazetesine verdiği özel demeçte, “Parmalat dipsiz bir kuyu. Tasarruf sahiplerinin maruz kaldığı kayıpların yanı sıra, bu meselenin ekonomimiz açısından da vahim sonuçları var. İtalya”nın imajı paramparça oldu. Bunda yangının başladığına dair burunları koku alamamış olanların da sorumluluğu var” diye konuştu.

3- Worldcom Yolsuzluğu:

Telekomünikasyon sektöründe faaliyet gösteren ve büyük bir pazar payına sahip olan şirket, masraf kalemlerini varlık hesaplarına aktararak, şirket gelirlerini yaklaşık 3.8 milyar dolar olduğundan yüksek göstermiştir. Kendisini karlı göstermek isteyen şirket, hat çekme maliyetlerine ilişkin tutarların bir kısmını düzenli olarak varlık hesaplarına kaydetmiştir. Denetim firması ise şirketin denetim raporlarında şirket/denetçi arasında önemli bir görüş ayrılılığı yaratacak herhangi bir uyuşmazlığın olmadığına yer verilmiştir. ABD’nin en büyük ikinci telefon şirketi Worldcom’un karını olduğundan fazla gösterdiğini tespit edilmesi üzerine şirketin hisse senetleri büyük ölçüde değer kaybetti. Skandal ayrıca borsada işlem gören diğer iletişim şirketlerinin hisse senetlerini de olumsuz etkiledi. Bu arada Amerikan Sermaye Piyasası Kurulu şirket aleyhinde dava açmak üzere yasal işlem başlattı.

4-Xerox Vakası:

Büro donanımları, yazıcı, printer ve fax üreticisi olan Xerox’u hesaplarını denetime açmaya zorlayan SEC’in, bu tarihte şirketin usulsüz işlemlerle gelirlerini 3 milyar dolar kadar yüksek gösterdiği tahmin ettiği, oysa, son incelemelerin bu rakamın 6 milyar doları aşabileceğini gösterdiği belirtildi. SEC’in, Xerox’un 1997 ile 2000 yılları arasındaki faaliyetlerinden şüphelendiği, buna karşılık, Kurum tarafından Nisan ayında görevlendirilen bağımsız hesap uzmanının 2001 yılındaki muhasebe işlemlerinde de usulsüzlük saptadığı kaydedildi. Şirketin bu tip işlemlerle hisse senedi yatırımcılarını dolandırdığı tespit edilmiştir.

5-Waste Management:

Şirketin gelirlerinin 1992 ylından 1997 yılına kadar olduğundan %12 fazla gösterilmesine rağmen denetim firması bunu tespit etmiş olmasına rağmen görmezden gelmiştir. İşletme borsada işlem gören hisselerinin değerinin düşmemesi için mali tablolarını %12 şişirilmiş olarak sunmuştur. Şirket başarısız ve terk edilmiş projeleri karlı gibi göstermeye çalışmış, başka yerlere yaptığı harcamaları da proje maliyetleri gibi göstermiştir.

6- Sunbeam Yolsuzluğu:

Eylül 2002 tarihinde icra başkanı Al Dunlap Sunbeam şirketinin 1990’larda batmasına neden olan muhasebe sahtekarlığını gerçekleştirmek suçundan federal hükümete 500.000 dolar ödemeye mahkum edildi. Dunlap ayrıca bir daha asla yönetici ve çalışan olarak bir kamu şirketinde görevlendirilmemeyi kabul etti. Dunlap şirketin mali tablolarında birden çok hesap kalemi ile oynanarak hem gelirleri arttırılmış hem de bir takım fonları şirket dışına kaçırmıştır.

