Anasayfa / DERNEK-VAKIF / ANKARA KEÇİSİ, ANKARA KEDİSİ, ANKARA TAVŞANI, ANKARA ARMUDU – Abdullah ÇAVUŞ/Bağımsız Denetçiler Derneği Başkanı

ANKARA KEÇİSİ, ANKARA KEDİSİ, ANKARA TAVŞANI, ANKARA ARMUDU – Abdullah ÇAVUŞ/Bağımsız Denetçiler Derneği Başkanı

ANKARA KEÇİSİ, ANKARA KEDİSİ, ANKARA TAVŞANI, ANKARA ARMUDU

Abdullah ÇAVUŞ/Bağımsız Denetçiler Derneği Başkanı

Ankara ismiyle anılan üç ayrı hayvan türü ne yazık ki yok olma tehlikesi ile karşı karşıyadır.

Keza meşhur ANKARA ARMUDU da hatırlarda kalmıştır.

Bugün ANKARA ARMUDUNUN tadını ve şeklini bilen bile yoktur.

Ankara Kent Konseyinin önümüzdeki dönem bileşenleri ile beraber bu konularda çalışma grupları oluşturulması ve kırsal kalkınmaya destek vermesi son derece önemli bir husus olarak karşımıza çıkmaktadır.

Öte yandan; Ankara Büyükşehir Belediyesi Ankara tarımın gelişmesi için GÖLBAŞI İLÇESİMİZE yaklaşık 3.500 Dekar alana kurulu ve BAKAP BAŞKENT ANKARA KALKINMA PRJESİ adını verdiği TARIM KAMPÜSÜ ile ANKARA KÖYLERİNDEKİ KIRSAL KALKINMA PROJELERİNE start vermiş durumdadır.

BAKAP KAMPÜS ALANI 2020 yılına kadar çorak ve işlevsiz bir yerken şu anda bu alan içerisinde; 39 kilometre yürüyüş yolu, 19 kilometre bisiklet yolu, 45 bin metrekare piknik alanı, 55 bin metrekare lavanta bahçesi, 17 bin 500 adet meyve ağacı, tarım alanları, ekolojik göl, kafeteryalar, çocuk oyun alanları, aromatik bitkiler bahçesi ve spor alanları bulunmaktadır.

Yine bu alan içerisinde 3 adet ekolojik göl, 160 bin metrekare çim alan, 25 bin adet boylu süs ağacı, 2 milyon 200 bin adet peyzaj bitkisi, belediyemizin işlettiği kafeteryalar, seralar, üretim bahçeleri ve karavan parkı var.

BAKAP’ta yaklaşık 3 yıldır yem bitkisi, buğday, arpa, çavdar, yulaf, domates, biber, patlıcan, çeşitli meyveler gibi birçok kalemde üretim yapılmaktadır.

Öte yandan Ankara Büyükşehir Belediyesi ATATÜRK’ün Ankaralılara en büyük armağanı olan ATATÜRK ORMAN ÇİFTLİĞİ’ndeki (AOÇ) yıllardır boş ve atıl bırakmış olan 940.000 metre karelik büyük bir araziyi de ıslah ederek Ankaralıların kullanımına açmıştır.

İçerisinde evcil hayvanlar parkından otoparka, yürüyüş ve bisiklet yollarından çocuk oyun alanlarına kadar pek çok donatının yer alacağı 940 bin metrekarelik alan, “Doğal Yaşam Alanı ve Atatürk Çocukları Parkı” adıyla hizmet verecektir.

Bu önemli iki alan içerisinde;

1-ANKARA KEÇİSİ

2-ANKARA KEDİSİ

3-ANKARA TAVŞANI

4-ANKARA ARMUDU

İçin alanlar açılması halinde Ankaralıların ve tüm ülkemizin unutmakta olduğu bu değerlere sahip çıkılması sağlanacaktır.

