TRT İDARİ PARA CEZALARINDA KABAHATLER KANUNU UYGULAMALARI
Abdullah ÇAVUŞ/E. Vergi Müfettişi
I- GİRİŞ
TRT Gelirleri Kanununda bandrolsüz cihaz satanlar için kesilecek olan cezaların yanında TRT Gelirleri Kanuna tabi gelir unsurları ile ilgili olarak bilgi vermeyenlere kesilecek olan cezaların “5326 sayılı kabahatler kanuna tabi bir idari para cezası” olup olmadığı tabi ise kesilen cezaların Genel Bütçeye mi yoksa TRT Bütçesine mi gelir olarak kaydedileceği konusu açıklık getirmek maksadıyla iş bu makale kaleme alınmıştır.
3093 sayılı TRT gelirleri kanununda düzenlenmiş olan iki ayrı idari para cezası türü ve fiili bulunmaktadır.
Bunlar;
1-Bandrolsüz Cihaz Satan Mükellefler Adına Kesilen İdari Para Cezaları
2- TRT Kurumu Tarafından İstenilen Bilgi Ve Belgeleri Vermeyen Kurum Ve Kuruluşlar İle Mükellefler Adına Kesilen İdari Para Cezaları
3093 sayılı kanunda idari para cezalarına ilişkin hükümler aynen aşağıda detaylı olarak açıklanmaktadır.
II- TRT GELİRLERİ KANUNUNDA CEZA HÜKÜMLERİ:
1- Bandrolsüz Cihaz Satanlara Kesilecek Olan Cezalar:
3093 Sayılı TRT Gelirleri Kanun’un Cihazların imalat ve ithalatı ile gümrük girişi başlıklı 3. maddesinde “ Bu Kanunun 1 inci maddesinde belirtilen cihazları imal veya ithal edenler satıştan önce; ticari ithalat maksadı dışında yurda getirenler de ithal işlemlerinden önce, bandrol veya etiket almaya mecburdur. Bu bandrol veya etiketler Türkiye Radyo – Televizyon Kurumu tarafından veya bu Kurumun yetkili kılacağı diğer kurum veya kuruluşlar tarafından verilir.” hükmü yer almaktadır.
3093 sayılı Kanun’un Ceza hükmü başlıklı 6. maddesinde “ Bu Kanunun 1 inci maddesinde belirtilen cihazların bandrolsüz veya etiketsiz satışını yapan imalatçı veya ithalatçıya Kurum tarafından bandrolsüz veya etiketsiz satılan veya satışa arz edilen her cihazlar için kesilecek olan cezaya ilişkin hükümler bulunmaktadır.
Bu madde metni üzerinde 2008, 2009 ve son olarak 2017 yılında değişiklik yapılmıştır.
Madde metninin en son hali aynen aşağıdaki gibidir.
Ceza hükmü:
Madde 6 – (Değişik: 23/1/2008-5728/439 md.)
Bu Kanunun 1 inci maddesinde belirtilen cihazların bandrolsüz veya etiketsiz satışını yapan imalatçı veya ithalatçıya Kurum tarafından bandrolsüz veya etiketsiz satılan veya satışa arzedilen her cihaz için hesaplanan bandrol ücretinin iki katı tutarında idarî para cezası verilir. (Mülga ikinci cümle: 18/6/2017-7033/28 md.) (…) (Ek cümleler: 16/6/2009-5904/37 md.) Tahakkuku müteakip tebliğ edilen para cezalarını ödemeyenler hakkında 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre işlem yapılır. Bu maddeye göre kesilecek idari para cezalarına karşı, ilgilisine tebliğ tarihinden itibaren, bir ay içerisinde yetkili idare mahkemesinde dava açılabilir.
Metnin eski hali ise aşağıdaki gibidir.
