TARIMSAL ÜRETİM ARTIŞI VE ÜRETİCİNİN KORUNMASI İÇİN KOOPERATİFLEŞMENİN ÖNEMİ
Abdullah ÇAVUŞ/Bağımsız Denetçiler Derneği Başkanı (29.03.2021)
Bu çalışma serimizde Kooperatifçilik kurumunun ülkemiz tarımına etkileri ve Kooperatif örgütlenmesin faydaları konusunda araştırmalarımızı sizlerle paylaşmaya çalışacağız.
Öncelikle ülkemiz tarımına ilişkin bazı istatistiki verileri paylaşacağız. Devamında yıllar içinde düşen tarımsal üretimimiz ve tarımdaki üretim artışı için gerekli önerilerimizi ve bu kapsamda Kooperatifleşmenin önemimini ve faydalarını yazacağız.
Bir sonraki yazımızda ise tarımsal üretim kooperatiflerinin kuruluşları hakkında bilgiler vereceğiz. Bu kapsamda Tarım Orman Bakanlığına Bağlı olarak kurulan kooperatifler ile Ticaret bakanlığına Bağlı olarak kurulan kooperatifler konusunda detay bilgiler vereceğiz. Bu iki ayrı bakanlığına bağlılık ile ilgili tespit ve önerilerimizi sizlerle paylaşacağız.
Yazımızın 3. Serisinde ise tarım kooperatiflerine olan devlet hibe ve teşvikleri konusunda bilgilendirmeler yapacağız.
Yazı serimizin son bölümünde ise Tarım Kooperatiflerinde ve Birliklerinde Zorunlu Bağımsız Denetim konusundaki açıklamalarımız ve tespitlerimize yer vereceğiz.
I- TARIMDA ÇALIŞAN SAYIMIZ
Ülkemiz son yıllarda hızlı bir şeklide köyden kente göç yaşamaktadır. TUİK verilerine göre il ve ilçe merkezlerinde yaşayanların oranı 2020 yılı itibariyle %93 e ulaşmış durumdadır. Diğer bir ifade ile belde ve köylerde yaşayan nüfus toplam nüfusumuzun sadece %7 sidir.
SKG verilerine göre tarımda sigortalı olarak çalışan kişi sayısında çok büyük düşüşler yaşanmaktadır.
2010 yılında tarım sektöründe 1.101.131 kişi sigortalı olarak çalışmaktayken
2020 şubat ayında bu sayı 586.144 e düşmüştür.
TUİK verilerine göre tarım sektöründe sigortalı ve sigortasız toplam çalışan sayısı 2002 yılında 7.458.000 kişi iken
2020 şubat ayında 4.128.000 kişiye düşmüştür.
Bu durum tarım sektöründe çalışan kişi sayısının %44 oranında düştüğünü göstermektedir.
Başka ifadeyle köyden kente göç olgusu tarımsal üretimi düşürdüğü gibi köylerde yaşayan nüfusumuzda tarım ile uğraşmaktan vazgeçmiştir.
Bu gün köylerde yaşayan vatandaşlarımızda eskiden bakkaldan almadığı ve kendisinin ürettiği bir çok tarımsal ürünü artık bakkaldan almaktadır.
Artık köylümüz;
Yogurt
Peynir
Süt
Yumurta
Ekmek
Yağ
Çoğu yerde domates ve diğer sebzeler
Gibi ürünleri üretmemekte ve bakkal/marketlerden almaktadırlar.
II-TARIMSAL İTAHALAT DURUMUMUZ
Ülkemiz öteden beri tarımda kendi kendine yeten bir ülke iken bu gelişmeler sonucu TARIMSAL ÜRÜN İTHALEDEN BİR ÜLKE haline gelmiş bulunmaktadır.
