Anasayfa / Manşet / DİJİTAL OBURLUK VE DİJİTAL DİYET/Abdullah ÇAVUŞ-Toplumsal Uzlaştırma ve Uzlaştırmacılar Derneği Başkanı(27.03.2021)

DİJİTAL OBURLUK VE DİJİTAL DİYET/Abdullah ÇAVUŞ-Toplumsal Uzlaştırma ve Uzlaştırmacılar Derneği Başkanı(27.03.2021)

DİJİTAL OBURLUK VE DİJİTAL DİYET

Abdullah ÇAVUŞ/Toplumsal Uzlaştırma ve Uzlaştırmacılar Derneği Başkanı (27.03.2021)

Obezite, tüm dünyada insan sağlığını tehdit eden bir hastalık. Ülkemizde ve Dünyamızda hareketsiz yaşam ve beslenme şekli dolayısıyla hızla yaygınlaşan bir hastalık. Nedenleri saymakla bitmez. Ancak hareketsiz yaşam bunların başında gelmektedir.

İnsanları hareketsiz yaşama bağlı kılan şeylerin başında ise DİJİTAL DÜNYA VE TELEVİZYONLAR gelmektedir. Bunlara olan bağımlılık sonucu DİJİJAL OBURLUK diye yeni bir OBEZİTE türü ortaya çıkmıştır.

RTÜK tarafından 2018 yılında yapılmış olan bir araştırmaya göre; Türkiye’de 15 yaş üzeri insanlar günde ortalama 3 saat 34 dakika televizyon izlemektedir.

Bu izlenme oranı 2006 yılında yapılmış olan bir araştırmada 5 saat 8 dakika olarak tespit edilmişti.

Yetişkinlere göre evde daha fazla vakit geçirmekte olan çocuklarda ise televizyon izleme süreleri daha fazladır. Günümüzde Ana babalar, çocuk eğitimi ve çocuk yetiştirme gibi zorunlu bir görevi ‘elektronik bakıcı’ olarak tanımlanan televizyona devretmişlerdir.

Bir çok çocuklu ailede anneler ev işi yaparken çocuklarını televizyon karşısına oturtmakta ve çizgi film yada müzik kanalı açarak oyalamaktadır. Televizyonlarda çizgi film olmadığı durumlarda ise bilgisayar, laptop, tablet veya cep telefonları sayesinde internet erişimi sağlayarak çizgi filmlere ulaşabilmektedirler.

RTÜK tarafından 2017 yılında 6-18 yaş arasındaki çocuklarla ilgili 26 ilde yapılan diğer bir araştırmada da çocuklara hangi tür televizyon programı seyrettikleri sorulmuş olup verilen cevaplarda öncelik sıralamasında en çok izlenen program türleri şöyledir.

  • % 28.7 izlenme oranı ile 1. öncelikli “çizgi filmler”,
  • % 20.5 izlenme oranı ile 2. öncelikli “yarışma programları”
  • % 15.6 oranı ile 3. öncelikli “yerli diziler”. “

We Are Social ve Hootsuite’in Ocak ayında yayımlanan ‘Digital 2020’ raporunun çok ilginç sonuçları var.

Rapora göre;

  • Dünya çapında 4.5 milyar kişi internet kullanıyor, bu küresel nüfusun yüzde 59’una denk geliyor. Türkiye’de ise 62.7 milyon internet kullanıcısı var.
  • Tipik bir kullanıcı, uyanık olduğu zamanın yüzde 40’ından fazlasını internette geçiriyor ve 2020’de insanlık hep birlikte toplam 1.25 milyar yılını internet kullanarak geçirmiş olacak.
  • Dünya ortalamasına bakıldığında kullanıcıların internette geçirdiği günlük süre 6 saat 43 dakika. Türkiye’de ise internette günde ortalama 7 saat 29 dakika geçiriliyor.
  • Küresel ortalamalara göre bir kişi günde ortalama 2 saat 24 dakikasını sosyal medyada harcıyor.

İnsanlar daha az hareket ettikçe, dijital çağın hastalığı olan obezite de daha çok artış göstermektedir. Ayrıca fiziksel aktivite, hormonların nasıl çalıştığını da etkilediğinden, vücudun gıdaları işleme şekli de dolaylı olarak etkilenir.