Bu iki önemli alanda üretilecek olan Ankara Keçisi, Ankara Kedisi ve Ankara Tavşanı üretim yapmak isteyen çiftçilerimize ve tacirlerimize uygun fiyatla damızlık olarak verilmelidir.

Ankara Keçisi ile ilgili olarak Ankara da kurulu olan ve 10 üye kooperatifi olan TİFTİK BİRLİK ve Ankara Damızlık Koyun ve Keçi Yetiştiricileri Birliği ile irtibata geçilmesi ve Ankara Kalkınma Ajansı başta olmak üzere hibe veren tüm kurumlardan hibeler alınmak suretiyle Ankara Tiftik keçisinin üretiminin artması sağlanmalıdır.

Bunun yanında köylülere ücretsiz DAMIZLIK ANKARA KEÇİSİ dağıtımı için imkanlar araştırılmalıdır.

Ankara Keçilerinin sütünden çok kaliteli dondurmalar üretilmekte olup bu sütlerin değerlendirilmesi amacıyla dondurma üreticileri İLE işbirliği imkanları araştırılmalıdır.

Köylerde veya ilçe merkezlerinde kooperatifleşmeye destek çalışmaları yapılmalıdır.

Tarım ve Orman Bakanlığı ile görüşülerek ANKARA TİFTİK KEÇİLERİNE ve bunlardan kaynaklı ürünlere verilen destek miktarlarının artırılması sağlanmalıdır.

Keza iş bu yazımız konusu olan ANKARA TAVŞANI, ANKARA KEDİSİ üretimi konusunda da Ankara Büyükşehir Belediyesi ve Ankara kent Konseyi ile bileşenleri yeni dönemde bilimsel içerikli özel çalışmalar başlatmalıdır.

Bunların yanında TİFTİKBİRLİK ve Ankara Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği gibi örgütlenmelerin ve diğer tarımsal amaçlı kooperatiflerin adında ANKARA geçen bu hayvanlar ile Ankara Armudu konusunda projeler üretmesi son derece ELZEM bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır.

Öte yandan Tarım ve Orman Bakanlığı Ziraat Mühendislerinin akademik bilgileri ve saha pratiklerinden de yararlanılması gerekmektedir.

Veterinerlik fakültelerimiz ile Ziraat Fakültelerimizle de işbirliği yapılmalıdır.

Son olarak Üreticilerimizin maddi olarak desteklenmelerinin yanında moral motivasyon yönüyle de desteklenmeleri ve gelecek anlamda Ankara ismi taşıyan bu 3 hayvanın üretimi konusunda MİSYON ÜSTLENMELERİ de sağlanmalıdır.

Bu anlamda başka hiçbir şehrimize nasip olmayacak bu değerlerimiz ile birlikte ANKARAMIZ büyüyecek, üreticilerimiz kalkınacaktır.

Keza Ankara ilimiz tarihi misyonunun yanında ANAKARA TAVŞANI, ANKARA KEÇİSİ, ANKARA KEDİSİ gibi bu değerleriyle de tüm dünyada tanınacaktır.

Ankara ismini taşıyan bu hayvan türlerimiz ve Ankara Armudu hakkında derlediğimiz bilimsel bilgiler aşağıdaki gibidir.

I-ANKARA KEÇİSİ (TİFTİK KEÇİSİ)

Araştırmamıza Ankara Keçisinin tarihine değindikten sonra yıllardır azalmakta olan üretim bilgileri hakkında derlediğimiz bilgiler aşağıdaki gibidir.

1-ANKARA KEÇİSİNİN (TİFTİK KEÇİSİ) TARİHİ

Birçok ülkede mohair diye adlandırılan tiftik, bütün dünyaya yurdumuzdan yayılan ANKARA KEÇİSİNİN ürünüdür.