Türkiye 1980’li yılların başına kadar kendi kendine yeterli ve net ihracatçı konumunda olan Türkiye, tarımın liberalizasyonu ve tarımsal kurumların özelleştirilmesi ve ithalatçı politikaya geçişle büyük bir çöküş yaşadı. Bugün, yaşanan çöküşün faturasını ödüyoruz.
Farklı hesaplama yöntemleri ile farklı rakamlar ortaya konulsa da, tarım dış ticaretinde 2018 itibariyle ihracat 17 milyar dolar, ithalat 16 milyar dolar seviyesinde.
2020 yılı itibariyle tohum ithalatına ödediğimiz tutar 212.930.887 dolardır.
Bir zamanlar “gıda bakımından” dünyada “kendi kendine yeterli 7 ülkeden biri olan” Türkiye, bugün “tarım ürünleri ithalatında her yıl rekor kırar hâle geldi.
Tahılda; buğday, arpa, pirinç, mısır başta, sebzede ise; acur, bamya, domates, salçalık domates, pazı, kereviz, havuç, bakla, şalgam, bezelye, salatalık, taze ve kurusoğan, sarımsak, sivri biber, kırmızı biber, dolmalık biber, marul, lahana, ıspanak, maydanoz, yer elması, fasulye, barbunya, turp, patlıcan, pırasa, kırmızı pancar, enginar, zeytin, ayçiçeği, meyvede başta muz olmak üzere portakal, elma, taze-kurutulmuş turunçgiller, kivi, greyfurt, üzüm, armut, ayva, erik, nar, şeftali, kiraz, kavun, karpuz, hatta saman ve kepek bile ithal eden bir ülke olduk.
III- TARIMDA KÜÇÜK AİLE İŞLETMELERİ
Öte yandan Türkiye’de tarımsal işletmeler genellikle küçük ve orta ölçekli aile işletmeleridir.
Son yıllarda büyük sanayi şirketleri ile tarıma dayalı sanayi alanında faaliyet gösteren şirketlerin tarımsal üretimde bulunma istekleri ve tarımsal alanda büyük yatırımlar yapmaları nedeniyle küçük ve orta ölçekli tarımsal işletmeler yerine endüstriyel tarım ve büyük ölçekli şirket tarımcılığı yaygınlaşmaya başlamıştır.
Bu durum ülke tarımının ikili bir yapı görüntüsü vermesine yol açmaktadır. Tarımsal işletmeler küçük işletmelerin oluşturduğu geleneksel üreticiler ile büyük sermaye yapısına sahip yatırımcıların oluşturduğu şirket işletmeleridir. Küçük işletmeler ve aile işletmeleri örgütlü bir yapıya sahip olamadıklarından üretim girdilerini uygun koşullarda sağlayamadıkları gibi ürünlerini de uygun koşullarda satamamaktadır.
IV-TARIMDA KOOPERATİFLEŞME
Tarımsal üretimde bulunan küçük aile işletmelerinin üretimde kullandıkları girdileri uygun koşullarda temin edebilmeleri ve ürettikleri ürünleri değerinde pazarlayabilmeleri ile işletme karlılığını sürekli hale getirebilmeleri ancak örgütlü olmalarına bağlıdır.
Örgütlenme çok farklı şekillerde tanımlanmakla birlikte en geniş anlamda; işbirliği, disiplin ve sorunları birlikte göğüsleme istek ve azmine sahip bir grup kişinin belirlenmiş bir hedefe ulaşmak için gerekli düzenlemeleri yapmak amacıyla belli kurallar çerçevesinde bir araya gelmeleriyle meydana getirilen bir sistem olarak tanımlanabilir.
Tarımsal üretimde örgütlenmenin temel amacı, tarım kesiminde verimliliği yükseltmek ve üretimden tüketim aşamasına kadar tarımsal ürünlerin değerlendirilmesini sağlayarak üreticinin gelirini ve pazardaki konumunu yükseltmektir.
