Anasayfa / Manşet / UZLAŞMA KÜLTÜRÜMÜZ VE UZLAŞTIRMACILIK MESLEĞİ/Abdullah ÇAVUŞ/UZLAŞI-DER Başkanı

UZLAŞMA KÜLTÜRÜMÜZ VE UZLAŞTIRMACILIK MESLEĞİ/Abdullah ÇAVUŞ/UZLAŞI-DER Başkanı

UZLAŞMA KÜLTÜRÜMÜZ VE UZLAŞTIRMACILIK MESLEĞİ

Abdullah ÇAVUŞ/UZLAŞI-DER Başkanı

Türk Hukuk Sistemine 5271 sayılı CEZA MUHAKEMESİ KANUNU ile giren UZLAŞMA müessesi, esasen TÜRK toplumunda yüzyıllardır uygulanmakta olan TOPLUMSAL bir kültür olarak karşımıza çıkmaktadır.

Şöyle ki;

Toplumsal yapımızda kişiler arasında ortaya çıkan her türlü anlaşmazlık ve husumetleri sonlandırmak üzere her kesimden her insanın sözüne itibar ettiği bir “aksakallımız” bir “bilge kişimiz” olagelmiştir.

Türk tarihinde DEDEKORKUT ile başlayan bu UZLAŞTIRMACI DONANIMINA sahip güvenilir ve sözüne itibar edilen kişilikler zaman içinde; AK ŞEMSETTİN olmuş, AHİ EVRAN olmuş, YUNUS EMRE olmuş ve MEVLANA olmuştur.

Yunus Emre ünlü sözünde “YARATILANI SEVERİM YARATANDAN ÖTÜRÜ” derken toplumsal uzlaşmanın en temel unsuru olan SEVGİ KAVRAMINA dikkat çekmek istemiştir.

Mevlana ünlü sözünde “NE OLURSAN OL YİNE GEL “ derken her insanın hata yapabileceğine ama pişmanlık kapılarının ve tövbe kapılarının hep açık olduğuna dikkat çekmek istemiştir.

Akşemsettin hazretleri ise bir sözünde “BİR MUM, DİĞERİNİ TUTUŞTURMAKLA IŞIĞINDAN HİÇ BİR ŞEY KAYBETMEZ.” Demek suretiyle iyiliğin toplumsal uzlaşmanın kapılarını açan anahtar olduğuna vurgu yapmak istemiştir.

Ahiliğin kurucusu Ahi Evran’ı Veli ise bir sözünde “ELİNE, DİLİNE, BELİNE SAHİP OL. KALBİNİ, KAPINI, ALNINI AÇIK TUT” demek suretiyle toplum halinde yaşamak için bireylerde olması gereken özelliklere dikkat çekerken, enaniyetten, kibirden uzak, içi dışı bir olan ve kalbinde beyninde başka gizli fikirleri düşünceleri olmayan insanların birlikte yaşama arzusunda olan toplumlarda barışın huzurun sağlanmasının yoluna dikkat çekmek istemiştir.

Sonuç olarak UZLAŞMAK TÜRK MİLLETİNİN en önemli insani özelliklerindendir.

5271 sayılı kanunda uzlaştırma ve uzlaştırmacılığa gelince;

Uzlaştırma;
“Uzlaştırma kapsamına giren bir suç nedeniyle başlatılan soruşturma veya kovuşturma sırasında; şüpheli veya sanık ile mağdur, suçtan zarar gören veya kanuni temsilcinin, Cumhuriyet savcısı tarafından görevlendirilen tarafsız bir uzlaştırmacı marifetiyle anlaştırılmaları suretiyle, uyuşmazlığın giderilmesi sürecidir. “

Uzlaştırmacı ;
“Şüpheli veya sanık ile mağdur veya suçtan zarar gören arasındaki uzlaştırma müzakerelerini yöneten, Cumhuriyet savcısı tarafından görevlendirilen avukat veya hukuk öğrenimi görmüş kişidir.”

şeklinde tanımlanmıştır.

Ceza Muhakemesi Hukukunda, mağdurların haklarının korunması ve suç faillerinin topluma kazandırılması amacıyla gelişen uzlaşma, mağdur ve failin, özgür iradeleriyle kabul etmeleri hâlinde, tarafsız bir üçüncü kişinin yardımıyla, suçtan ortaya çıkan sorunların çözümüne aktif olarak katıldıkları bir süreçtir. Uzlaşmada taraflar, mağdurun zararının giderilmesi hususunda bir anlaşmaya varmaya çalışırlar. Mağdurun zararının giderilmesi, mağdura bir miktar tazminat ödenmesi şeklinde olabileceği gibi, mağdur veya toplum için belirli bir kamu hizmetinde bulunulması şeklinde veya hukuka uygun başka herhangi bir edim şeklinde de olabilir.

Uzlaşmanın amacı, kural olarak, faillerin kendi fiillerinin sonuçlarını görerek bizzat anlamaları için, suçun faili ile mağduru arasında doğrudan iletişim kurulmasıdır. Bu tür toplantılar mağdurların, klasik yargı sisteminin üstesinden gelmekte zorlandığı zayıflık duygusunu yenmelerine yardımcı olur.

Eğitimli ve gönüllü uzlaştırmacılar, tarafların anlaşmaya varmalarına yardım etmek suretiyle adalet sistemini, mücadeleci ve cezalandırıcı bir süreçten işbirliğine dayalı bir sürece dönüştürebilir. Uzlaşma, mağdurların ve faillerin, gerçek anlamda sorumluluklarını bilmeleri ve uzlaşmaları için neye ihtiyaç duyduklarını anlamalarını sağlar.

