VAKIFLARDA İKTİSADİ İŞLETME KURMA
Abdullah ÇAVUŞ/E.Vergi Müfettişi
Vakıflar kuruluş amaçlarını gerçekleştirmek için kurucularca tahsis edilen kaynaklar dışında yeni kaynak ihtiyacı duyabilirler. Ayrıca kuruluş amaçlarından bir kısmının gerçekleştirilmesi ekonomik ve sosyal alanda faaliyet göstermelerini gerektirir.
Bu amaçlar çerçevesinde işletmeler kurulur. Dernek ve vakıfların kendileri mükellef olmasalar da bunlara ait iktisadi işletmelerin kurumlar vergisi mükellefi olmaları gerekmektedir.
Bu makalemizde Vakıfların İktisadi işletme kurmasına ilişkin mevzuat hükümleri ile bu işletmelerin kuruluş süreçleri ve kuruluş için istenilen belgeler ve Ticaret Siciline kayıt işlemleri hakkında yaptığımız araştırmaları paylaşacağız.
I- VAKIFLAR KANUNU
Vakıflar kanunun 26.cı maddesi gereği Vakıflar; amacını gerçekleştirmeye yardımcı olmak ve vakfa gelir temin etmek amacıyla, Vakıflar Genel Müdürlüğüne bilgi vermek şartıyla iktisadî işletme ve şirket kurabilir, kurulmuş şirketlere ortak olabilirler.
Madde metni aynen aşağıdaki gibidir.
İktisadî işletme ve şirket kurulması
MADDE 26 – Vakıflar; amacını gerçekleştirmeye yardımcı olmak ve vakfa gelir temin etmek amacıyla, Genel Müdürlüğe bilgi vermek şartıyla iktisadî işletme ve şirket kurabilir, kurulmuş şirketlere ortak olabilirler. Şirketler dahil iktisadî işletmelerden elde edilen gelirler vakfın amacından başka bir amaca tahsis edilemez. Kurucuların çoğunluğu yabancı uyruklu olan vakıfların kurduğu yahut paylarının yarıdan fazlasına bu nevi vakıfların sahip olduğu şirketlerin mal edinmeleri hakkında aynı vakıfların mal edinmelerini düzenleyen hükümler uygulanır.
Genel Müdürlük; Cumhurbaşkanı kararıyla Genel Müdürlük ve mazbut vakıfların gelirleri ve akar malları ile iktisadî işletme veya şirket kurmaya yetkilidir. Şirket hisseleri ve hakların daha yararlı olanları ile değiştirilmesi, paraya çevrilmesi, değerlendirilmesi ve bunlara bağlı her türlü hakkın kullanılması ile ortaklık paylarına bağlı hakların kullanılması Genel Müdürlük tarafından yürütülür
Madde metninden açıkça görüleceği üzere; Şirketler dahil iktisadî işletmelerden elde edilen gelirler vakfın amacından başka bir amaca tahsis edilemez
II- TÜRK TİCARET KANUNU
Türk Ticaret Kanununun 11. Maddesinde TİCARİ İŞLETME ile ilgili hükümler bulunmaktadır.
Madde metni aynen aşağıdaki gibidir.
Ticari işletme
Bütünlük ilkesi MADDE 11-
(1) Ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir.
(2) Ticari işletme ile esnaf işletmesi arasındaki sınır, Cumhurbaşkanı kararıyla belirlenir.
(3) Ticari işletme, içerdiği malvarlığı unsurlarının devri için zorunlu tasarruf işlemlerinin ayrı ayrı yapılmasına gerek olmaksızın bir bütün hâlinde devredilebilir ve diğer hukuki işlemlere konu olabilir. Aksi öngörülmemişse, devir sözleşmesinin duran malvarlığını, işletme değerini, kiracılık hakkını, ticaret unvanı ile diğer fikrî mülkiyet haklarını ve sürekli olarak işletmeye özgülenen malvarlığı unsurlarını içerdiği kabul olunur. Bu devir sözleşmesiyle ticari işletmeyi bir bütün hâlinde konu alan diğer sözleşmeler yazılı olarak yapılır, ticaret siciline tescil ve ilan edilir.
Bununla birlikte Türk Ticaret kanununun 16.cı maddesinde de TACİR SAYILMA ile ilgili hükümler bulunmaktadır.
Madde metni aşağıdaki gibidir.
