VATANDAŞIN YOLSUZLUK ALGISI VE YOLSUZLUKLA KARIŞTIRILAN KAVRAMLAR
Abdullah ÇAVUŞ/Yolsuzluk Hile ve Suistimal Denetimleri Uzmanı
Yolsuzluk kavramı, son yıllarda ülkemizde kamuoyunun gündeminden hiç düşmemektedir. Bunlara rağmen, henüz yolsuzluk kavramı net olarak tanımlanabilmiş bir kavram değildir. Yolsuzluk, çoğunlukla rüşvet, hırsızlık, torpil, adam kayırma, kara para, kayıt dışı ekonomi, mafya ekonomisi kavramlarıyla karıştırılmaktadır.
Bununla birlikte, bu çalışma esnasında yolsuzluk konusunun bilimsel olarak çok az irdelendiğini gördük. Genelde konu ile ilgili yazılan kitaplar, makaleler nesnel olaylar bazında kalmış, bilimsel verilerden hareket ile ülkemizin bize göre en önemli sorunu olan, toplum vicdanın da derin yaralar açan ve toplumsal ahlakın dejenerasyonuna neden olan bu hastalığın teşhisi ve tedavisi konularında ise çok az sayıda çalışma yapılmıştır.
Öte yandan yolsuzluk, yasalara aykırı bir durum olduğu için, sorununun irdelenmesinde de birtakım zorluklar yaşanmaktadır. İlgililer böyle bir konuda konuşmaktan ve bilgi vermekten kaçınmaktadır.
Yolsuzluk konusunda TÜSİAD’ ın yaptırmış olduğu bilimsel anketler sonucunda da yolsuzluk kavramının vatandaşlarımız tarafından da net olarak tanımlanamadığını görmekteyiz. TÜSİAD’ın 2329 denek ile yaptığı ankete göre vatandaşlarımızın yolsuzluk algılamasının aşağıdaki gibi olduğu tespit edilmiştir.
-Hırsızlık ve dolandırıcılık :% 24,6
-Rüşvet :%17,5
-Devletin Soyulması :%11,5
-Banka Hortumlaması :%8,5
-Hak Gaspı :%7,9
-Görevi Kötüye Kullanma :%3,7
-Adam Kayırma :%3,3
-Vergi Kaçakçılığı :%1,6
-Örgütlü Suç :%1,4
-Diğer :%3,7
-Devlet Kurumları :%16,2
Olarak ortaya çıkmıştır.
Yolsuzluk konusunda İstanbul Ticaret Odası (İTO) tarafından 597 Denek üzerinde yapılan ankette ise, deneklere yolsuzluktan ne anladıkları sorulmuş olup, verilen cevaplara göre; birinci sırada %40.5 ile hırsızlık, ikinci sırada %38.2 ile haksız kazanç ve rant, üçüncü sırada %6.0 ile rüşvet, dördüncü sırada ise %4 ile popülizm gelmektedir.
Yolsuzluğun birbirinden farklı birçok tanımı yapılmıştır. Ancak her birinin eksik kaldığı bir taraf vardır. Yolsuzlukla ilgili birkaç sene önceki konferans ve toplantılarda, tanım sorununa büyük zaman harcanmıştır. Tıpkı bir körün fili tarif etmesi gibi, yolsuzluk kavramı da tarifi zor ama fark edilmesi kolay bir olgudur. Çoğu durumda değişik gözlemciler, belirli davranışların yolsuzluğa işaret ettiği konusunda hemfikir olmuşlardır.
Bunun yanında yolsuzluk faaliyetlerinin hepsi rüşvet verme ile sonuçlanmamaktadır. Örneğin, hasta olduğunu iddia edip tatile giden bir kamu çalışanı, mevkiini kişisel çıkarı için kullanmaktadır. Böylece, rüşvet verilmediği halde, bir yolsuzluk faaliyetinde bulunulmaktadır.
Kendi kasabasına havaalanı yaptıran bir siyaset adamı, rüşvet vermediği halde yolsuzluk yapmış olmaktadır.
Ayrıca, rüşveti hediyeden ayırmak da önemlidir. Birçok olayda rüşvet, hediye adı altında gizlenebilmektedir. Rüşvette bir karşılık varken, hediye karşılıksızdır. Aralarında temel bir ayrım olsa da, bazen bu ayrımı yapmak zor olmaktadır.
Görüleceği üzere günlük hayatımız da en çok karşılaşılan ve kullanılan yolsuzluk kelimesine yüklenilen anlamlar konusunda bir karışıklık yaşanmaktadır.
Yolsuzluğun en çok kullanılan ve en basit tanımı “kamu yetkisinin özel çıkarlar için kötüye kullanılması”dır. Dünya Bankası’nın kullandığı tanım budur.
Ama buradan, yolsuzluğun özel sektör faaliyetlerinde bulunmadığı sonucuna da varılmamalıdır. Özellikle büyük özel teşebbüslerde, örneğin alım yapılırken ve hatta işe adam alınırken bile yolsuzluk yapılmaktadır.
Bazen, kamu yetkisi sadece özel çıkarlar için kullanılmaz. Bir kişi, partisi, sınıfı, grubu, dostları ve ailesinin çıkarı için de yolsuzluk yapabilmektedir. Günümüz de birçok ülkede yolsuzluk, siyasi partilerin faaliyetlerini finanse etmek için yapılmaktadır.
Yolsuzluk faaliyetlerinin hepsi rüşvet verme ile sonuçlanmamaktadır. Örneğin, hasta olduğunu iddia edip rapor alarak tatile giden yada tatil için hiç ihtiyaç yok iken tatil yörelerine görevlendirme çıkaran bir kamu çalışanı, mevkisini kişisel çıkarı için kullanmaktadır. Ayrıca son yıllarda ülkemizde sıkça yaşandığı üzere, ödeneği olmadığı halde Bakanların seçim bölgelerine yaptığı verimli olmayan yatırımlar sonucu, kamu kaynaklarının heba ve israfı da özünde bir tür yolsuzluktur. Böylece, rüşvet verilmediği halde, bir tür yolsuzluk faaliyetinde bulunulmaktadır.
Bu tespitlerden hareket ile yolsuzluk gibi bilimsel olarak çok az irdelenmiş olan bir kavramı ayrıntılı olarak, tanımlamadan ve sınıflandırmadan, üzerinde çalışma yapmak ve bilimsel sonuçlar çıkarmak ise mümkün değildir.