Uzlaşmada, hem faillerin, hem mağdurların topluma yeniden kazandırılarak, uğradıkları zararların giderildiğine inanılır. Uzlaşmaya katılım her iki taraf için de tamamen gönüllüdür ve süreçte gizlilik ilkesi esastır.

Uzlaştırma süreci, kişilerin, etkin iletişim ve sorun çözme hünerlerini kullanma yoluyla, anlaşmazlıkları korkuya, baskıya ve cezalandırmaya dayalı olmayan bir ortamda çözmelerine imkân tanır. Özellikle çocukların taraf olduğu anlaşmazlıklarda uzlaşmaya başvurulması çok yararlıdır.

Zira çocuk adalet sistemi, çocuklarla ilgili sorunların çözülmesinde her zaman uygun bir süreç olmamaktadır. Bunun yanında uzlaştırma süreci, çocuklar için başlı başına önemli bir eğitim sayılır. Anlaşmazlıkların ifade edilmesi ve çözülmesinde yeni yöntemlerin oluşturulması, sosyal ve kişiler arası müzakere hünerlerinin gelişmesine yardım eder.

Her insanın farklı düşüncesi ve anlayışı vardır. Bu farklılıklar insanlığın gelişimi için bir zenginlik bir gerekliliktir. Uzlaşmayı günlük hayatımızda olumlu bir kavram olarak kullanırız.

Ancak bu kavramların sınırlarını iyi tespit etmek gerekir. Uzlaşmanın temelinde bilgi, erdem, sevgi,  insanlık adına fayda olmalıdır. Uzlaşmak insanları daha zararlı bir sonuca gitmekten kurtarmalıdır.

Toplumsal Uzlaşma fikri alçak gönüllüğü, fedakârlığı, feragati ve eleştiriye açık olmayı gerektirir. Kendini sürekli büyük görmek herkese tepeden bakmak, üstün ve önemli konumda olduğunu varsaymak, uzlaşmanın önündeki engellerdendir.

Kişi “Ben bilirim, ben yanılmam, ben geri adım atmam,  ben güçlüyüm, ben önemliyim” diyerek uzlaşma anlayışından uzaklaşır. Katı zihinsel yapıya sahip bu tür kişiler zamanla hem yalnızlaşır hem de uzlaşmanın getirdiği zenginliklerden yoksunlaşarak verimsizliğe düşerler.

Uzlaşma gizli gündem taşıyarak oluşmaz. Kafanın arkasında farklı planlar taşıyarak yapılan uzlaşma, uzlaşma değil hilekârlık olur. Sıkışan eller kısa zamanda yumruğa döner. Uzlaşma belli bir yürek şeffaflığını gerektirir.

Mesleki anlamda UZLAŞMA kavramına gelince tüm UZLAŞTIRMACI arkadaşlarda bulunması gereken bazı özellikler bulunmaktadır.

 

Bunlar;

  • UZLAŞTIRMACI ünvanını almış olan tüm meslektaşlarımız günümüzün Dedekorkut’u, Yunus Emre’si, Mevlana’sı ve Ahi Evren’idirler.
  • Bu nedenle bu kişilerin sözlerine yansımış olan ve Toplumsal uzlaşma için vazgeçilmez olan yukarıda arz edilen tüm insani özelliklerin UZLAŞTIRMACILARDA bulunması gerekmektedir.
  • Hukuki bilgi her zaman elde edilebilecek bilgilerdendir.
  • UZLAŞTIRMACILIK mesleğinin kariyer bir meslek olabilmesi için öncelikle UZLAŞTIRMACILARIN UZLAŞMA KÜLTÜRÜNÜ yaygınlaştırmaları adına; bu mesleğin ücretinden öte TOPLUMSAL BARIŞ ve HUZURA KATKISI adına örnek ve fedakâr çalışmalarda bulunmaları gerekmektedir.
  • Bu mesleğin kurumsallaşması için UZLAŞTRIMACILARIN BEN yada eskilerin deyimiyle ENANİYET ten uzaklaşmaları gerekmektedir.
  • Toplumsal uzlaşmanın önündeki en büyük engelin “Ben bilirim, ben yanılmam, ben geri adım atmam, ben güçlüyüm, ben önemliyim”  olduğunu bilmemiz halinde bir çok şeyin kendiliğinden düzeleceğini göreceğiz.
  • Son olarak Ankara ilinde 3 adet dernek kuruldu ve kendi halinde çalışmaları bulunmaktadır. Bunların dışında hemen hemen her ilde dernekler kuruldu.
  • Sanal ortamlarda ise bilgi paylaşım grupları oluştu.
  • Bütün derneklerin TOLUMSAL UZLAŞMA ve buradan hareketle 5271 sayılı kanundaki UZLAŞMA MÜESSESİNİN kurumsallaşması için yukarıda sayılan ilkeler çerçevesinde birlikte hareket etmeleri gerekmektedir.
  • UZLAŞI-DER olarak biz her türlü iş birliğine hazırız
  • Abdullah ÇAVUŞ
  • acavus40@hotmail.com
  • 05367831111

Hakkında admin

Check Also

AHİLİK VE KOOPERATİFÇİLİK / Abdullah ÇAVUŞ/Anadolu Ahileri Kadın Kooperatifleri Birliği Genel Koordinatörü-02.11.2023

AHİLİK VE KOOPERATİFÇİLİK Abdullah ÇAVUŞ/Anadolu Ahileri Kadın Kooperatifleri Birliği Genel Koordinatörü (02.11.2023) KOOPERATİF; “ortak ekonomik, …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

×