Bu nedenle; Tiftik Keçisi dünya edebiyatında Ankara keçisi olarak tanınır. ANKARA KEÇİSİ, 13. yüzyılda Hazar Denizi’nin doğusundan Anadolu’ya Türkler tarafından getirilmiştir.

Orta Anadolu’nun kurak iklimi ve toprağı ile iyi bir şekilde bağdaşarak gelişen keçi, o zamandan beri bölgeye gelir getiren, seçkin bir hayvan olma özelliğini sürdürmektedir.

1939 yılına kadar sadece Orta Anadolu bölgesinde, özellikle ANKARA’DA ve çevresindeki illerde ekonomik bir değer olan ANKARA KEÇİSİ, değişik tarihlerde bu bölgelerden dış ülkelere gönderilmiş ve gittiği her yerde esas ismini korumuştur.

Halen dünyada ANKARA KEÇİSİ olarak tanımlanmakta ve bu sayede ANKARA’NIN ve Türkiye’nin adını tüm dünyaya duyurmaktadır.

ANKARA KEÇİSİ, Ankara’nın tüm ilçelerinde yetiştirilmekle birlikte, en çok ürün alınan ilçeler AYAŞ, BEYPAZARI, GÜDÜL VE NALLIHAN ilçeleridir.

Bu keçinin yünü olan tiftik, hayvansal kaynaklı elyafın “özel kıl elyafı” bölümünde yer almaktadır. İncelenen kaşmir, alpaka, devetüyü, keçi kılı vb. hayvansal elyafın ilk sıralarında yer alır.

Hem üretiminin fazlalığı, hem de sahip olduğu bazı özellikleri nedeniyle tiftik, bu grupta yer alır. Günümüzde dokuma sanayisinde yapağıdan sonra en çok kullanılan ve aranılan bir elyaf olduğu rahatlıkla söylenebilir.

Bir tekstil elyafı olmasına karşın, genelde dokuma sanayinde saf olarak kullanılmaz. Pamuk, yün, tabii ve akrilik gibi suni elyaflarla değişik oranlarda karıştırılarak kullanılır. En büyük tüketimi tekstil sanayisindedir.

Kumaşlarda, lüks battaniyelerde, halıcılıkta, dokuma endüstrisinde, peruk ve oyuncak sanayisinde ve paraşüt ipi yapımında kullanılır. Tiftik Keçisi Anadolu’ya geldiğinden itibaren ANKARA ve çevresinde sof üretimi görülmektedir.

Tiftik Keçisinin tüyleri işlenerek iplik haline getirilir ve bu iplikten Türk kumaşları arasında ayrı bir özelliği olan “ANKARA SOFU” üretilirdi.

Renk çeşitleri, dokunuşlarındaki ustalıklar, desen incelikleri dikkat çekmekteydi. Bu keçinin tüylerinden elde edilen ürünler yerli ve yabancı tüccarlar için önemli bir pazar oluşturuyordu.[i]

Sof kumaşları, gerek renk çeşitleri gerekse dokunuşlarındaki ustalıkları ve desen incelikleri ile bütün dünyada tanınmış bulunuyordu. Başta İngiltere ve Hollanda olmak üzere Avrupa’ya ve Arap ülkelerine pek çok satılıyordu.

Ünü iç ve dış pazarlarda yayılmış olan Ankara sofları, uzun yıllar Ankara vilayetinin tarihini ve ekonomisini etkilemiş, dış ülkelerden yurdumuza gelen bir çok seyyahın da dikkatini çekmiştir.