Ceza hükmü:
Madde 6 –
Bu Kanunun 1 inci maddesinde belirtilen cihazların bandrolsüz veya etiketsiz satışını yapan imalatçı veya ithalatçıya Kurum tarafından bandrolsüz veya etiketsiz satılan veya satışa arz edilen her cihaz için cihazın satış bedeli kadar idarî para cezası verilir. Bu cihazları bandrolsüz veya etiketsiz satın alan, devralan veya kullananlara bandrolsüz veya etiketsiz her bir cihaz için cihazın rayiç değerinin yarısı kadar idarî para cezası verilir.”
Kanununun değişmeden önceki hali ile değiştikten sonraki hali arasında bariz farklar bulunmaktadır. Bunlar;
a- Kanun değişikliği ile bandrolsüz cihaz satışı yapan imalatçı ve ithalatçıya öteden beri satış faturasındaki KDV dahil satış bedeli kadar ceza kesilmekte iken yeni düzenleme ile bundan vazgeçilmiş ve ceza tutarı ödenmeyen bandrol tutarının 2 katı olarak belirlenmiştir.
b-Bu cihazları bandrolsüz veya etiketsiz satın alan, devralan veya kullananlara bandrolsüz veya etiketsiz her bir cihaz için cihazın rayiç değerinin yarısı kadar idarî para cezası kesilmekte iken bu ceza uygulamasına son verilmiştir. Yani artık bandrolsüz cihaz alanlara, kullananlara para cezası kesilemeyecektir.
c- Kanunun eski halinde imalatçı veya ithalatçıdan bandrolsüz olarak aldığı cihazları nihai tüketiciye veya aracılara satan bayi ve perakendecilere ceza kesilmekte iken yeni düzenleme ile bundan vazgeçilmiştir. Yeni düzenleme ile sadece imalatçı veya ithalatçının kendisine ceza kesilmekte bayi veya aracı diğer firmalara ceza kesilmemektedir.
d- Kanunun eski halinde süresinde ödenmeyen para cezalarının cebri takibi için özel bir düzenleme yapılmadığı için bandrol para cezalarının cebri takipleri 2004 sayılı İcra ve İflas kanuna göre yapılmakta iken yeni halinde özel düzenleme yapılmış ve 6183 sayıl Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanuna göre cebri takip yapılmaya başlanılmıştır.
e- Yapılan yeni düzenleme öncesi bandrol ana para alacağına ilişkin ödenmeyen tutarlar yapılan özel düzenleme gereği 6183 sayılı kanuna göre yapılmakta ferisi konumundaki cezalar ise 2004 sayılı kanuna göre yapılmakta ve birbirinden çok farklı cebri takip usulleri uygulanmaktaydı. Yapılan düzenleme ile bu çelişki ortadan kaldırılmıştır.
2- Bilgi Vermekten İmtina Edenlere Kesilecek Cezalar:
3093 sayılı kanunda daha önce olmayan bir hüküm TRT Gelirleri Kanunu gereği inceleme yapmak amacıyla Kurumda Mali Denetçi Kadrosu oluşturulması sonucu bu kişilere bilgi verilmesini temin etmek amacıyla 2014 yılında 6552 sayılı torba kanunun 105. Maddesiyle ihdas edilmiştir.
3093 sayılı kanunun 5 . maddesinin (f) bendi aynen aşağıdaki gibidir.
f) (Ek: 10/9/2014-6552/105 md.) Kurum, bu Kanun kapsamında ödenmesi gereken bandrol ücreti ve enerji payı ile ilgili olarak firmalar ile ilgili kamu kurum ve kuruluşlarından bilgi ve belge talebinde bulunabilir, ilgililere bandrole tabi cihazların kullanımına veya satışına izin verilmeden veya gümrük işlemlerinden önce bandrol yükümlülüğüne ilişkin olarak Kurumdan alınacak olan belgenin ibraz zorunluluğunu getirebilir, bu yükümlülüklere uymayanlar ile istenilen bilgileri vermeyenler hakkında Genel Müdürlük tarafından 5.000 Türk lirasına kadar idari para cezası verilir. Verilen idari para cezaları tebliğ edildiği tarihten itibaren bir ay içinde ödenir ve Kurum bütçesine gelir kaydedilir. Bu cezalar hakkında 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu hükümleri uygulanır. Ödeme süresi içinde ödenmeyen idari para cezaları hakkında 6183 sayılı Kanuna göre işlem yapılır. Bu maddeye göre kesilecek idari para cezalarına karşı, ilgilisine tebliğ tarihinden itibaren, bir ay içinde yetkili idare mahkemesinde dava açılabilir.