Tüzel kişiler MADDE 16-
(1) Ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar da tacir sayılırlar
(2) Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri ile kamu yararına çalışan dernekler ve gelirinin yarısından fazlasını kamu görevi niteliğindeki işlere harcayan vakıflar, bir ticari işletmeyi, ister doğrudan doğruya ister kamu hukuku hükümlerine göre yönetilen ve işletilen bir tüzel kişi eliyle işletsinler, kendileri tacir sayılmazlar.
TTK 44/1. Maddesinde ise vakıfların iktisadi işletmelerinde kullanacakları unvan konusunda aşağıdaki şekilde düzenleme yapılmıştır.
“Ticari işletmeye sahip olan dernek, vakıf ve diğer tüzel kişilerin ticaret unvanları, adlarıdır.”
III-KURUMLAR VERGİSİ KANUNU
5520 sayılı Kurumlar Vergisi kanunun 2. Maddesinde kurumlar vergisinin mükellefleri sayılmıştır.
Kurumlar vergisi kanunu uyarınca VAKIF TÜZEL KİŞİLİĞİ vergi mükellefi değildir
Bununla birlikte kanunun 2. Maddesinin 5.cı bendinde vakıfların iktisadi işletmelerinin kurumlar vergisi mükellefi oldukları hüküm altına alınmıştır.
Madde metni aynen aşağıdaki gibidir.
(5) Dernek veya vakıflara ait iktisadî işletmeler: Dernek veya vakıflara ait veya bağlı olup faaliyetleri devamlı bulunan ve bu maddenin birinci ve ikinci fıkraları dışında kalan ticarî, sınaî ve ziraî işletmeler ile benzer nitelikteki yabancı işletmeler, dernek veya vakıfların iktisadî işletmeleridir. Bu Kanunun uygulanmasında sendikalar dernek; cemaatler ise vakıf sayılır.
IV- İKTİSADİ İŞLETMENİN ÖZELLİKLERİ
Gelir idaresi web sitesinde yayınlanmış olan derneklere ait iktisadi işletmelerin vergilendirilmesi ile ilgili rehberde detaylı olarak yer aldığı üzere iktisadi işletmenin tanımı ve temel özellikleri aşağıdaki gibidir
Ticari işletme, esnaf faaliyeti için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan, devamlı ve bağımsız şekilde icra edilen faaliyetlerin yürütüldüğü işletmelerdir.
İşletmelerin belirgin özellikleri bağlılık, devamlılık ve faaliyetin ticari, sınai veya zirai bir mahiyet arz etmesidir. Diğer bir anlatımla iktisadi işletmenin unsurları, ticari faaliyetin de temel özelliklerinden olan, bir organizasyona bağlı olarak piyasa ekonomisi içerisinde bedel karşılığı mal alım-satımı, imalatı ya da hizmet ifaları gibi faaliyetlerdir.
Buna göre derneklere ait iktisadi işletmenin temel özellikleri aşağıdaki gibidir.
1- Dernek veya vakfa ait veya bağlı olması (ait olma, sermaye bakımından; bağlı olma ise idari bakımdan bağlılığı ifade eder)
2- Sermaye şirketi veya kooperatif şeklinde kurulmamış olması,
3- Faaliyetin ticari, sınai veya zirai bir mahiyet arz etmesidir.
4- Ticari zirai veya zirai faaliyetin devamlı olması
Vakıfların eğitim ve sağlık gibi bir takım hizmetleri bir bedel karşılığı olmaksızın yerine getirmeleri halinde, bu faaliyetler dernek veya vakfa bağlı iktisadi işletme olarak nitelendirilmeyecektir ve vergileme söz konusu olmayacaktır.
Ancak, sözü edilen hizmetlerin yerine getirilmesi için yapılan masrafların hizmet verilenlerden tahsil edilmesi veya bu kişilerden veya ailelerinden bağış adı altında bir bedel alınması durumunda, bu faaliyetler, derneğe ait iktisadi işletme olarak kabul edilecek ve kurumlar vergisine tabi olacaktır.
İktisadi işletmelerin temel özellikleri aşağıdaki gibidir.
1- Devamlılık Unsuru:
Bir hesap dönemi içinde aynı veya ayrı faaliyet alanlarında ticari mahiyet arz eden işlemlerin birden fazla yapılmasıdır. Aynı hesap döneminde tek işlem nedeniyle ticari faaliyetin devamlılık unsurunun oluştuğunu kabul etmek mümkün olmamakla birlikte, faaliyetin organizasyon gerektirmesi veya amacının ticari olması durumunda devamlılık unsurunun varlığı kabul edilir.
