Anasayfa / DERNEK-VAKIF / VAKIF KURUCUSU/YÖNETİCİSİ OLMAYACAKLAR- Abdullah ÇAVUŞ/E.Vergi Müfettişi

VAKIF KURUCUSU/YÖNETİCİSİ OLMAYACAKLAR- Abdullah ÇAVUŞ/E.Vergi Müfettişi

VAKIF KURUCUSU/YÖNETİCİSİ OLMAYACAKLAR

Abdullah ÇAVUŞ/E.Vergi Müfettişi

Bu makalemizde 5737 sayılı Vakıflar kanunu ile Vakıflar Yönetmeliği hükümleri uyarınca kurulmakta olan yeni vakıflarda yönetici olamayacak kişilerin kimler olduğu konusunu araştırdık.

Vakıflar, tarih boyunca hangi amaçlarla kurulmuş olurlarsa olsunlar, İslâm ve Türk dünyasında birbirinden önemli çok çeşitli hizmetleri üstlenerek, günümüzde modern devletin yapmakta olduğu çok sayıda kamusal görevi yüzyıllarca başarıyla yerine getirmişlerdir.

Vakıflar, aynı zamanda, servetin zengin kesimlerden toplumun daha fakir kesimlerine doğru akışını önemli ölçüde gerçekleştirerek sosyal dengelerin kurulmasında ve sosyal bütünleşmenin sağlanmasında, içtimaî barışın sürekliliğinde, sınıf çatışmalarının önlenmesinde, kamunun hizmet taleplerinin yerinde karşılanmasında, siyasî ve ekonomik istikrarın sağlanmasında da merkezî yönetimlerin en büyük yardımcıları olmuşlardır.

Vakfın özünde bulunan yardımlaşma ve dayanışma duygusu, Türkler’in İslamiyet öncesindeki geleneklerinde de görülen bir sosyal özellik olduğundan Müslüman olduktan sonraki dönemde de vakıf ve yardımlaşma anlayışı “Allah Rızasını Kazanma İsteği” ile çok daha güçlenerek, genişlemiştir.

Bu durum; vakfın belirli toplulukları kapsamasından çok, bütün insanları, hatta hayvanları ve doğayı da içine alacak şekilde genişleyerek enginleşmesine vesile olmuştur.

Tarihe baktığımızda her dönemde Türk insanı organize ve teşkilatlı bir şekilde yaşama gayreti içerisinde olmuş, bu yaşama şekli Türk İnsanının benliğine sirayet ederek adeta onun karakteri haline gelmiştir.

Benliğimize sirayet eden teşkilatlı yaşama bizi güçlü görmek isteyenler tarafından zaman zaman suni rüzgarlar estirilerek dağıtılmaya çalışılmaktadır.

Bu nedenle VAKIF/DERNEK gibi tüm STK’ ların yöneticilerinin nitelikleri, kitlelerin yönlendirilmesi ve çoğulcu demokrasiye olumlu katkılar sunulması açısından büyük önem taşımaktadır.

Bu nedenle vakıflar kanunu ve vakıflar yönetmeliğinde vakıf yöneticisi olacak kişiler ile ilgili son derece önemli ve yerinde düzenlemeler yapılmıştır.

Vakıflar kanununda vakıf yönetimi ve yöneticisi tanımlar kısmında aşağıdaki şekilde tanımlanmaktadır.

1-VAKIFLAR KANUNU UYARINCA YÖNETİCİ OLAMAYACAKLAR

VAKIF YÖNETİMİ: Mülhak, cemaat ve esnaf vakıfları ile yeni vakıflarda; vakfiye, 1936 Beyannamesi, vakıf senedi, 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu ve bu Kanuna göre vakfı yönetmeye ve temsile yetkili organı,

VAKIF YÖNETİCİSİ: Mülhak, cemaat ve esnaf vakıfları ile yeni vakıflarda; vakfiye, 1936 Beyannamesi, vakıf senedi, 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu ve bu Kanuna göre vakfı yönetmeye ve temsile yetkili kişi veya yetkili organlarda görev alan kişileri,

5737 sayılı Vakıflar Kanunun 9. Maddesinde vakıf yöneticisi olamayacak kişiler sayılmıştır. Madde metni aynen aşağıdaki gibidir.

Vakıf yöneticisi olamayacaklar

MADDE 9 – Vakıflarda; hırsızlık, nitelikli hırsızlık, yağma, nitelikli yağma, dolandırıcılık, nitelikli dolandırıcılık, zimmet, rüşvet, sahtecilik, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, güveni kötüye kullanma, kaçakçılık suçları ile Devletin güvenliğine karşı işlenen suçların birinden mahkûm olanlar yönetici olamazlar.

Vakıf yöneticisi seçildikten sonra yukarıdaki suçlardan mahkûm olanların yöneticiliği sona erer.

2-CEMAATAKIFLARI SEÇİM YÖNETMELİĞİNDEKİ HÜKÜMLER

Seçileceklerde aranılan şartlar MADDE 9-

(1) Yönetim kurulu adaylarının; 8 inci maddede belirtilen şartlara ek olarak;

  1. a) Milli Eğitim Bakanlığınca onaylı okur-yazarlık belgesine ya da öğrenim belgesine sahip olmak,
  2. b) Kanunun 9 uncu maddesinde belirtilen suçların birinden mahkûm edilmemiş olmak şartlarını taşıması gerekir.

(2) Bir kişi en fazla üç cemaat vakfında yönetim kurulu üyesi olabilir.

(3) Yönetim kurulunda birinci derece kan bağı olan en fazla iki kişi görev yapabilir.

3- TÜRK MEDENİ KANUNU UYARINCA VAKIF KURUCUSU OLAMAYACAK KİŞİLER

Fiil ehliyetine sahip olmayan gerçek kişilerin yasal temsilcisi, onları temsilen vakıf kuramaz.

Türk Medeni Kanunu uyarınca vesayet veya velayet altındaki kişi adına vakıf kurmak yasaktır (TMK m. 449)

Fiil ehliyetine sahip (18 yaşından büyük, ayırt etme gücüne sahip ve bir mahkeme tarafından hakkında kısıtlılık kararı verilmemiş) her gerçek kişi vakıf kurma hakkına sahiptir.

Tüzel kişinin vakıf kurması için de fiil ehliyetine sahip olması ve kuruluş belgesinde vakıf kurabileceğine ilişkin hüküm olması gerekir.

 

Hakkında admin

Check Also

AHİLİK VE KOOPERATİFÇİLİK / Abdullah ÇAVUŞ/Anadolu Ahileri Kadın Kooperatifleri Birliği Genel Koordinatörü-02.11.2023

AHİLİK VE KOOPERATİFÇİLİK Abdullah ÇAVUŞ/Anadolu Ahileri Kadın Kooperatifleri Birliği Genel Koordinatörü (02.11.2023) KOOPERATİF; “ortak ekonomik, …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

×