II-KABAHATLER KANUNU:
5326 Sayılı Kabahatler Kanunu TBMM’ce 13.03.2005 tarihinde kabul edilmiş ve 31.03.2005 tarih ve 25772 sayılı mükerrer Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.[1]
Anılan Kanun 2 maddesinde kabahatin tanımı yapılmıştır. Buna göre kabahat; “Kabahat deyiminden; kanunun, karşılığında idari yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlık anlaşılır.” Şeklinde tanımlanmıştır.
5326 sayılı Kabahatler kanunun genel gerekçesinde ise kanunun çıkış amacı ile suç ve kabahat arasındaki ayrım yapılmıştır.
Buna göre;[2]
“Haksızlık oluşturan bir fiilin suç veya kabahat olarak tanımlanmasında, izlenen suç politikası etkili olmaktadır. Ancak, bir fiilin suç veya kabahat olarak tanımlanmasında, bunun esasen haksızlık ifade etmesi gerektiği hususu göz önünde bulundurulmalıdır. Esas itibarıyla haksızlık ifade etmeyen, hukuka aykırı olmayan bir fiil hiçbir surette suç veya kabahat olarak tanımlanamaz.
Haksızlıklar arasında bu yönde bir tasnif yapılması durumunda; bu tasnifte, hukuka aykırı olan fiilin ifade ettiği haksızlık içeriği esas alınmalıdır.
Bu bakımdan, esasen hukuka aykırı olan ve haksızlık ifade eden fiiller arasında suç veya kabahat olarak bir ayırım yapılması, bir nitelik farkı oluşturmamaktadır.
Söz konusu tasnif, haksızlıklar arasındaki nicelik farkına dayanmaktadır. Bu tasnif, haksızlıklar arasında sadece bir işlem farklılığı doğurmaktadır.
Örneğin, suçlar kural olarak ancak kasten işlenebilirler. Eğer kanunda açıkça belirtilmişse, taksirle işlenen fiil de istisna olarak suç oluşturabilir. Buna karşılık, Tasarıda benimsenen sisteme göre, kabahat türünden haksızlıklar kural olarak hem kasten hem de taksirle işlenebilirler. Ancak, sadece kasten veya taksirle işlenebilen fiilin kabahat oluşturabileceği konusunda kanunda hüküm bulunabilir.
Kabahatleri suç olmaktan ve ceza kanunlarının kapsamı dışına çıkarma eğiliminin bir sonucu olarak; çeşitli hususlarda düzenleme getiren özel kanunlarda bazı fiiller karşılığında idarî yaptırımlar öngörülmektedir. Başka bir deyişle, bu fiiller, “idarî suçlar” olarak tanımlanmaktadırlar.
Bu fiiller karşılığında, genellikle parasal nitelikte bir yaptırım öngörülmektedir. Ancak, bu parasal yaptırım, bir ceza hukuku yaptırımı olan “adlî para cezası” değil; idarî yaptırım olarak “idarî para cezası” niteliği taşımaktadır.
