İŞLETMELERDE YOLSUZLUKLA MÜCADELE ETMEK İÇİN GEREKLİ KURUMSAL YAPILAR
Abdullah ÇAVUŞ/E.Vergi Müfettişi (09.10.2019)
Eskiden yolsuzluk denildiği zaman akla sadece kamu kurumları gelirdi. Hatta bu yüzden yolsuzluk tanımı olarak; kamu gücünün kişisel çıkarlar için kullanılarak menfaat edinilmesi tanımı kullanılırdı.
Bununla birlikte son yıllarda “ENRON FİRMASI” ile başlayan küresel ölçekli şirketlerde yaşanmakta olan yolsuzluklar sonucu dikkatler özel sektörde yaşanan yolsuzluklara çevrildi.
Bunun sonucu yolsuzluk tanımlamalarındaki KAMU GÜCÜ tabiri yerine “EMANET EDİLMİŞ YETKİ” tabiri kullanılmaya başlanıldı.
Günümüzde şirketlerde yaşanılan yolsuzluklar reel ekonomiye ciddi zararlar vermektedir.
Keza yolsuzlukların çok olduğu ülkelere yabancı sermaye gelmemektedir. Bu durumda ekonomik büyümenin önünde bir engel olarak durmaktadır.
İşletmeler yolsuzlukla mücadele için özel politikalar ve süreçler uygulamaya başlamak zorunda kalmışlardır.
Bunun için işletmelerin proaktif bir iç denetim ve iç kontrol sistemi kurması elzem hale gelmiştir. Bunların yanında denetim ve bağımsız denetim alanında KURUMSALLAŞMIŞ olup yolsuzluk ve hile denetim teknikleri uzmanlaşmış DENETİM FİRMALARINDAN dışarıdan YOLSUZLUK HİLE VESUİSTİMAL denetimleri alınması da önerilmektedir.
Son olarak Uluslararası Belgelendirme Kuruluşu ISO tarafından özel sektörde yolsuzlukla mücadele standartı olan ISO 37001 standartı geliştirilmiş olup bu standart ayrı bir yazımızın konusu olacaktır.
I- İŞLETMEDE İÇ DENETİM BİRİMİ KURULMASI
İç Denetim 5018 sayılı kanunun 63. Maddesinde; “Bir kurumun faaliyetlerini geliştirmek ve değer katmak amacını güden, kaynakların ekonomiklik, etkinlik ve verimlilik esaslarına göre yönetilip yönetilmediğini değerlendiren, bağımsız ve objektif bir güvence ve danışmanlık faaliyetidir.” Şeklinde tanımlanmıştır.
Uluslararası İç Denetçiler Enstitüsü ise İÇ DENETİMİ; “Bir kurumun operasyonlarını geliştirmek ve onlara değer katmak için tasarlanmış bir bağımsız ve nesnel güvence ve danışmanlık faaliyetidir.” Şeklinde tanımlanmıştır.
İşletmenin iç denetim birimi kurarak iç denetim yönetmeliği hazırlaması işletme içerisindeki yolsuzluk ortamının azaltılması için büyük bir adım olacaktır.
İşletme faaliyetlerinin işletmenin yapısını çok iyi tanıyan bir iç denetçi tarafından ilk olarak incelenmesi yolsuzlukları ortaya çıkaracak ve çoğu zaman yolsuzluğun boyutu büyümeden tespit edebilecektir.
İç denetim birimleri işletme faaliyetlerini bağımsız denetim gibi dışarıdan veya olaylar gerçekleşip bittikten veya olayın üzerinden uzun bir süre geçtikten sonra incelemediği için önemli bir avantaja sahiptir.
Çoğu zaman iç denetçi işletme içerisinde aksayan noktaları daha çabuk tespit ettiği gibi nedenleri üzerinde daha geniş bir araştırma imkanına da sahiptir.
