ÜLKEMİZDEKİ SİYASİ PARTİLERDE İÇ DENETİM
Abdullah ÇAVUŞ
İç denetim, bir kurumun faaliyetlerini geliştirmek ve onlara değer katmak amacını güden bağımsız ve tarafsız bir güvence ve danışmanlık faaliyetidir.
İç denetim, kurumun risk yönetimi, kontrol ve yönetişim süreçlerinin etkililiğini değerlendirmek ve geliştirmek amacına yönelik sistemli ve disiplinli bir yaklaşım getirerek kurumun amaçlarına ulaşmasına yardımcı olur.
İç denetim: Bir kurumun amaçlarına ulaşmasına yardımcı olmak üzere, o kurumun risk yönetimi, kontrol ve kurumsal yönetim süreçlerini değerlendirerek, bu süreçleri iyileştirmek ve geliştirmek amaçlı yapılan denetim ve danışmanlık faaliyetidir.
5018 sayılı Kanunda iç denetim, “kamu idaresinin çalışmalarına değer katmak ve geliştirmek için kaynakların ekonomiklik, etkililik ve verimlilik esaslarına göre yönetilip yönetilmediğini değerlendirmek ve rehberlik
yapmak amacıyla yapılan bağımsız, nesnel güvence sağlama ve danışmanlık faaliyetleri”
şeklinde tanımlanmıştır.
İç Denetimin amaçları aşağıdaki gibidir
İç denetim;
• Faaliyetlere güvence vermeyi,
• Objektif şekilde bilgi sağlamayı,
• Faaliyetlerin iyileştirilmesi ve sürekli geliştirilmesi yönündeki önerileri ile danışmanlık yapmayı
amaçlamaktadır.
İç denetim faaliyetleri, idarelerin yönetim ve kontrol yapısı ile malî işlemlerinin, risk yönetimi, yönetim ve kontrol süreçlerinin etkinliğini değerlendirmek ve geliştirmek yönünde sistematik, sürekli ve disiplinli bir yaklaşımla, genel kabul görmüş uluslararası standartlara uygun olarak gerçekleştirilir.
İÇ DENETİM’in temel denetim yaklaşımları aşağıdaki şekilde özetlenebilir.
• İşlemlerin mevzuata uygunluğunu aramaktan, idareyi geliştirme amacına,
• Hata arayıcılıktan, iyi uygulama örneklerini ortaya koymaya ve yaygınlaştırmaya,
• Uygunluk denetiminden, tüm denetim türlerini kapsayıcılığa,
• Geçmiş odaklıdan, gelecek odaklıya,
• Birey ve işlem odaklıdan, sistem ve süreçlere,
• Rutinden, risk bazlı denetime geçilmesine imkan vererek, geleneksel uygulamalardan önemli ölçüde ayrışmaktadır.
1-2820 Sayılı Siyasi Partiler Kanunda İç Denetim
Siyasi partilerde iç denetim ile ilgili olarak 2820 sayılı kanun metninde açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bununla birlikte gelir ve giderlerin denetimi ile ilgili 70. madde hükmünde kısmen denetim kavramı görmek mümkündür.
2820 sayılı kanunun giderlerin yapılmasında usul başlıklı 70. maddenin son fıkrası aynen aşağıdaki gibidir.
“Parti teşkilatı bağlı bulunduğu üst kademeye, gelir ve giderleri hakkında parti tüzüğünde gösterilen sürede hesap vermekle yükümlüdür. Bu süre altı aydan fazla olamaz.”
İç denetim, bir kurumun faaliyetlerini geliştirmek ve onlara değer katmak amacını güden bağımsız ve tarafsız bir güvence ve danışmanlık faaliyetidir.
İç denetim, kurumun risk yönetimi, kontrol ve yönetişim süreçlerinin etkililiğini değerlendirmek ve geliştirmek amacına yönelik sistemli ve disiplinli bir yaklaşım getirerek kurumun amaçlarına ulaşmasına yardımcı olur.