7- Cendant Yolsuzluğu:

Cendant kasıtlı olarak yanlış beyan edilmiş fonları (karşılıklar), ayrıntılı bir denetime maruz kalmayacağını bildiği bağlı şirketlerin hesaplarında gizlemiştir. Şirket gelirlerini de giderlerini de eksik beyan ederek bir denge sağlamış, pek çok gelirini farklı şirketlere aktararak gizlemiştir. Cendant’ın denetimini yürüten Ernst&Young denetim şirketinin denetim elemanları bu hileyi kesinlikle fark edememişlerdir. Cendant ayrıca; 49 milyon Dolar tutarındaki nakit bakiyesini usulsüz bir muhasebe kaydı ile 100 milyon Dolar şişirerek 149 milyon Dolar olarak raporlamıştır. Bu yanlış beyan, yıl sonu banka hesap özetinde 100 milyon Dolarlık bir banka işleminin olmaması sonucu rahatlıkla görülebileceğinden, herhangi biri denetçinin bu hileli işlemin kolaylıkla farkına varılabileceği düşünülebilirse de tespit edilememiştir.

8- Tenet Healthcare Yolsuzluğu:

Şirketin eski icra başkanı Jeffrey Barbakow’a 9 Eylül 2003 tarihinde ABD Senatosu Finans Komitesi tarafından kurumsal yönetim uygulamalarına yönelik bir soruşturma başlatıldı. 57.000 çalışanı 84 sağlık merkezi olan bu kuruluşta yapılan incelemeler geniş çaplı bir sahtekarlığı ortaya çıktı. Ağustos ayında Şirket sadece bir California hastanesinde gereksiz yere yapılan kalp ameliyatlarına ilişkin iddialara karşı açılan soruşturmayı durdurmak için 54 milyon dolar ödemeyi kabul etti. 5,7 milyar dolarlık usulsüzlüğün ilk etapta tespit edildiği şirkette pek çok yatırımcı zarara uğradı.

9-Deutsche Asset Management Yolsuzluğu:

19 Ağustos 2003 SEC yatırım bankacılığı biriminin bir yıl önce gerçekleşen 19 milyar dolarlık HP – Compaq birleşmesinde HP tarafını temsil ettiği bilgisini gayrı ahlaki olarak müşterilerine açıklamaması nedeniyle 750,000 dolar ödemeye mahkum etti. Şirket insider trading yani içeriden öğrenenlerin ticareti şeklinde kamuoyuna açıklanmayan bilgileri gizlice elde ederek ve kendi çıkarları için kullanarak haksız kazanç elde etmesi nedeniyle cezalandırıldı. Bir bankanın bu tip işlere soyunmuş olması da yolsuzluğun önemini daha da arttırmaktadır.

10- Healthsouth Yolsuzluğu:

Mart 2003 ortalarında SEC, şirketin icra başkanı ve yönetim kurulu başkanı olan Richard Scrushy aleyhine1.4 milyar dolarlık dava açtı. Şirketin kar beklentilerini arttırabilmek için şirket gelirlerini usulsüz olarak yüksek gösterildiği tespit edildi. Scrushy işten atıldı ve aleyhine 85 ayrı suçtan dava açıldı. Şirketin sahte belgelerle bu dolandırıcılık olayını gerçekleştirildiği, imza taklitleri gibi pek çok mali suçun işlendiği de tespit edildi.

11- Sprint Yolsuzluğu:

Şubat 2003’te şirket yönetiminin görev sürelerinin uzatılması problemlere yol açmış ve bir seri dava açılmıştır. Şirketin üst düzey yöneticilerinin şirketin gerçekleştireceği birleşme işlemine dair rüşvet aldıkları, şirketin birleşmedeki değerinin düşük hesaplanmasına neden olduklarının tespiti ile bu davalar sonuçlanmıştır. Eğer şirket yöneticilerinin görev süresi uzatılmış olsa idi bu olayların hiç birisi ortaya çıkmayacaktı.

12- Adelphia’nın Yolsuzluğu:

Haziran 2002’de 77 yaşındaki John Rigas, iki oğlu ve iki üst düzey yöneticisi Adelphia’nın kablolu televizyon şirketi olan Coudersport, Pa.’yı 60 milyar dolar yatırımcıları zarara uğratmakla suçlandılar. Şirketteki yetkilerini kötüye kullanan John Rigas ve iki oğlunun ayrıca iki yöneticinin şirket hesaplarını 2,3 milyar dolar şişirdiği tespit edildi. Şirket hesaplarından nedeni belli olmayan 252 milyon dolarında kredi olarak çekildiği görüldü. John Rigas ve oğullarının kendilerine 13 milyon dolarlık özel bir golf sahası yaptırdıkları da tespit edildi.