Ankara’ya gelen Doğu seyyahları, o zaman gördükleri karşısında hayranlık duymuşlar; hepsi tiftik keçilerinden, bunların tüylerinin ipek gibi inceliğinden ve parlaklığından, kumaşının zarafetinden bahsetmişler ve sof kumaşın dokunuşu, işlenişi, ticareti hakkında bilgiler sunmuşlardır.[ii]

360 yıl önce, yani 1640’larda Ankara’yı görmüş olan Evliya Çelebi de Ankara Vilayeti için “burası sof yeridir… Bu sof da Engürü’ ye mahsustur. Yer yüzünde başka bir yerde olmak ihtimali yoktur.” der. Sonra tiftik keçisini şöyle anlatır:

“Tiftik keçisi beyaz süt gibi olup, onun gibi beyaz mahluk belki yoktur. Sof ipliği bunların yününden olur. Bu keçilerin tüyünü makasla kırkarlarsa ipliği sertçe olur. Ama yolarlarsa Eyüp Peygamberin ipeği gibi yumuşak olur. Kadın ve erkek herkesin işi softur.

Frenkler bu Engürü keçilerinden Frenk diyarına götürüp yumuşak iplik eğirip sof dokumak isterler. Allahın emriyle keçiler bir sene içinde bildiğimiz tüylü kıl keçilerden olur. Dokudukları şey sof olmaz. Hatta Engürü’den eğrilmiş ipliği alıp, Frenk diyarına götürerek sof yapalım dediler fakat yine olmadı.” der.

2- TİFTİK KEÇİSİ ÜRETİCİ VE KEÇİ SAYISI

Ankara Damızlık Koyun Keçi yetiştiricileri Birliğinin raporuna göre Ankara ilçelerindeki Anakara Tiftik Keçisi ve üretici sayıları aşağıdaki gibidir.

SIRA NO İLÇE ADI ÜRETİCİ SAYISI KEÇİ SAYISI
1 AKYURT 1 79
2 AYAŞ 93 21.576
3 BALA 3 67
4 BEYPAZARI 145 34.485
5 ÇAMLIDERE 10 149
6 ÇANKAYA 2 87
7 ÇUBUK 6 1.674
8 ELMADAĞ 2 1.029
9 GÜDÜL 112 37.977
10 HAYMANA 18 1.159
11 KAHRAMANKAZAN 4 615
12 KALECİK 1 50
13 KIZILCAHAMAM 33 6.742
14 MAMAK 2 30
15 NALLIHAN 47 9.992
16 POLATLI 30 6.184
17 SİNCAN 21 1.456
18 ŞEREFLİKOÇHİSAR 2 120
  TOPLAM 532 124.801

 II-ANKARA KEDİSİ

Ankara Kedisi dünyanın en sevilen saf kan kedi ırkları arasında yer alır. Nesiller boyu “ Ankara” kelimesi hep uzun tüylü kediyi nitelendirmek için kullanılan bir terim olmasına rağmen, tek saf kan Ankara, ataları Türkiye’den çıkmış olan Türk Ankara’sıdır. [iii]

Ankara Kedisi Türkiye’de üretilmiş doğal ve saf bir kedi ırkıdır. Ülkesinin ulusal hazinelerinden biri sayılan Ankara Kedisi, dünyanın dikkatini ilk kez Haçlı Savaşları sırasında çekti.

1620–1625 yılları arasında Fabri de Peiresc adındaki bir Fransız bilim adamı ülkesine eski Ankara’dan birkaç saf beyaz kediyle dönmüştü. Bu kedilerden elde edilen yavrular Fransız soyluları arasında dikkatle dağıtıldı. İlk yavrulardan biri Fransız devlet adamı Cardiani de Richekieu’ya verildi. 18’nci yüzyılda 15. Luis gibi 16. Louis ve Marie Antoinette de bu asil kedilerin hayranları arasına girdi. Bu dönemde yapılmış pek çok yağlı boya tablo Ankara Kedilerini resmetmiştir.

19’uncu yüzyılda pek çok Ankara Kedisi Fransa’dan Amerika’ya ihraç edildi.