Bu nedenle, tarımda üretici örgütlenmesi ve örgütlerinin; üreticilerin çıkarlarını koruma, yenilik ve gelişmeleri izleme ve yaymada her türlü bilgi alışverişini sağlama, politik baskı grubu oluşturma, demokratik karar alma sürecini hızlandırma, verimlilik ve kalitenin artırılması için gereken girdileri ve teknolojileri sağlama, kırsal alanın ekonomi içindeki etkinliğini arttırma, tarım üreticisinin gelir ve yaşam düzeyini yükseltme gibi amaçları vardır
Birleşmiş Milletler(BM), kooperatiflerin yoksullukla mücadeledeki ve sürdürülebilir bir sosyal ve ekonomik kalkınmadaki rollerine dikkat çekerek devletlerden kooperatifçilik için elverişli bir ortam ve altyapı hazırlanmasını talep etmektedir.
Birleşmiş Milletler, kooperatifleşmenin ekonomik ve sosyal kalkınmada oynadığı temel rolün tanınması, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde yaşayan insanların ekonomik ve sosyal kalkınmalarında kooperatiflere tam katılım sağlamalarının desteklenmesi ve özellikle kooperatiflerin yoksullukla mücadelede aktif rol alması anlamına gelir.
Kırsal kesimde kooperatifleşmenin teşvik edilmesi; üreticilere, tüketicilere, küçük işletmelere, çiftçilere, ailelere ve diğer menfaat sahiplerine yarar sağlayacağı kadar, atıl kaynakların harekete geçirilmesine, kredi ve finansman imkanlarının genişletilmesine, sermaye birikiminin sağlanmasına, yeni istihdam alanları oluşturulmasına, üretimin arttırılmasına, tarımın ve küçük işletmelerin sanayiye entegrasyonuna, piyasaların olumlu yönde regülasyonuna, girişimcilik ve ortak iş yapma kültürünün geliştirilmesine, sosyal sermayenin arttırılmasına, gelirin daha adil paylaşımına, yoksulluğun azaltılmasına ve dolayısıyla ülkemizin bir bütün olarak kalkınmasına önemli ölçüde katkı sağlayacaktır.
Tarımsal üretimin kooperatiflerce kontrol edilmesi halinde tarımsal üretim ve gelirde önemli artışlar elde edilebilir.
Bunun yanı sıra tarımsal üretimde yıldan yıla görülen dalgalanmalar da önlenebilir. Üretim plânlamasında temel amaç, ulusal sanayinin girdi ve artan nüfusun gıda ihtiyaçlarını karşılayacak biçimde ve elverişli fiyatlarla tarımsal ürün üretmektir.
Tarımsal kooperatiflerin; üretim ve gelirde artış sağlama, piyasada ürün arzını kontrol etme ve ürüngirdi fiyat oluşumunda piyasa düzenlemesi gibi ekonomik yararları vardır. Tarım kooperatiflerinin ekonomik önemi ve yararlarının yanında üyelerine ve faaliyette bulunduğu kırsal kesime sağladığı sosyal yararlar da son derece önemlidir.
Kooperatifleşme kırsal kesimde gelir farklılıklarının azalmasına yardımcı olduğu gibi, üreticiler arasında dayanışma sağlamak, işgücü verimliliğini arttırmak, üyelerin destek, hibe ve teşviklerden gereği şekilde yararlanmalarını sağlamak ve baskı grubu oluşturarak kamuoyu teşekkül ettirmek gibi sosyal yararları vardır.
V- KOOPERATİF TANIMI VE FAYDALARI
1- Kooperatif Nedir?
Birlikten kuvvet doğar. Kooperatifçilik ise birlikte iş yapma, birlikte çalışma, kısaca iş birliğidir.