Özellikle ekonomik hayata ilişkin düzenlemeler kapsamında oldukça sık bir şekilde idarî nitelikte ceza yaptırımlarına yer verilmektedir. Bu bağlamda yürürlüğe konan kanunlarda veya kanun hükmünde kararnamelerde kazuistik hükümlere yer verilmektedir. Bu kazuistik düzenlemeler arasında bir sistem birliğinin varlığından söz edilemez. Bunlar arasında bir ahenksizlik hakim bulunmaktadır. Bu nedenle, idarî nitelikteki yaptırımlarla ilgili olarak genel bir kanuna ülkemiz açısından büyük bir ihtiyaç bulunmaktadır. Bu düşüncelerle hazırlanan bu Tasarıda, idarî yaptırımları gerektiren fiiller yani kabahatler açısından kanunîlik ilkesi, zaman bakımından uygulama ve sorumluluk esasları, zamanaşımı, idarî yaptırımların hukukî niteliği, çeşitleri ve sonuçları, bu yaptırımların yerine getirilmesi rejimi gibi konular, bir sistematik çerçevesinde düzenlenmiştir.” Denilmektedir.
Görüleceği üzere kanunun gerekçesinde idari yaptırım kararları ile ilgili olarak çeşitli kanunlarda yapılmış olan düzenlemelerde kazuistik hükümlere yer verildiği belirtilerek kanunun gerekçesinin bu düzenlemeler arasındaki ahenksizliği düzensizliği gidermek suretiyle bu tür yaptırım kararlarının düzenleyen çok sayıdaki kanun arasında bir sitem birliği sağlamak olduğu belirtilmektedir. Buradan hareketle söz konusu kanunun idari yaptırım kararlarını düzenleyen tüm kanun hükümleri ile ilgili özel hükümler getirdiği anlaşılmaktadır.
Öte yandan kabahatler kanunun Genel Kanun Niteliği başlıklı 3. maddesine göre Bu Kanunun hükümlerinin sadece kanun yoluna ilişkin hükümleri ile ilgili özel kanunlarında düzenleme bulunması halinde o hükümlerin geçerli olacağı bunun dışındaki tüm kabahatler için ise kabahatler kanunu hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.
Madde metni aynen aşağıdaki gibidir.
GENEL KANUN NİTELİĞİ
a) İdarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümleri, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde,
b) Diğer genel hükümleri, idarî para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında,
Uygulanır.
III- TRT İDARİ PARA CEZALARINDA KABAHATLER KANUNU UYGULAMASI:
Yazımızın yukardaki bölümlerinde de ifade edildiği üzere, 3093 sayılı TRT gelirleri kanununda düzenlenmiş olan iki ayrı idari para cezası türü ve fiili bulunmaktadır.
Bunlar;
-Bandrolsüz Cihaz Satan Mükellefler Adına Kesilen İdari Para Cezaları
– TRT Kurumu Tarafından İstenilen Bilgi Ve Belgeleri Vermeyen Kurum Ve Kuruluşlar İle Mükellefler Adına Kesilen İdari Para Cezaları
1- TRT İdari Para Cezaları Genel Bütçeye Aktarılacakmıdır?
TRT 5018 sayılı Kamu Mali Kontrol kanunu ve eklerinde bulunan devlet teşkilatı ile ilgili cetvellerde kanunun ilk halinde var iken sonradan aşağıda sayılan gerekçelerle 5018 sayılı kanun kapsamından çıkarılmıştır.
TRT anayasamız ile mali ve idari özerk bir yapı olarak kurulmuş olup özel bütçeli bir kamu kurumudur.
Mali özerkliğini teminat altına almak amacıyla 3093 sayılı TRT gelirleri Kanunu çıkarılmış olup, bu kanunda sayılı gelirleri genel bütçenin dışında olup, faaliyetlerini bu gelirler ile idame ettirmektedir.
Mevcut durumda TRT, Türkiye Ticaret Siciline kayıtlı, Kurumlar Vergisi Kanunu ve Vergi Usul Kanununa tabi, bilanço esasına göre kanuni defterlerini tutan ve tek düzen muhasebe sistemine göre mali tablolarını düzenleyen bir kurumdur.