1962 yılında çok sayıda Amerikan askeri personeli Ankara Hayvanat Bahçesi’nde 45 yıllık bir üretim programının ürünü olan Ankara Kedilerini gördüler. Bir kaç çifti ülkesine götüren askeri personel bu ırka ilginin yeniden doğmasını sağladılar. İpeksi ve orta uzunlukta kürkü olan bu ince yapılı kediler, kedi güzelliğini bilen ve zevkini çıkaran tüm ülkelerde sevilip ilgiyle üretilmeye devam etmektedir.

Ankara Kedisi: Uzun tüylü kedilerin atası olarak kabul edilen ve Avrupa’da Angora olarak tanınan Ankara Kedisi tam anlamı ile sahibine sadık ve onu her yerde takip eden Ankara Kedisi enerjik, oyuncu, zeki ve meraklı bir kedidir. Evine oldukça düşkün olan Ankara Kedileri insanlar ile ilişkilerinde oldukça yakın ve uyumludur. Meraklı ve araştırmacı yapısı ona oyuncu özelliği de katmıştır. Oyun yanında kararlı bir yapısı olması da meraklı kimliğinin bir sonucu olarak görülebilir. Kendine özgü eğlence anlayışı ve gösteri merakı nedeniyle, onu evde mobilyalar üzerinde gezinirken, hayali avını yakalarken veya yumaklar ile oynarken görmek ve onunla hiç sıkılmadan eğlenceli dakikalar geçirmek mümkündür. Eğer aklına bir şey koyduysa mutlaka yapacaktır.[iv]

Ankara Kedisinin vücudu uzundur. Uzun bacaklara, uzun bir kuyruğa ve yine uzun ve kaslı, narince yapılanmış bir gövdeye sahiptir. Çok düzgün bir kemik yapısı ve zarif bir görüntüsü vardır. Erkek kediler dişilerden büyük olabilir. Uzun bacaklarının arka tarafları, önlerinden daha fazla olur. Parmaklarının arasında uzun tüyler bulunan, küçük ve yuvarlak patileri vardır. Tüylerin uzunluğu mevsimine göre değişir. Günümüzde pek çok değişik renk tüylü Ankara Kedisi vardır. En iyi tüylere sahip Ankara Kedileri , genellikle 3 yaşını geçmiş kedilerdir.

Ankara kedileri eğitilmeye çok yatkın ve yumuşak huylu kedilerdir. Genel kanının aksine sahiplerine çok bağlı ve sadıktırlar. Ankara Kedileri, güzelliklerinin yanı sıra insana olan yakınlıkları ve onlarla aktivitelere girmekten hoşlanmaları ile de dikkat çekmektedirler.

Tüm bu özelliklerini anlattığımız Ankara Kedileri Yüzyıllar öncesinde olduğu gibi Günümüz Ankara’sı ve çevresinde de varlığını sürdürmektedir. Bu onların üstün genetik özellikleri ve hayvan sever Ankara’lılar sayesinde olmuştur.

Ankara Kedileri Van kedileri ile karıştırılmakla birlikte aralarında bariz farklılıklar bulunmaktadır.

Van Kedisi İle Ankara Kedisi Arasındaki Farklar bulunmaktadır.

Bembeyaz tüyleri, çift renk gözleriyle ülkemizin nadide varlıklarındandır. Güzellikleri dünya tarafından da kabul gören Van kedileri ve Ankara kedileri oldukça ünlülerdir. Kedi türleri arasında birbirine en çok karıştırılan bu iki ırk, aslında bariz farklılıklara sahiptir.

Beyaz kürkleri ve göz renkleri yüzünden karıştırılan bu iki tür, ancak kedi severler tarafından ayırt edilebiliyor. Van kedisi ve Ankara kedisi arasındaki aşikar farklılıkları sizler için sıralıyoruz.[v]

1- Van kedilerinin tüyleri Ankara kedilerinin tüylerine kıyasla daha kısadır.

2- Van kedileri sudan korkmayan, yüzmeyi seven tek kedi türüdür.

3- Ankara kedisinin tüyleri genellikle bembeyazdır.