Ticari organizasyon, sermaye tahsisi, iş yeri açılması, personel istihdamı, ticaret siciline kaydolmak gibi unsur ve şartlardan tümü veya bir kısmı yerine getirilmek suretiyle belirli şekilde kurulmuş olacaktır. Bu takdirde bu organizasyon içinde bir takvim yılında veya iki veya üç yılda tek bir işlem yapılmış olsa dahi ticari faaliyetin varlığı kabul edilecektir.
2- Bağlılık Unsuru:
Derneğe ait veya bağlı olması (ait olma, sermaye bakımından; bağlı olma ise idari bakımdan bağlılığı ifade eder)
3- Faaliyetin Ticari, Sınai ve Zirai Nitelik Arz Etmesi Unsuru:
İktisadi işletmenin tanımı içinde yer alan ve devamlı olarak yapılan ticari, sınai veya zirai faaliyetten söz edebilmek için bu işletmenin tedavül ekonomisine katılması, başka bir ifadeyle işletmede üretilen veya alınan malların veya verilen hizmetin bir bedel karşılığı satılmış olması gerekir.
4- Ekonomik Faaliyetin Ticari Organizasyonu Gerektirmesi
Ekonomik faaliyetin ticari organizasyonu gerektirmesi ve yılda birden fazla tekrar ettirilmesi veya her yıl bir defa olmakla beraber müteakip yıllarda ya da birkaç yıl arayla yapılmasına karşılık periyodik olarak tekrar etmesi durumunda da bu faaliyetin devamlı olduğunun kabulü gerekmektedir.
V-İKTİSADİ İŞLETMELERİN YASAL YÜKÜMLÜLÜKLERİ
Vakıflara bağlı iktisadi işletmeler diğer işletmeler gibi mükellefiyet tesis ettirme, defter tutma, beyanname verme, belge düzenine uyma (fatura, gider pusulası, ödeme kaydedici cihaz fişi vb.) ile Vergi Usul Kanunu’nda belirtilen tüm vergisel yükümlülüklerini yerine getirmek zorundadır.
Bu yükümlülükler aşağıda maddeler halinde açıklanmaktadır.
1-Tacir Sayılma ve Türk Ticaret Siciline Kayıt Yaptırma Zorunluluğu:
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 16/1 maddesine göre; ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten dernekler tacir sayılırlar. Ancak TTK 16/2 Maddesi hükmüne göre; kamu yararına çalışan dernekler bir ticari işletmeyi, ister doğrudan doğruya ister kamu hukuku hükümlerine göre yönetilen ve işletilen bir tüzel kişi eliyle işletsinler, kendileri tacir sayılmazlar.
Kamuya yararlı vakıfların bir ticari işletme işletmesi halinde, dernek tüzel kişiliği tacir sayılmaz, sadece derneğe ait ticari işletme tacir sıfatını taşır.
Amaçlarına ulaşmak için ticari işletme işleten dernekler, bu işletmeyi ticaret siciline kaydettirmek zorundadır.
Türk Ticaret Kanununa göre tacirler, kanun hükümlerine uygun olarak bir ticaret unvanı seçmeye ve kullanmaya, işletmelerini ticaret siciline kaydettirmeye ve ticari defterler tutmaya mecburdurlar. Bu amaçla, derneğin adı ve ticari işletmesine ait bilgilerin sicile kaydedilmesi zorunludur.
2-Defter Tutma Zorunluluğu
Vergi Usul Kanununun 172 nci maddesi uyarınca derneklere ait iktisadi işletmelerin mezkur Kanunun esaslarına göre defter tutma zorunluluğu bulunmakta ve defter tutma bakımından tüccarların tabi oldukları hükümlere uymaları icap etmektedir.
Vergi Usul Kanununun 176 ıncı maddesinde tüccarlar defter tutma bakımından iki sınıfa ayrılmış olup, I inci sınıf tüccarların bilanço esasına göre, II nci sınıf tüccarların ise işletme hesabı esasına göre defter tutmaları gerekmektedir.
Bununla birlikte, aynı Kanunun 177 nci maddesinde, her türlü ticaret şirketleri ile kurumlar vergisine tâbi olan diğer tüzel kişilerin I inci sınıfa dâhil oldukları hüküm altına alınmıştır.
Bu çerçevede, vakıflara ait iktisadi işletmelerin kazançları kurumlar vergisine tâbi olduğundan, kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunan iktisadi işletmelerin, bilanço esasında tutulan ve Vergi Usul Kanununun 183 üncü maddesinde tanımlanan yevmiye defterini, 184 üncü maddesinde tanımlanan defterikebiri, 185 inci maddesinde tanımlanan envanter defterini ve ayrıca faaliyetleri gereği tutulması gereken diğer defterleri tutmaları ve tasdike tabi olanları aynı Kanun hükümlerine göre tasdik ettirmeleri gerekmektedir.