Ayrıca TRT, KÎT finansman programı kapsamında olduğundan, bütçe sürecini bütünüyle KİT sistemine göre yürütmektedir ve KİT’lerin denetimini düzenleyen Anayasanın 165 inci maddesi kapsamında, 3346 sayılı Kamu iktisadi Teşebbüsleri ile Fonların Türkiye Büyük Millet Meclisince Denetlenmesinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun hükümleri çerçevesinde, Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurumunun denetimine tabi bulunmaktadır.
2954 sayılı Türkiye Radyo ve Televizyon Kanununun 57 nci maddesinde, TRT’nin idari, mali ve teknik konularda Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurumunun denetimine tabi olduğu hükme bağlanmıştır. Bilindiği üzere, KİT’ler ve KİT benzeri kamu şirketleri 5018 sayılı Kanun kapsamına girmemektedir.
TRT’nin kapsamda kalması standartlara uygun olmayacağı gibi, iş ve işlemlerini 5018 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde yürütmesinde büyük zorluklarla karşılaşılmasının muhtemel olacağı görülmüştür gerekçesiyle 5018 sayılı kanun kapsamından çıkarılmıştır.
5326 sayılı Kabahatler Kanunu 17/3. Maddesinde;
“5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (I), (II) ve (III) sayılı cetvellerde yer alan kamu idareleri tarafından verilen idarî para cezalarının ilgili kanunlarında 1/6/2005 tarihinden sonra belirlenen oranın dışındaki kısmı ile Cumhuriyet başsavcılıkları ve mahkemeler tarafından verilen idarî para cezaları Genel Bütçeye gelir kaydedilir. Sosyal güvenlik kurumları ile mahalli idareler tarafından verilen idarî para cezaları kendi bütçelerine gelir kaydedilir. Diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından verilen idarî para cezaları ise, ilgili kanunlarındaki hükümler saklı kalmak kaydıyla, Genel Bütçeye gelir kaydedilir. Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının verdiği para cezaları, kendi kanunlarındaki hükümlere tâbidir. Kişinin ekonomik durumunun müsait olmaması halinde, idarî para cezasının, ilk taksitinin peşin ödenmesi koşuluyla, bir yıl içinde ve dört eşit taksit halinde ödenmesine karar verilebilir. Taksitlerin zamanında ve tam olarak ödenmemesi halinde, idarî para cezasının kalan kısmının tamamı tahsil edilir.”
Hükmünden hareketle TRT idari Para Cezaları Genel Bütçeye değil TRT bütçesine gelir olarak kaydedilmektedir.
2- İdari Para Cezası İle İlgili Tutanağı Kim Tarafından İmzalanacaktır?
5326 sayılı kanunun 22. Maddesinde konuya ilişkin düzenleme yapılmış durumdadır.
Buna göre;
a- Kabahat dolayısıyla idarî yaptırım kararı vermeye ilgili kanunda açıkça gösterilen idarî kurul, makam veya kamu görevlileri yetkilidir.
b- Kanunda açık hüküm bulunmayan hallerde ilgili kamu kurum ve kuruluşunun en üst amiri bu konuda yetkilidir.
TRT Gelirleri kanununda ceza kesme yetkisine ilişkin yetki konusunda açık bir düzenleme yapılmadığı için TRT tarafından 3093 sayılı kanun hükümlerine göre kesilecek olan idari para cezaları bizzat TRT Genel Müdürü tarafından imzalanmalıdır.
3- TRT İdari Para Cezaları İçin Düzenlenecek Tutanakta Bulunması Zorunlu Unsurlar ve Tebligat:
TRT Para Cezalarına ilişkin düzenlenecek olan tutanakta asgari bulunması gereken hususlar kabahatler kanunun 25. Maddesinde düzenlenmiştir.