4- Van kedilerinin baş ve kuyruk bölgelerinde sarı lekeler bulunur.

5- Van kedisinin yüzü yuvarlak biçimdedir.

6- Ankara kedisinin yüzü sivri biçimdedir.

7- Van kedisinin gözleri yuvarlak yapıdadır.

8- Ankara kedisinin gözleri badem şeklindedir.

9- Van kedilerinin kulaklarının yapısı geniştir.

10- Ankara kedisinin kulak yapısı uzun, dik ve daha tüylüdür.

11- Van kedisinin gözleri çift renkte olabilirken, tek gözleri mavi-kehribar rengindedir.

12- Ankara kedisinin gözleri sarı-mavi, ela-mavi olabilir.

Ankara Kedisinin üretimi ve tanıtımı konusunda Anakara Büyükşehir Belediyesi ve Ankara Kent Konseyi ile bileşenlerine önemli görevler düşmektedir.

III-ANKARA TAVŞANI

Dünya ölçeğinde Avustralya’dan Fransa’ya kadar pek çok ülkede yetiştirilen ve sayıları milyonlarla ifade edilen Ankara tavşanı, ana yurdundaki birkaç çiftlikte yetiştirilmektedir ve sayıları, ancak bin (1.000) civarındadır. [vi]

Tarihi belgelere göre Ankara tavşanı 1723 yılında Anadolu’dan tamamen yok olmuştur. Almanya’da yaşayan bir Türk vatandaşı tarafından yeniden ana yurduna getirilen Ankara tavşanı Kayseri ilindeki bir çiftlikte yeniden yetiştirilmeye başlanmıştır. Ankara’da Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına ait bir Enstitüde de yetiştirilen Ankara tavşanını sayısı 500–1000 arasındadır.

Tesadüfen bulunan bu ırkın ana yurdunda yaygınlaştırılması çalışmaları devam etmektedir. Çok değerli olan Ankara Tavşanı ana yurduna kolay uyum sağlamıştır.

Ankara tavşanı bir doğumda 4 ile 14 arasında yavru doğurur. Yılda 40 cm uzunluğa ulaşan tüyleri henüz 2-3 aylıkken kırkılır.

Her hayvan yılda ortalama olarak 1 kg yün verir. Tüyü hafiftir ve yüksek ısı tutar.

Angora kazak üretimi için olduğu kadar elektromanyetik etkisi nedeniyle romatizma hastaları için üretilen giyeceklerde kullanılan Ankara tavşanının yünü altın değerinde olup, hafiftir ve yüksek ısı tutar. Ankara tavşanından elde edilen Angora yünü, koyunun yününe göre sekiz kat daha fazla ısı vermekte ve alerjiye yol açmamaktadır.

Bu tavşanın yününden yapılan korse, dizlik, iç çamaşırı, fizik tedavi ve nevraljide kullanılan termal giysiler, dolaşım bozukluğu hastaları ve romatizma hastalarının çok ihtiyaç duyduğu sıcak giysileri sağlamaktadır.

İngilizce Adı: Angora Rabbit Bilimsel Adı: Oryctolagus Cuniculus Ankara Tavşanı, yumuşak tüylere sahip olan bir tavşan türüdür. Ankara’ya özgü endemik bir türdür. Bu canlıların kökeni Ankara ilimizdir. Buradan tüm dünyaya yayılmışlardır. Vücudu uzun tüylerle kaplı, ayakları ince ve uzundur. Kemikleri ince olmasına rağmen, sağlam yapıdadır. Yaklaşık olarak 3,5-4 kg canlı ağırlığa sahiptir. Ergenlik döneminde dişiler erkeklerden daha ağır olurlar.