Siyasi partiler de kamu yararına çalışan ve ülkenin yönetimine talip olan kar amaçsız örgüt tiplerinden bir tanesidir. Bu örgütlerde de hiyerarşik bir yapı söz konusudur. Çeşitli birimlerinde-merkez ve diğer teşkilatlarında her kademede yöneticileri bulunmaktadır.
Dolayısıyla örgüt içinde yönetsel birimlerin işletme içinde de hesap verebilirliği partinin amaçlarını geçekleştirebilmek açısından çok önemlidir. Diğer örgütlerde olduğu gibi siyasi partilerde, faaliyetlerinin etkililiği verimliliği, finansal bilgilerinin güvenilirliği, yasalara ve iç düzenlemelere uygun çalışması her kademedeki yönetimin sorumluluk alanına girmektedir.
Kamuya hizmet sorumluluğu üstlenmiş olan partilerin finansal açıdan hesap verme sorumlulukları en önemli konuyu oluşturmaktadır.
Anayasa mahkemesi‘nin yaptığı finansal denetim uygunluk niteliğinde ve geçmişe yönelik bir dış denetimdir. Siyasi partilerde her faaliyet biriminde yapılması gereken iç denetim ile finansal bilgilerin bağımsız denetimi ve bağımsız denetçilerin bu konudaki görüşlerinin finansal bilgiler ile birlikte kamuya açıklanması çok daha önemli bir konudur.
Bununla birlikte; Siyasi Partiler Kanunu‘nunda İÇ DENETİM ve İÇ KONTROL ilgili kapsam ve sorumlulukların açıkça belirlendiği herhangi bir hüküm bulunmamaktadır.
Kanun‘un 70. Maddesi gereği; parti teşkilatı bir üst kademe gelir ve giderler hakkında hesap vermekle yükümlüdür. Bu hükümlerden anlaşılacağı üzere bir parti teşkilatında en üst düzeyde hesap verilmesi gereken icrai birim Parti Genel Bakanlığı ile Merkez Karar ve Yönetim Kurulu‘dur.
Dolayısıyla bir siyasi partide Merkez Karar ve Yönetim Kurulu iç denetimle ilgili her türlü iç düzenlemeyi yapmaya ve yürütmeye yetkilidir.
Ancak böyle bir fonksiyonun nitelikli bir iç denetim faaliyetinin kurulması ve genel kabul görmüş ilkelere uygun şekilde yasada açıkça tanımlanması hiç şüphesiz çok daha etkili bir sonuç doğurabilirdi.
Bir siyasi partide etkili bir iç denetim fonksiyonunun oluşturulmasından önce, etkili bir iç kontrol sistemi kurmak ve örgütte iç kontrol sorumlulukları tesis etmek gerekir.
Kanunda olmasa bile parti tüzüklerinde iç kontrol ve iç denetime yönelik düzenlemeler yapılmasının faydalı olacağı düşünülmektedir.
2– Parti Tüzüklerinde İç Denetime İlişkin Düzenlemeler
a- Adalet ve Kalkınma partisi
AKPARTİ’nin tüzüğünde denetim yetkisi ve görevi açık bir Şekilde düzenlenmiş olup MKYK tarafından teftiş ve denetim elemanlarının atanacağı belirtilmiştir.
Dolayısıyla bu partide ayrı bir başlık altında düzenlenmiş bir iç denetim fonksiyonu bulunmaktadır. AKPARTİ tüzüğünün ilgili maddeleri aşağıdaki gibidir.
Teftiş ve Denetimin Amacı
Madde 139 – Her derecedeki Parti alt kademeleri ile yan ve yardımcı kuruluş organ ve üyelerinin, Parti adına yaptıkları tüm eylem ve işlemlerinin kanun, Parti Tüzüğü ve Yönetmelikleri ile kademe kongreleri ve Merkez Karar ve Yönetim Kurulu kararlarına uygunluğunun tespiti ile teşkilatı daha aktif hale getirmek, alınması gereken tedbirleri ve yapılması gereken çalışmaları yerinde belirlemek amacıyla yapılacak faaliyetlerin bütünü, teftiş ve denetimin konusu ve amacıdır.
