Anasayfa / Manşet / ELEKTRONİK ÇOCUK BAKICISI OLARAK TELEVİZYONLAR /ABDULLAH ÇAVUŞ-TRT Strateji Uzmanı

ELEKTRONİK ÇOCUK BAKICISI OLARAK TELEVİZYONLAR /ABDULLAH ÇAVUŞ-TRT Strateji Uzmanı

ELEKTRONİK ÇOCUK BAKICISI OLARAK TELEVİZYONLAR 
YAZAR: ABDULLAH ÇAVUŞ/TRT Strateji Uzmanı
Günümüzde annelerin “ELEKTRONİK BAKICI” olarak gördükleri televizyonlar çocuklarımızın ve ülkemizin geleceği için büyük riskler taşımaktadır.Özellikle gündüzleri ev işi yapmakta olan Annelerimiz, çocuk eğitimi ve çocuk yetiştirme gibi zorunlu, bir o kadar da ulvî görevlerini ‘elektronik bakıcı’ olarak tanımlanan televizyona devretmişlerdir. Hafta sonu gittiğimiz küçük çocuklu aile ziyaretinde 3 yaşındaki bir çocuk bir televizyon kanalında oynayan çizgi filmi izlemekte iken annesinin bizlerle sohbet edebilmek için televizyonu kapatması üzerine çocuğun kesilmeyen ağlamasına ve şiddet davranışlarına şahit olduk. Bunun üzerine annesi çocuğa cep telefonundan izlemekte olduğu çizgi filmi açmak zorunda kaldı.

Televizyonların çocuklar üzerinde yaptığı etkilere ilişkin dostlar ve arkadaşlarımız yaşanan bu olaydan hareketle yaptığımız değerlendirme ve sohbetlerde ise olumlu başka bir örnekle karşılaştım. Bu örnekte ise; Biri diğerine göre daha muhafazakar bir aile yapısında annenin dini bayramlarda tatil yapmayı tercih ettiği bununla birlikte babanın ise aile büyükleri ile vakit geçirmeyi tercih ettiğini buna rağmen annenin baskın karakteri sayesinde dini bayramların tatil yörelerinde geçirildiğini öğrendim. Bu durum 5 yaşındaki küçük kızlarının o zamanlar TRT ÇOCUK Kanalında yayınlanan PEPE ismindeki çizgi film karakterinin dini bayramlarla ilgili bölümüne kadar böyle devam etmiş, anılan çizgi filmde PEPE’nin bayramlarda büyüklerin ellerinden öpülmesi gerektiği ve bayramların büyüklerin yanında geçirilmesi yönündeki telkinlerinden küçük kızın aşırı derece etkilenmesi üzerine küçük kızlarının talebi ile o bayramı aileleriyle birlikte geçirdiklerini öğrendim.

İlkokul çağındaki erkek çocuklarımız kendilerini televizyonlarda gördükleri Süpermen, Batman, Örümcek Adam, He-Man ve Voltran gibi süper kahramanların yerine koymakta, onların elbiselerini giymekte ve onların davranışlarını sergilemeye çalışmaktadırlar. Kendi aralarındaki oyunlarda bile bu karakterleri canlandırmaktadırlar.
İlkokul çağındaki Kız çocuklarımız ise Barby, Şeker Kız Candy, Heidi, Polyanna ve Şirine karakterlerinin yerine koymakta elbiselerini giymekte ve onların davranışlarını sergilemeye çalışmaktadırlar.

Televizyonun günümüz toplumunda en fazla etkilediği hatta bağımlılık yaptığı kesimlerin başında küçük çocuklar gelmektedir.

Bununla birlikte televizyonlarımızdaki Kurtlar Vadisi furyası ile başlayan mafya dizileri de lise çağındaki gençlerimiz üzerinde oldukça ciddi şekilde etkilendiği görülmektedir. Nitekim bir gazete haberinde Çukur isimli mafya dizindeki oyuncuların DÖVME’ lerini yaptıran 12-20 yaş arası 3 serserinin sokakta 6 çocuğun telefon ve parasını gasp ettiği ve şikayet üzerine yakalandıkları gazete haberlerine yansımış durumdadır.

25. Kare ve diğer subliminal mesajlar içeren görüntülere, seslere sahip olan çizgi filmler ve diziler yoluyla gönderilen farklı frekanslar ve bilinçaltı ile görülebilen görüntüler sayesinde beyni etkileme teknikleri, ipnoz yöntemleri ile çocukların düşünce dünyasının, inanç dünyasının kontrol altına alınması, tüketim alışkanlıklarının değiştirilmesinin mümkün hale geldiği günümüzde annelerin “ELEKTRONİK BAKICI” olarak gördükleri televizyonlar çocuklarımızın ve ülkemizin geleceği için büyük riskler taşımaktadır.

Ana babalar, çocuk eğitimi ve çocuk yetiştirme gibi zorunlu, bir o kadar da ulvî görevlerini ‘elektronik bakıcı’ olarak tanımlanan televizyona devretmişlerdir. Toplumsal bir fenomen olarak ele alınan ve bugün olası sonuçları irdelenen bu tür bir ebeveyn yaklaşımının, acı ve trajik ürünlerini insanlık yakın bir süreçte almaya başlayacak gibi görünüyor. Tertemiz dimağlara sahip çocuklarımızı ayağımıza dolanmasın, bizleri ‘meşgul’ etmesinler diye ekran karşısına teslim ediyoruz.

Günümüzde çocuklar artık çok erken yaşlardan itibaren medya araçlarını kullanmayı öğrenmekte, zamanlarının çoğunu internet ve televizyon başında geçirmekte böylece medya teknolojileri ile içli dışlı bir hayat yaşamaktadırlar. Bu dünyada yeni çocuk için “televizyon çocuğu” ve “bilgisayar çocuğu” nitelendirmeleri kullanılmaya başlanmıştır.

Son olarak hafta sonu gittiğimiz ülkemizin en popüler oyuncularının yer aldığı ve büyük ilgi görmekte olan dolandırıcılık ve mafya içerikli sinema filmindeki argo içeren küfürlerinde çocuklarımız ve gençlerimiz tarafından günlük yaşantımız esnasında en ilgisiz konular arasında bile kullanıldıklarını görmüş bulunmaktayım.

Sonuç Yüce Türk Milletinin geleceği olan olarak çocuklarımızın ve gençlerimizin etkileşim içinde bulunduğu televizyon ve sinemalardaki dizi filmler, çizgi filmler sinema filmleri konusunda Kültür ve Turizm Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve RTÜK’e çok önemli görevler düşmektedir.

Keza TRT’nin özel sektörün reyting ve reklam beklentisi nedeniyle ilgi göstermediği milli ve manevi içerikli dizi, film ve çizgi filmler konusunda daha çok çalışma yapması gereği ortaya çıkmaktadır.

Hakkında admin

Check Also

AHİLİK VE KOOPERATİFÇİLİK / Abdullah ÇAVUŞ/Anadolu Ahileri Kadın Kooperatifleri Birliği Genel Koordinatörü-02.11.2023

AHİLİK VE KOOPERATİFÇİLİK Abdullah ÇAVUŞ/Anadolu Ahileri Kadın Kooperatifleri Birliği Genel Koordinatörü (02.11.2023) KOOPERATİF; “ortak ekonomik, …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

×