Tavşan yünü üretimi amacı ile yetiştirilen tek tavşan ırkı Ankara Tavşanıdır. Angora yünü yapısında yer alan hava odacıkları nedeniyle yüksek yalıtım özelliği taşır, ayrıca üzerindeki Kütikül pulcukları’na bağlı olarak sürtünme katsayısının düşük olmasından dolayı dokunulduğunda yumuşak hissediler.

Dünyada 10 Bin Tona yakın Tavşan yünü üretilmektedir. Ham Angora yününün asıl kaynağı Dünya üretiminin %90’ının yapıldığı Çin’dir(30 Milyon Angora Tavşanı bulunduğu hesaplanabilir.)Ayrıca Şili, Arjantin, Fransa, Maceristan, Çekoslovakya gibi ülkelerde Angora yünü üretmektedir.

Angora yününün fiyatı; tüyünün uzunluğuna, inceliğine, yumuşaklığına, temizliğine göre değişmektedir.( Tüyün tonu kalitesine göre 50 ile 100 bin dolar arasındadır)

Angora Tavşanının yünü uluslar arası standardizasyon örgütü (ISO) kapsamındaki simgesi WA ‘dır. Burada W harfi yünü, A harfi ise Angora Tavşanını gösterir.[vii]

Adı “Ankara Tavşanı” olmasına rağmen, bırakın Türkiye’yi Ankara’da bile Ankara Tavşanı yetiştiriciliği yok olmuştur. Eşsiz bir bio çeşitliliğe sahip ülkemiz çok üzücü bir şekilde bu biyolojik mirasından yararlanamamaktadır.

Bizim coğrafyamıza ait biyolojik zenginlikler anavatanlarında değer görememiş, nesilleri yok olmaya yüz tutmuş ve yabancılar tarafından yurtdışına çıkarılarak geliştirilmiş ve ekonomik değere dönüştürülmüştür.

Bu manzarayı Sultan Tavuğu, Hünkari Güvercini ve Gerze Hacı Kadın Tavuklarının Fransa’da La Flache tavuklarına dönüşmesinde görmekteyiz.

Bu örnekler çoğaltılabilir. Gerçekten çok acı ve üzücüdür. Ankara Tavşanı bu duruma en güzel örnektir.

Ankara Tavşanı bilinen en eski tavşan ırkı olup yün üretimi amacıyla yetiştirilen tek tavşan ırkıdır.

Şu anda “Angora Rabbits” adıyla Çin’de 30 milyon civarında Ankara Tavşanı yetiştirilmekte olup, keza dünyanın öteki ucu olan Güney Amerika’da (Arjantin ve Şili) ve Avrupa’da (Slovakya) Ankara Tavşanı yetiştiriciliği halen devam etmektedir.

Ankara Tavşanı yetiştiriciliği Fransa ve İngiltere’de ise popülerliğini yitirmiş görülmektedir.

Ancak tekstil endüstrisinde en çok tavşan yünü kullanan ülkeler olarak önceleri Japonya, ABD ve Almanya bilinirken son yıllarda İtalya ve Japonya ilk sıralarda yer almaktadır.

Türkiye’de tekstil sanayinin ihtiyacı olan Ankara Tavşanı yünü büyük ölçüde dış alım ile karşılanmaktadır. Dış alım yapılan ülkeler arasında en büyük payı ise Çin ve Almanya almaktadır.

IV-ANKARA ARMUDU

Ankara armudu, İç Anadolu Bölgesi’nde özellikle Türkiye’nin başkenti Ankara’da yetiştiriciliği yapılan kışlık bir armut çeşididir.

Ankara armudunun büyüme şekli piramidal olup, ağaç dalları seyrektir. Ana gövdesi seyrek olmasına rağmen yan dalları oldukça sıktır. Armudun tomurcuk ve çiçek yapısı ise üzerinde bulunan pulcuklar tıpkı bir evin çatısındaki kiremitler gibi dizili, kahverengimsi, sivri ve yuvarlak yaprak şeklinde tomurcuklardır.