Bununla birlikte, müracaatları halinde, işlerinin icabı bilanço esasına göre defter tutmalarına imkân veya lüzum görülmeyenlerin, işletme hesabına göre defter tutmalarına Maliye Bakanlığınca müsaade edilmekte olup, bu durumda, söz konusu defterlerin yerine işletme hesabı defterinin kullanılacağı tabiidir.
Öte yandan, Kurumlar vergisinden muaf olmakla beraber diğer vergilerden birine tâbi olan vakıflara ait iktisadi işletmelerin de muaf olmadıkları vergiler için defter tutmaları zorunludur.
Ayrıca, muhasebe kayıtlarının, Vergi Usul Kanununun kayıt nizamına ilişkin hükümleri ile Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğlerine uygun olması ve dernek merkezinin muhasebe kayıtları ile iktisadi işletmenin muhasebe kayıtlarının birbiriyle karışmasını önleyecek şekilde ayrı ayrı izlenmesi ve aynı Kanunun belge düzeni ile ilgili hükümlerine riayet edilmesi gerekmektedir.
3- İflasa Tabi Olma
Türk Ticaret Kanununun 20/I maddesi uyarınca, tacirler, her türlü borçlarından dolayı iflasa tabidirler. İflasa tabi olma bakımından, tacirin borçlarının adi işlerden mi, yoksa ticari işlerden mi kaynakladığı önem taşımaz. Amacına ulaşmak için ticari işletme işleten dernekler de, tacir sayıldıklarından, iflasa tabidirler.
Özel amaçlı bir vakıf açısından bu sonuç kesindir, söz konusu dernekler, borçlarından dolayı iflas yoluyla takip edilebilir ve iflasına karar verildiği takdirde, bu derneğe ilişkin kayıt re’sen silinir.
4- Beyanname Verme ve Verginin Ödenmesi
Vakfa ait iktisadi işletmeler, elde ettikleri kurum kazançları üzerinden vermekle yükümlü oldukları vergi beyannamelerini (kurumlar vergisi, KDV, gelir stopaj vb.) ilgili vergilerin kendi kanunlarında düzenlenen sürelerde, bağlı bulundukları vergi dairesine vermek ve tahakkuk eden vergileri vadesinde ödemekle mükelleftirler.
5-Vakıflar Genel Müdürlüğü Denetimi
Vakıfların iktisadi işletmeleri denetime tabidir. Vakıfların, iktisadî işletme ve iştiraklerinin faaliyet ve mevzuata uygunluk denetimi Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yapılır. Genel Müdürlük
Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı tarafından vakıfların; iktisadi işletmeleri ile iştiraklerinin iş ve işlemleri ile gerektiğinde vakıflara ait diğer iştiraklerinin iş ve işlemleri denetlenir (VK m. 33, VY m. 39)
VI- İKTİSADİ İŞLETMELERİN VERGİLENDİRİLMESİ DURUMU
İktisadi işletme sayılmak için gerekli şartları taşıyan vakıfların iktisadi işletmeleri;
- Kazanç gayesi güdüp gütmediklerine,
- Faaliyetin, kanunla verilmiş görevler arasında bulunup bulunmamasına,
- Tüzel kişiliğe sahip olup olmamalarına,
- Bağımsız muhasebelerinin bulunup bulunmamasına,
- Kendilerine tahsis edilmiş sermaye veya iş yerlerinin olup olmadığına
Bakılmaksızın vergiye tabi tutulurlar.
Vakfın bu faaliyet için herhangi bir personel istihdam etmemesi, bu faaliyetten kar beklentisi olmaması veya kiralamaya ilişkin gelir ve faaliyet için ayrı bir bütçe veya sermaye tahsis etmemesi de bu faaliyetin İktisadi İşletme olarak değerlendirileceği gerçeğini değiştirmemektedir.
Buradaki temel kıstas, vakıfça yürütülen faaliyetin, faaliyetten yararlananlara bir bedel karşılığında sunulmasıdır. Vakıflarca yürütülen ve karşılığında ayni veya nakdi hiçbir bedel talep edilemeyen faaliyetler, nitelikleri ve mali büyüklüğü ne olursa olsun ticari faaliyet olarak değerlendirilemez ve İktisadi İşletme kapsamına alınamaz.