İşletmede iç denetçi uzun bir süre çalıştığında diğer şirket çalışanları gördükleri aksayan yönleri anlatmakta büyük bir sakınca görmemektedirler.
Ülkemizde şirket yolsuzluklarının ortaya çıkarılmasının gecikmesinin nedenlerinden birisi de “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” şeklindeki anlayıştır.
Çoğu zaman şirket çalışanları gördükleri yolsuzlukları, “ispiyoncu” olarak nitelendirilmemek veya yolsuzluğu işleyen kişiyle yüzleşmek istemediğinden dolayı üst yönetime hiç raporlamamaktadır.
O yüzden ülkemizde yapılan yolsuzluk denetimi uygulamalarında kurulan şirket içi ihbar hatlarına ya hiç telefon gelmemekte ya da gelen telefonlar olayı somut delilleri ile açıklamaktan çok kıskançlık, dedikodu gibi amaçlarla olmaktadır.
Amerika Birleşik Devletleri uygulamalarında çok faydalı olan şirket içi ihbar hatları bizim kültürümüzde çok da faydalı olamamaktadır.
İşletmelerde iç denetçi uygun iç denetim tekniklerini kullanarak yolsuzlukların tespit edilmesinde ve önlenmesinde önemli roller üstlenebilmektedir.
Aynı zamanda iç denetçinin işletme çalışanları ile uzun süre birlikte çalışması onların yapısını, kişilik özelliklerini, psikolojik durumlarını analiz etmesine de imkan vermektedir. İç denetim bu avantajlarının yanı sıra dezavantajları da vardır.
İşletme içinde çalışanlarla ilgili subjektif değerlendirmelere kapılarak örneğin bu kişi kesinlikle yolsuzluk yapmaz diyerek belirli faaliyetleri denetim dışı bırakabilir. İç denetçi benzeri şekilde işletmeyi iyi tanıdığından bu kısımda, bu bölümde kesinlikçe yolsuzluk olamaz diyerek iç denetim araştırma kapsamını daraltabilir.
İşletmelerde sürekli iç denetim faaliyetlerinin olması işletmenin etkinliğini ve verimliliğini de arttırır.
Çalışanların iç denetçi tarafından yaptıkları işlemlerin incelenebileceğini bilmesi daha titiz hareket etmelerine yol açmaktadır.
Ayrıca yapılan hatalar, yanlış uygulamalar iç denetçi tarafından tespit edileceğinden en azından bu hataların tekrar yapılması engellenecektir.
II- İŞLETMELERDE İÇ KONTROL SİSTEMİ (İKS) KURULMASI
İç kontrol de tıpkı iç denetim gibi iş dünyasında son dönemlerde en çok konuşulan konulardan biridir.
İç kontrol; 5018 sayılı Kanun nedeni ile kamu idarelerinde, SPK düzenlemeleri nedeni ile aracı kurumlarda, Bankacılık Kanunu ve Bankaların İç Sistemleri Hakkında Yönetmelik sebebi ile Bankalarda ve yeni TTK nedeni ile hisseleri borsada işlem gören şirketlerde zorunludur.
İç Kontol Sistemi: İşletme faaliyetlerinin şirket politikaları ile uyum içinde düzenli ve verimli bir şekilde yürütülmesi, varlıkların korunması, hata ve hilelerin tespit edilip engellenmesi, muhasebe kayıtlarının tam ve doğru olması, güvenilir mali bilgilerin zamanında hazırlanması hedeflerine mümkün olduğunca ulaşmak amacıyla yönetimin kullandığı tüm yöntem ve usullere iç kontrol sistemi denir.
İşletmede iç kontrol sisteminin kurulması kısaca şu amaçlara hizmet edecektir. Amerikan Sertifikalı Kamu Muhasebecileri Enstitüsü (AlCPA) tarafından yapılan tanımda iç kontrolün amaçları aşağıdaki gibi sıralanmıştır.