Tomurcuklar üzerindeki pullar birbiri üzerine gelmiş şekilde uç kısmı sivri çiçeklerden oluşan tomurcuklar vardır.[viii]

Ankara armudunun yapısı yeşil, sarımsı bir renkte olup tüysüz ve sapı diğer ağaçlara göre biraz daha uzuncadır. Yaprakları ise yumurta biçiminde dikdörtgenimsi, parlak koyu yeşil ve hafif pürüzlü yapıdadır. Ortalama olarak her bir Ankara armudunun olgunlaştığındaki ağırlığı yüz altmış gram civarındadır.

Ankara armudunun en belirgin özelliği kendi çiçek tozları ile döllenmemesidir. Meyve tutma işlemi bu armut çeşidinde başka bir armut ağacına ihtiyaç duyar. Kendi çiçekleri bir diğer armut çiçekleriyle döllenir ve meyve verir. Burada önemli olan meyve verme ve çiçeklenme mevsiminin Ankara armudu ile denk olmasıdır.

Bir Ankara armudu bahçesinde ortalama olarak bahçenin sekizde biri kadar başka cins ağaç olması gerekir. Bu sayede gereken çiçekler arası döllenme gerçekleşebilir. Bu döllenmenin en iyi seviyede olabilmesi için çiçek açma ve meyve verme dönemlerinin aynı olması gerekir.

Ankara armudu ile diğer armut ağacı arasında eşeysel uyuşmazlık olmamalıdır. Her yıl çiçek açması gereken bir tür olmalıdır.

Ankara armudunun meyve verebilmesi için aralarına ekilen armut ağaçları Akça ve Coscia armut ağaçlarıdır.

www.armut.gen.tr isimli web sitesinde ANKARA ARMUDU’nun faydaları aşağıdaki gibi sıralanmaktadır.

Ankara armudunun diğer armutlar gibi insanlara birçok faydası bulunmaktadır. Ancak kış mevsiminde olgunlaşması, yazın yetişen armutlarla karşıt zamanda olması bu meyveyi süreki tüketmemizi sağlar:

  1. Sindirim sistemini kolaylaştırır.
  2. Besin değeri yüksek bir meyvedir.
  3. Lifli bir gıda olduğundan kabızlık sorunlarını giderir.
  4. İçeriğindeki C vitamini ile bağışıklık sistemini güçlendirir ve üst solunum yolları gibi basit hastalıklara yakalanma riskini azaltır.
  5. Aynı zamanda içeriğinde bulunan K vitamini kanın pıhtılaşmasını sağlar ve vücuttaki proteinleri harekete geçirir.

Bunun dışında daha birçok faydası bulunan Ankara armudu, özellikle ülkemizde kış mevsiminde yetiştiği ve üretildiği için çok şanslıyız.

 

KAYNAKÇA

[i] Ankara il Kültür ve Turizm Müdürlüğü web sitesi

[ii] www.tiftikbirlik.com.tr

[iii] https://ankara.ktb.gov.tr/TR-153096/ankara-kedisi.html

[iv] https://ankara.tarimorman.gov.tr/

[v] www.markamama.com.t

[vi] https://ankara.ktb.gov.tr/TR-153098/ankara-tavsani.html

[vii] https://ankaranin5beyazi.com/ankaratavsani

[viii] https://www.armut.gen.tr/ankara-armudu.html

Hakkında admin

Check Also

ANKARA KÖYLERİNDEKİ ATIL KÖY OKULLARI VE DİĞER ATIL BİNALARIN DEĞERLENDİRİLMESİ / Abdullah ÇAVUŞ/Bağımsız Denetçiler Derneği Başkanı

ANKARA KÖYLERİNDEKİ ATIL KÖY OKULLARI VE DİĞER ATIL BİNALARIN DEĞERLENDİRİLMESİ  Abdullah ÇAVUŞ/Bağımsız Denetçiler Derneği Başkanı …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

×