Üyelerine veya 3. kişilere herhangi bir konuda, kurs, seminer, eğitim veya öğretim hizmeti sunan bir dernek, bu iş karşılığında yaptığı masrafları dernek bünyesinden karşıladığı müddetçe yürütülen faaliyetin vergi ile hiçbir ilişiği bulunmamaktadır.
Ancak aynı vakıf bu işler için yaptığı masrafları “Eğitim materyali masrafı katılım bedeli, araç gereç masrafı katılım bedeli” gibi adlar altında katılımcılardan bağış yolu ile tahsil ederse yaptığı faaliyet iktisadi bir faaliyet olur ve vergileme kapsamında değerlendirilir.
Diğer taraftan;
- Satılan mal veya hizmete ait bedelin sadece maliyeti karşılayacak kadar olması,
- Kâr edilmemesi,
- Kârın kuruluş amaçlarına tahsis edilmesi
Bunların iktisadi işletme olma vasfını değiştirmeyecektir.
Vakıflara ait veya bağlı olarak faaliyet gösteren ve tüzel kişiliği bulunan iktisadi işletmelerce elde edilen kazançlar üzerinden tarh edilecek kurumlar vergisinin muhatabı anılan iktisadi işletmelerdir.
Vakıfların kamuya yararlı derneklerden sayılması bunlara bağlı iktisadi işletmelerin vergilendirilmesine engel teşkil etmemektedir.
VII-İKTİSADİ İŞLETME KURULUŞ SÜRECİ VE TİCARET SİCİLİNE TESÇİLİ
Ticaret Sicili Yönetmeliğinin 55 ve 56.cı maddelerinde VAKIFLARA AİT İKTİSADİ İŞLETMELERİN TESÇİLİNDE istenilen belgeler yer almaktadır.
Madde metinleri aynen aşağıdaki gibidir.
Tescil başvurusunda istenen belgeler MADDE 55-
(1) Vakıflara ait ticari işletmelerin tescil başvurusunda;
a) Vakfın unvanı, merkezi, vergi kimlik numarası; işletmeyi temsile yetkili kılınan kişilerin adı ve soyadı, yerleşim yeri, kimlik numarasının da yer aldığı 24 üncü maddede öngörülen taahhütname veya bu bilgilerin yer verildiği başvuru dilekçesi,
b) İşletmeyi temsile yetkili kişilerin Kanunun 40 ıncı maddesi uyarınca düzenlenmiş imza beyannameleri,(1)
c) Vakfın tüzel kişiliğinin devam ettiğini gösteren resmi belge,
ç) Vakıf senedinin aslı ile birlikte ibraz edilmek kaydıyla bir örneği veya noter onaylı örneği,
d) Taahhütnamede veya başvuru belgesinde yer almaması halinde vakıf yöneticilerinin bu göreve seçilmelerine ilişkin yetkili organ kararının bir örneği,
e)İşletmenin açılmasına ve tesciline ilişkin yetkili organ kararının noter onaylı örneği, müdürlüğe verilir.
(2) Vakfın bir ticari işletme kurabilmesinin resmi bir makamın iznine veya onayına bağlı olduğu hallerde, bu izin veya onaya ilişkin belge de müdürlüğe verilir.
Tescil MADDE 56-
(1) Vakıflara ait ticari işletmelerde aşağıdaki olgular tescil edilir:
a) Vakfın unvanı ve merkezi.
b) Vakfın amacı.
c) Ticaret unvanı.
ç) MERSİS numarası.
d) İşletmenin merkezi ve açıkça belirtilmiş konusu.
e) İşletmenin yönetim ve temsili ile görevlendirilmiş kişilerin adı ve soyadı, vatandaşlığı, kimlik numarası, yerleşim yeri, temsil ve imza şekli.
f) Vakfın yönetimi ve temsili ile görevlendirilmiş kişilerin adı ve soyadı, vatandaşlığı, kimlik numarası, yerleşim yeri.
g) İşletmenin kuruluş kararının tarihi ile varsa sayısı ve hangi organ tarafından verildiği. ğ) Varsa tahsis edilmiş sermaye.
Kaydın silinmesi MADDE 57-
(1) Vakfa ait ticari işletmenin faaliyetine son verilmesi halinde vakfın yetkili organı tarafından alınmış kararın noter onaylı bir örneği ile işletmeye ait aktif ve pasiflerin sıfırlandığını gösterir yetkililerce imzalanmış beyan müdürlüğe ibraz edilir. Başvuru üzerine işletmenin kaydı silinir.
(2) Vakfın tüzel kişiliğinin sona erdiğinin ilgili resmi makam tarafından bildirimi halinde ticari işletmeye ait kayıtlar resen silinir.