1- İşletmenin varlıklarını korumak,
2 -Muhasebe bilgilerinin doğruluk ve güvenirliliğini sağlamak,
3- İşletme faaliyetlerinin yönetim politikalarına, planlara ve yasalara uygunluğunu sağlamak,
4- Kaynakların ekonomik ve verimli kullanımını sağlamak,
5- Faaliyetler için belirlenmiş amaçlara ve hedeflere ulaşılmasını sağlamaktır.
ABD de geliştirilen COSO İç Kontrol Modeli (Committee Of Sponsoring Organizations) tarafından1992 yılında “İç Kontrol Bütünleşik Sistem” (Internal Control, Integrated Framework) adlı bir rapor yayımlamıştır.
Bu rapor iç kontrole ilişkin yönetim raporu üzerine yoğunlaşmıştır. COSO Raporu olarak bilinen bu rapor işletmeler tarafından iç kontrol sisteminin oluşturulmasında kabul edilen temel kaynak haline gelmiştir.
COSO, iç kontrol sistemini beş katman veya birbiri ile bağlantılı bileşenlerden oluşan bir piramit olarak tanımlamaktadır. Bu bileşenler (COSO, 1992):
– Kontrol ortamı
– Risk değerlemesi
– Kontrol faaliyetleri
– Bilgi ve iletişim
– İzleme
İç kontrol sistemi, kontrol ortamı ile başlar ve izleme ile son bulur. Ancak burada dinamik bir süreç söz konusudur ve iç kontrolün 5 unsurunun her biri de, zaman içinde yeniden değerlendirme altına alınarak sürekli revize edilir.
Örgüt genelinde süreçlerin belirlenmesi, süreç analizlerinin yapılması, iş prosedürlerinin yazılı hale getirilmesi, iş akışlarının çıkartılması, iş ve görev tanımlarının belirlenmesi, etik kuralların oluşturulması gibi faaliyetler ile kontrol ortamı iyileştirilmiş olur.
III- DIŞARIDAN YOLSUZLUK DENETİMİ HİZMETİ SATIN ALINMASI
Yolsuzluk denetimi hizmetlerinin dışarıdan satın alınması işlemi ülkemiz için oldukça yenidir. Gelişmiş ülkelerde, hile denetçisi, adli muhasebe uzmanı gibi profesyonel meslek mensuplarınca sunulan bu hizmet ülkemizde yeterince tanınmadığından pek bilinmemektedir.
İşletmeler yolsuzluk problemi ile baş başa bırakılmış gibilerdir. Bu konularda hukuksal düzenlemelerimiz de çok yetersiz olduğundan iç denetim veya dış denetim hizmeti alınarak problem çözülebilir diye düşünülmektedir.
Oysa yolsuzlukların aydınlatılması şirket içindeki veya şirket dışındaki suçluların bulunması, delil ve belgelerin tespiti ayrı bir uzmanlık isteyen konudur.
Şirket içi yolsuzlukların tespit edilebilmesi amacıyla yolsuzluk denetimi hizmetlerinin satın alınmasının faydaları şu şekilde özetlenebilir.
1- Daha kaliteli, daha profesyonel bir hizmet daha ucuza alınabilir. Denetimde kalite artacak, maliyet azalacaktır.
2- Organizasyona belli bir esneklik kazandırır.
3- Yolsuzluk denetimi uzmanının işletme ile bağı olmadığından daha objektif değerlendirmeler yapması sağlanır.
4- İşletme ile ilgili ön yargılar veya kabullenmeler olmayacağından gerçeklere daha çabuk ulaşılabilecektir.
5- Dışarıdan satın alınan yolsuzluk denetimi hizmetinin amacının belli olması nedeniyle faaliyet zamanlaması, planlama daha kolay yapılabilecektir. Uygulama süreçleri kısalır.
6- Uzman kişilerle çalışılacağından riskler minimize edilmiş olacaktır.
7- İşletmeye kendi faaliyet konularına odaklanma imkanı verir.
Abdullah ÇAVUŞ/E.Vergi Müfettişi