Denetim Yetkisi ve Görevi
Madde 140 – Her kademenin birinci ve en yetkili teftiş ve denetim mercii, ilgili kademenin kongre genel kuruludur. Merkez Karar ve Yönetim Kurulu, yan kuruluşlarıyla birlikte Partinin bütün teşkilatını doğrudan veya görevlendireceği elemanlar aracılığıyla; kademe organları da kendilerine bağlı alt kademe organları ile kademesindeki Parti yan kuruluşlarını, yan kuruluş merkez teşkilatları ise, kendisine bağlı bütün alt kademe kuruluşlarını, Parti tüzüğü ile Partinin amaç ve ilkelerine uygunluk açısından teftiş ve denetimle yetkili ve görevlidirler.
Teftiş ve denetimle görevlendirilecek olanlar ile teftiş ve denetimin usul ve esasları, MKYK’ca belirlenir.
b- Cumhuriyet Halk Partisi:
Parti tüzüğünde iç denetim ile ilgili açık bir düzenleme bulunmamakla birlikte bazı maddelerde denetim için yönetmelik düzenlemesine atıfta bulunulmuştur.
CHP‘de Hesap Yönetmeliği‘nde finansal kontrollerle ilgili esasların düzenleneceği öngörülmüş bu yönetmelik kapsamında ise mali işleri denetlemek üzere merkez teşkilatında en az iki iller teşkilatında ise birer denetçi bulunacağı ve bunların partinin gelir ve giderlerini devamlı bir şekilde denetleyeceği öngörülmüştür.
Merkez denetçilerinin her parti meclisi toplantısında mali işler raporu vermesi ilçe ve il yönetim kurulları denetçilerinin ise bu kurullara rapor vermesi öngörülmüştür.
d- Milliyetçi Hareket Patisinde İç Denetim
MHP‘de ise genel başkan her kademede yürütülen parti faaliyetlerinin denetlemek üzere parti müfettişi atamaya yetkili kılınmıştır.
Ayrıca başkanlık divanına bağlı genel muhasip ve yardımcısı birinci derecede mali işlerden sorumludur. Ayrıca il teşkilatlarının muhasebe ve mali işlerini denetler.
Bu partide müfettişlerin görev yetki ve sorumluluklarının belirlenmesi görevi MKYK‘ya ait iken müfettişlerin atanması genel başkana bırakılmıştır.
SONUÇ
Siyasi partiler de kamu yararına çalışan ve ülkenin yönetimine talip olan kar amaçsız örgüt tiplerinden bir tanesidir. Bu örgütlerde de hiyerarşik bir yapı söz konusudur. Çeşitli birimlerinde-merkez ve diğer teşkilatlarında her kademede yöneticileri bulunmaktadır.
Dolayısıyla örgüt içinde yönetsel birimlerin işletme içinde de hesap verebilirliği partinin amaçlarını geçekleştirebilmek açısından çok önemlidir. Diğer örgütlerde olduğu gibi siyasi partilerde, faaliyetlerinin etkililiği verimliliği, finansal bilgilerinin güvenilirliği, yasalara ve iç düzenlemelere uygun çalışması her kademedeki yönetimin sorumluluk alanına girmektedir.
Kamuya hizmet sorumluluğu üstlenmiş olan partilerin finansal açıdan hesap verme sorumlulukları en önemli konuyu oluşturmaktadır.
ANILAN SORUMLULUK KAVRAMININ YANINDA ŞEFFAFLIK VE HESAP VEREBİLİRLİK İLKELERİ ADINA SİYASİ PARTİLERDE İÇ DENETİM BİRİMLERİ KURULMASINDA VE FAALİYETLERİN BU İÇ DENETİM BİRİMİ TARAFINDAN PROAKTİF BİR YAKLAŞIM İLE CARİ YIL İÇERİSİNDE YAPILMASINDA SON DERECE BÜYÜK FAYDALAR BULUNMAKTADIR.