Buna göre;
a) Hakkında idarî yaptırım kararı verilen kişinin kimlik bilgileri ve adresi,
b) İdarî yaptırım kararı verilmesini gerektiren kabahat fiili,
c) Bu fiilin işlendiğini ispata yarayacak bütün deliller,
d) Karar tarihi ve kararı veren kamu görevlilerinin kimliği,
Açık bir şekilde yazılır.
Bunların yanında;
a-Tutanakta, ayrıca kabahati oluşturan fiil, işlendiği yer ve zaman gösterilerek açıklanır.
b- Cezaya karşı dava açma merci
c- Dava açma süresi
d- Ödeme Süresi
e- Erken Ödeme halinde indirim miktarı
f- Ödeme yapılmaması halinde uygulanacak müeyyideler
g-Ceza Tutarı
h-Taksitle ödeme imkanı ve taksit sayısı
g- Ödeme için banka hesap bilgileri
İdarî yaptırım kararı, 11.2.1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre ilgili kişiye tebliğ edilir. Tebligat metninde bu karara karşı başvurulabilecek kanun yolu, mercii ve süresi açık bir şekilde belirtilir.
4- Tahsilat İçin Kesinleşme Şartı Varmıdır?
Genel bütçeye gelir kaydedilmesi gereken idari para cezalarının 6183 Sayılı Kanuna göre takip ve tahsil edilebilmesi için, bu cezalara ilişkin idari yaptırım kararlarının kesinleşmesi gerekmektedir.
Kabahatler Kanunu, genel bütçeye gelir kaydedilmesi gerekmeyen ve süresinde ödenmeyen idari para cezalarının takip ve tahsilinde idari yaptırım kararlarının kesinleşme şartını aramamaktadır.
Ancak, bu idari para cezalarının düzenlendiği özel kanunlarda yer alan hükümlerin dikkate alınması gerekmektedir.
3093 Sayılı TRT Gelirleri Kanununda da kesinleşme ile ilgili özel bir hüküm bulunmamaktadır.
Kesinleşme; İdari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna başvurulmaması veya kanun yoluna başvurulması halinde yargılama aşamalarının son bulması neticesinde idari para cezalarının takip edilebilir aşamaya gelmesi, idari para cezasının kesinleşmesidir.
Açıklanan hükümler çerçevesinde genel bütçeye gelir kaydedilmeyen TRT İdari Para Cezalarına karşı dava açılmış olması TAHSİLATI DURDURMAZ.
5- TRT İdari Para Cezalarında Ödeme Süresi ve Erken Ödeme İndirimi:
3093 sayılı TRT Gelirleri kanunun yukarıda zikredilen 5 ve 6. Maddeleri hükmü gereğince kesilecek olan idari para cezaları ilgiliye tebliğinden itibaren 1 AY içinde ödenmek zorundadır.
Bu süre zarfında ödenmeyenlerin cebri tahsil işlemleri ise anılan maddelerde bulunan açık hükümler gereği 6183 sayılı kanuna göre yapılmaktadır.
5326 sayılı kabahatler kanununun 17/5 maddesi hükmünde peşin ödeme indirimi düzenlenmiştir.
TRT İdarî para cezasını kanun yoluna başvurmadan önce ödeyen kişiden bunun dörtte üçü tahsil edilir. Peşin ödeme, kişinin bu karara karşı kanun yoluna başvurma hakkını etkilemez.
6- Dava Açma Merci ve Dava Açma Süresi:
3093 sayılı kanunun 5/f bendi ile 6/ bentlerinde dava açma merci ve süreleri konusunda özel düzenleme yapılmıştır.
Buna göre; 3093 ayılı kanuna göre kesilecek idari para cezalarına karşı, ilgilisine tebliğ tarihinden itibaren, bir ay içinde yetkili idare mahkemesinde dava açılabilir.
[1] 31.03.2005 tarih ve 25772 sayılı Mükerrer Resmi Gazetede (http://rega.basbakanlik.gov.tr)
[2] www.tbmm.gov.tr kabahatler kanunu tasarısı adalet komisyonu raporu