1163 sayılı kooperatifler kanununun 1. maddesine göre kooperatifçiliğin tanımı; Tüzel kişiliği haiz olmak üzere ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek ve geçimlerine ait ihtiyaçlarını karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla gerçek ve kamu tüzel kişileri ile özel idareler, belediyeler, köyler, cemiyetler ve dernekler tarafından kurulan değişir ortaklı ve değişir sermayeli teşekküllere kooperatif denir.
2-Kooperatiflerin amacı nedir?
Kooperatiflerin esas amacı; yeterli derecede iktisadi güce sahip olmayan gerçek kişilerin meslek ve geçimlerine ait ihtiyaçlarını karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle rasyonel bir şekilde ve ekonomik olarak karşılamak ve temin etmekten ibarettir. Yoksa amaç, şirketlerde olduğu gibi ekonomik faaliyetlerden kar elde etmek ve sermayeye maksimum düzeyde kar sağlamak değildir.
3-Genel olarak Kooperatifin Faydaları Nelerdir?
- Kooperatifçilik ‘‘Birlikten kuvvet doğar. Bir elin nesi var, iki elin sesi var’’ atasözümüzde de belirtildiği gibi bir güç odağı ve iktisadi faaliyetler için bir baskı aracıdır.
- Kooperatif, fertlerin tek tek altından kalkamayacak işleri gerçekleştirilen mükemmel bir dayanışma kuruluşudur.
- Kooperatifçilik gelir dağılımından zarar görenlerin, bu zararı etkisiz hale getirmede(dağıtımda) denge oluşturan bir teşekküldür.
- Kooperatifçilikle, maddi ve manevi ihtiyaçların en az gider ve maliyetle ortakların ayağında giderilmesi mümkün olabilmektedir. Diğer bir ifadeyle üretici ile tüketici arasındaki kademeler kooperatifler vasıtasıyla ya tamamen kalkmakta veya en aza inmektedir.
- Kooperatifçilikle emek ve ürünün gerçek değerini bulması sağlanabilir. Diğer bir ifadeyle kooperatifler fiyatın oluşmasında üreticinin zararlarının bertaraf edilmesinde bir sigorta görevi ifa eder.
- Kooperatifler bencilliği önler. Kendi çıkarlarını hesaba katmadan başkaları lehine karşılıklı olarak çaba harcanmasına hizmet eder. Bu fonksiyonlarıyla kooperatifler insani ve ahlaki kuruluşlardır.
- Kooperatifleşmeyle israf önlenir. Maliyet düşer, üretim artar ve verimlilik yükselir.
- Kooperatifler birer demokrasi okuludur. Seçimle göreve gelip, seçimle görevden ayrılma sayesinde toplum ihtiyaçlarına daha kısa sürede cevap verme, insana hizmet konusunda en güzel fırsatları veren kurumlardır.
- Tüketici güvenilir, kontrolden geçmiş besin maddelerine kavuşmuş olur.
- Pazarda fiyatların aşırı derecede yükselmesine kooperatifler engel olur. Bu suretle tüketicinin korunmasına hizmet edilmiş olur.
- İstihdam sağlanmasında kooperatifler büyük rol oynayabilir. Bütün ülkeyi kaplayacak tesisleri, fabrikaları, emtia depoları, satış mağazaları ve eğitim kurumları ile kooperatifler işsizliğe karşı düşünülecek çarelerin birisi, belki de en etkilisidir.
4-Tarımsal Üretim Kooperatiflerinin faydaları nelerdir?
Tarımsal kooperatifler faaliyet alanına ve kuruluş amacına göre ortaklarına;
- Tarımsal üretim girdilerini düşük fiyattan alma, ürünlerini yüksek fiyattan satma,
- Tarımsal üretimde kullanılan girdileri rasyonel kullanma,
- Ürün alma, işleme, standardizasyon, depolama, kalite kontrol hizmetleri sağlama
- İhtiyaç duyulan finansman kaynaklarına kolay erişme
- Devlet yardım ve teşviklerinden yararlanma
Gibi faydalar sağlamaktadır.