13- Imclone Systems Yolsuzluğu:

Ekim 2002’de şirketinin icra başkanı Sam Waksal hakkında açılan 13 davanın 6’sından suçlu bulundu. ABD’nin en ünlü ve zengin kadınlarından Martha Stewart, borsada kamuya açıklanmamış bilgilere ulaşıp işlem yapmakla suçlandı. Stewart, 500 bin dolar kazanmayı beklerken, 100 milyon dolar kaybetti. Skandal yüzünden New York Borsası Yönetim Kurulu Üyeliğinden istifa eden Stewart’ın hapis cezası talebi ile yargılandı. Imclone Systems’in üreteceği kanser ilacına ABD hükümetinin onay vermediğini belirtilerek, Stewart’ın ise bu açıklamanın yapılmasından bir gün önce elindeki hisselerin tümünü sattığı ifade edildi. ABD hükümetinin ilaca onay vermemesinin ardından ImClone Systems’in hisseleri taban yaptı ancak Martha Stewart bir gün önce harekete geçmiş olduğundan bu işten zarar almadan kurtuldu. Bunun üzerine Martha Stewart’ın ilaç şirketinin sahibi Waksal ailesiyle yakın ilişkisi olduğundan içerden haber sızdırıp haksız rekabet yoluyla kazanç sağladığı yolunda soruşturmalar başladı.

14- Watergate skandalı:

1972-1974 Amerika Birleşik Devletleri’nin başkentinde gelişen ve Başkan Richard Nixon’ın istifa etmesiyle sonuçlanan siyasi bir skandaldır. 17 Haziran 1972 günü 5 hırsız Watergate iş merkezindeki bir büroya girerken polis tarafından yakalanarak tutuklandı. Bu büronun ABD’nin o zamanki ana muhalefet partisi olan Demokratik Parti’nin merkezi olduğu ortaya çıktı. Sürdürülen soruşturma hırsızların Nixon’ın partisi olan Cumhuriyetçi Parti ile bağlantılı olduklarını ve amaçlarının Demokratik Parti’nin telefonlarını gizlice dinlemek üzere mikrofonlar yerleştirmek olduğunu ortaya koydu. Bunun üzerine Başkan Richard Nixon bu hırsızlığın arkasında olan bütün siyasetçilerin ortaya çıkarılması için Adalet Bakanı Elliot Richardson’ı görevlendirdi.

Richardson, Archibald Cox isimli bir savcıyı bu göreve atadı. Cox, Beyaz Saray’da başkanın bütün konuşmaların teybe alındığını öğrenerek bu bant kayıtlarının kendisine verilmesini istedi. Richard Nixon bu isteği kesinlikle reddetti ve Cox’un görevden alınmasını emretti. Adalet Bakanı Cox’u görevden almayı reddedince Richard Nixon Richardson’ın işine son verdi. Olaylar gitgide çorap söküğü gibi gelişmeye başladı. ABD Yüksek Mahkemesi Richard Nixon’ı bant kayıtlarını savcılara teslim etmeye zorladı.Richard Nixon bant kayıtlarını sonunda teslim etti ama bu sefer Richard Nixon iyice halkın desteğini kaybetmişti ve ABD Kongresinde Richard Nixon’ı görevden almak üzere soruşturmalar başlamıştı. Bu ortamda 8 Ağustos 1974 tarihinde Richard Nixon televizyonda yaptığı bir konuşmayla ertesi gün istifa edeceğini açıkladı. Yerine Başkan yardımcısı Gerald Ford başkan oldu. Böylece Richard Nixon ABD tarihinde başkanlıktan istifa eden ilk ve tek başkan olmuş oldu.