İşte burada yazımız konusu ile ilgili bir açmaz ortaya çıkıyor.

Tavukmu yumurtadan çıktı?

Yumurtamı Tavuktan çıktı?

Sorusuna benzer bir şekilde biyolojik obezitenin nedeni olan hareketsiz yaşamın nedenlerinden biri DİJİTAL BAĞIMLILIK .

Tersinden bakacak olursak Biyolojk OBEZİTE sonucu evden çıkamayanlar zamanlarını DİJİTAL DÜNYA da yada Televizyonların karşısında geçirmekteler ve DİJİTAL OBEZİTEYE yakalanmaktalar.

Bilindiği üzere; Obezite ya da halk arasında bilinen adıyla şişmanlık, vücutta fazla miktarda yağ birikmesi sonucu ortaya çıkan ve mutlaka tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. Obezite, besinlerle alınan enerji miktarının, metabolizma ve fizik aktivite ile tüketilen enerji miktarını aştığı durumda ortaya çıkar.

Obezitenin birçok nedeni bulunuyor. Ancak bu hastalığın oluşmasındaki en büyük etken hareketsiz yaşam ve sağlıksız beslenme.

Dünya Sağlık Örgütü, obeziteyi “sağlığı bozabilecek anormal veya aşırı yağ birikimi” olarak tanımlıyor. DİJİTAL OBEZİTEYE de “sağlığı bozabilecek anormal veya aşırı bildirim alımı” diyebiliriz.

Dijital Bağımlılıkla Mücadele Derneği (DİBAMDER) Genel Başkanı ve Cumhuriyet Üniversitesi (CÜ) Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Tuncay Dilci, üç yıllık bir çalışma sonucu 45 soruda bireyin dijital bağımlığını ölçen “Dijitanalist” adlı programa imza attı.

Dilci, dijital bağımlılığın yeni bir nesil ortaya koyma aşamasında olduğuna dikkati çekerek, “Yeni çağa adını vereceğimiz ‘dijitalizm’ diye tanımladığımız ve yine ‘sanalizm’ olarak da ifade edeceğimiz insan davranışları ve onların karakteristikleri üzerine etki edecek yeni bir akımla karşı karşıyayız. Bugün bu içinde bulunduğumuz dijitalizm döneminin yeni bir nesil ortaya koyma aşamasında olduğunu biliyoruz” dedi.

İnternet başında harcanan zaman arttıkça DİJİTAL OBEZİTE de artar. Elbette bu süre boyunca sosyal medyada profilleri gezmek yerine üretken işler yapan kullanıcılar da var, onlar bu tanımın dışında kalıyorlar. Beynimiz bir bildirim saldırısı altında, internete bağlı bir ekrana baktığımız an binlerce sinyal alıyoruz ve zihnimiz bunları işleyemiyor ve kenara atıyor. Bu durum fiziksel obezitede de aynı, vücudunuzun sindiremeyeceği veya ihtiyacınızdan fazla besin yerseniz vücudunuz bunları yağ olarak depolar. Kapasitesinden fazla bildirim alan beyin bunları işleyemez ve psikolojik sorunlar ortaya çıkar.

Dijital obezlikten en çok bizim gibi ekonomik olarak gelişmekte olan ülkelerin etkileneceği muhakkak. Yıllardır izlenmese bile yatana kadar açık kalan TV adeta evin gizli bir ferdi gibiydi. Şimdi TV’nin yanına akıllı telefonlar, tabletler, oyun konsolları, sosyal medya kanalları eklendi. Bu nedenle en büyük eğlencesi televizyon olan bizlerin hayatına birden bire bir sürü yeni teknolojik alet ve alanların girmesi ile biz, bir anda sudan çıkmış balığa döndük.

Sokakta, bahçede oynamayan ancak sanal alemde buluşan ya da fiziken bir arada olsa bile tek kelime konuşmayan çocuklarımız var artık. 40 dakikalık derste sıkılan ancak herhangi bir ekranın başında saatler harcayan, kafasını kaldırmadan sadece sanal dünyaya odaklanmış çocuklar var.