15- Berlusconi yolsuzluk iddiasıyla hakim karşısına çıktı

İtalya’da Başbakan Berlusconi, “Mediaset”in televizyon hakları hakkındaki yolsuzluk iddiaları nedeniyle mahkemeye çıktı.İddiaya göre, Berlusconi ve ABDli yapımcı Frank Agrama ile birlikte 10 kişi vergi kaçakçılığı yapmakla suçlanıyor. Berlusconi’nin sahibi olduğu Fininvest grubuna bağlı İspanyol Tele5 televizyonunda 1990-1993 yılları arasında vergide yolsuzluk yapıldığı gerekçesiyle 2001 yılında açılan dava, Berlusconi’nin başbakan olduğu için dokunulmazlık elde etmesi nedeniyle İspanya Anayasa Mahkemesi’nin 14 Ekim 2003 tarihindeki kararıyla durdurulmuştu

16-İran’da Yolsuzluktan İdam:

İran’ın en büyük banka dolandırıcılığı davası sanıklarından Mihaferid Emir Hosrevi, idam edildi.İran resmi haber ajansı IRNA’da yer alan haberde, Tahran Bölge İdare Mahkemesi, “fesat çıkarmak” suçundan idama çarptırılan Arya Yatırım Şirketinin Genel Müdürü ve İran Ulusal Çelik Sanayi Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Hosrevi’nin, cezasının dün sabah tutuklu bulunduğu Evin Cezaevi’nde infaz edildiğini duyurdu. Ülke tarihindeki en büyük yolsuzluk olarak değerlendirilen 2.6 milyar dolarlık dolandırıcılığın ortaya çıkmasının ardından Eylül 2011’de tutuklanan Hosrevi, yargılandığı davada “şirket aracılığı ile ülke ekonomisine zarar vererek yolsuzluk yapmak, bankacılık ağında hile ve yolsuzluk yapmak, yasa dışı yollarla kredi almak, kara para aklama ve rüşvet alıp vermek” suçlarından idama mahkum edildi.

17- Volkswagen Yolsuzluğu:

Almanya, Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün her yıl yayınladığı Yolsuzluk Raporu’nda 160 ülke arasında 16’ncı sıradadır. Bir başka ifadeyle, 144 ülkede Almanya’dan daha çok rüşvet dağıtılıp, daha fazla yolsuzluk olayı yaşanmaktadır.

Ancak uzmanlar, 2006 yılının son aylarında BMW, Daimler­Chrysler, Siemens, Karstadt, Audi ve Volkswagen gibi Alman ekonomisinin önde gelen gruplarında art arda ortaya çıkan yolsuzluk olaylarına işaret ederek Yolsuzluk Raporu’nda 94 sorgulanması gerektiğini söylemişlerdir. Frankfurt Başsavcısı Wolfgang Schaupensteiner, Volkswagen ve tedarikçi firmaları arasında yolsuzluluklarla ilgili ulaşabilecekleri bütün bilgileri ayrıntılı şekilde araştırmıştır.

Başsavcı, alanında Avrupa’nın ikincisi kabul edilen Fransız parça tedarikçisi Faurecia’nın Volkswagen ve Audi’nin üst düzey yöneticilerine 800 bin Euro dolayında rüşvet verdiğini kanıtlamış ve Almanya’daki yolsuzluk olaylarının açıklığa kavuşturulmasında şimdiye kadar alınan mesafeyi “buzdağının görünen ucu” şeklinde ifade etmiştir.

Alman savcılar, emisyon skandalıyla sarsılan Volkswagen’de yönetim kurulu başkanlığından istifa eden Martin Winterkorn hakkında soruşturma açmıştır. BBC Türkçe’ de yer alan habere göre Almanya’nın Braunschweig şehri savcılığı, “emisyon 95 değerleri ile oynanan araçların satışındaki yolsuzlukları” araştıracağını duyurmuştur. Şirket bunlar arasında Avrupa’da satılan araçların da olduğunu kabul etmiştir.

Hakkında admin

Check Also

AHİLİK VE KOOPERATİFÇİLİK / Abdullah ÇAVUŞ/Anadolu Ahileri Kadın Kooperatifleri Birliği Genel Koordinatörü-02.11.2023

AHİLİK VE KOOPERATİFÇİLİK Abdullah ÇAVUŞ/Anadolu Ahileri Kadın Kooperatifleri Birliği Genel Koordinatörü (02.11.2023) KOOPERATİF; “ortak ekonomik, …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

×