Sadece iki-üç kelimelik kısa cümlelerle “Hadi şunu yapalım, hadi bunu yapalım” dan öteye geçmeyen, birbirinin yüzüne bakmayan ama sorsan çok eğlenen, muhabbetin belini kıran çocuklar var. Tabirimiz hazır: Zamane çocukları. Konuşmak yerine emoji, kısaltma kullanmayı tercih eden çocuklarımız var.

İşte bu çocuklar teknoloji bağımlılığı da diyebileceğimiz “Dijital oburluğun” pençesindeler. Son derece sağlıksız bir o kadar da tehlikeli bir yaşam tarzı. İletişimsiz, sanal, içe kapanık, kapalı kutu, ön görülemeyen, klasik manada asosyal ama sanal sosyallikten nasiplenmiş, mavi balinanın peşine düşecek kadar “afyonlanmış” bir nesil oluştu artık.

Dijital obezite internette geçirilen aşırı zamanın dijital sonuçları olarak değerlendirilebilir. Dünyadaki dört milyar internet kullanıcısı günde ortalama altı saatini internette geçiriyor. Türkiye’de ise yedi saat dokuz dakika. Geçirilen bu yedi saat üretici, yapıcı amaçlar için kullanılıyorsa az, sosyal medya gibi ortamlarda tüketim amacıyla geçiriliyorsa çok! Yani nicelik değil nitelik önemli. Türkiye dahil dünyanın pek çok ülkesinin dijital inovasyon performansına bakıldığında “tüketim” ağırlıklı olduğu kolayca tespit edilebilir.

İşte o nedenle dijital obezite! Peki dijital detoks yapmak bir çözüm mü? Yani belli dönemlerde internetle, dijital aletlerle, uygulamalarla zaman geçirmeyi sınırlamak. Olabilir ama pansuman çözüm düzeyinin üstüne çıkmaz.

Belli bir dönem diet yapıp ardından yeniden eski yeme alışkanlığına dönmek gibi. Asıl önemlisi kalıcı, dengeli bir dijital etkileşim modeli geliştirebilmek. Bireysel ya da toplumsal yaşam kalitesini artırmaya yönelik, üretim-tüketim dengesini koruyacak bir model.

Dijital Oburluktan Kurtulmak için  yapılacaklar listesi :

  • Sosyal medya için telefon ayarlarından en fazla 1 saat olan kısıtlamayı koy,
  • Erken kalkmaya çalış, iyi bir kahvaltı(ve sofrayı story atma:)), az yemek ye,
  • Dijital dünyayı Yoga ya da plates öğrenmek, canlı orkestralar dinlemek, sanal müzeler gezmek için kullan,
  • Günde 2 saat kitap oku,
  • Bol bol düşün, analiz et, gün sonu raporu al, günlük tut,
  • Düşünsel deneyler yap, kalabalık olmayan bir yerdeysen gece yürüyüşlerine çık, evde spor yap,
  • Her gün olmasa da 2 günde bir arkadaşınla ya da arkadaş grubunla üzerine düşündüğünüz konuları video konferans ile tartış.

 KAYNAKLAR

https://alikirac.home.blog/2019/05/25/dijital-oburluk-obezite-ve-diyet/

https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/obezite-nedir-belirtileri-nelerdir

https://medium.com/@bahadirkundakci/korona-g%C3%BCnlerinde-dijital-diyet-f56c23cba2bf

https://www.tolgaakkus.com/2019/09/dijital-obezite/

https://www.ttdijital.net/gercek-otesi-dijital-obezlik/

https://tr.sputniknews.com/bilim/201906261039480632-dijital-bagimliligi-olcen-program-gelistirdi/

 

 

 

Hakkında admin

Check Also

AHİLİK VE KOOPERATİFÇİLİK / Abdullah ÇAVUŞ/Anadolu Ahileri Kadın Kooperatifleri Birliği Genel Koordinatörü-02.11.2023

AHİLİK VE KOOPERATİFÇİLİK Abdullah ÇAVUŞ/Anadolu Ahileri Kadın Kooperatifleri Birliği Genel Koordinatörü (02.11.2023) KOOPERATİF; “ortak ekonomik, …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

×