Anasayfa / Manşet / İNDİRİMLİ ORANDA KDV İADESİ UYGULAMASINDA 23 NOLU TEBLİĞ İLE YAŞANILAN MAĞDURİYET/Abdullah ÇAVUŞ/Bağımsız Denetçiler Derneği Başkanı  (13.03.2021)

İNDİRİMLİ ORANDA KDV İADESİ UYGULAMASINDA 23 NOLU TEBLİĞ İLE YAŞANILAN MAĞDURİYET/Abdullah ÇAVUŞ/Bağımsız Denetçiler Derneği Başkanı  (13.03.2021)

İNDİRİMLİ ORANDA KDV İADESİ UYGULAMASINDA 23 NOLU TEBLİĞ İLE YAŞANILAN MAĞDURİYET

Abdullah ÇAVUŞ/Bağımsız Denetçiler Derneği Başkanı  (13.03.2021)

KDV Kanunu 32. Maddesi başta olmak üzere bazı maddeleri 7104 sayılı kanun ile 01.01.2019 tarihinden geçerli olmak üzere değiştirilmiştir. Gelir idaresi uygulamaya ilişkin usul v esaslar konusunda 23 seri nolu KGV Teliğini çıkarmıştır. Bu tebliğ ile KDV Uygulama Gene Tebliğinde İndirimli oranda KDV iadeleri olmak üzere bir çok konuda düzenleme yapılmıştır.

Yazımız konusu düzenlemenin esasını ise KDV iadeleri için getirilen hak düşürücü süreler oluşturmaktadır. Vergi idaresi 213 sayılı VUK nünün 114 . maddesi gereği mükelleflerden olan vergi alacağını 5 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde alabilmektedir. Uygulamada buna TAHAKKUK ZAMANAŞIMI denmektedir.

Tahakkuk etmiş vergilerin takip ve tahsili ise 6183 sayılı kanun gereği yapılmaktadır. Bu kanunun 102.ci maddesinde ise TAHSİL ZAMANAŞIMI konusu düzenlenmiş olup bu sürede 5 yıl olarak belirlenmiştir.

Bu iki düzenleme sonucunda sonucu vergi alacağı için yaklaşık 10 yıllık zamanaşımı süresi bulunmaktadır da denilebilir.

Öte yandan 213 sayılı VUK 126.cı maddesinde mükelleflerin düzeltme taleplerinde de zamanaşımı süresinin 5 yıl olduğu hüküm altına alınmıştır.

VUK 126. Maddesi hükümleri gereği vergi idaresi kendisine tanıdığı 5 yıllık zamanaşımı süresini vergi mükelleflerinin kendisinden olan alacak taleplerine de tanımıştır.

Bununla birlikte KDV iadelerinde  iade türüne göre 1 ila 2 yıllık zamanaşımı süresi getirilmiştir.

Bu konu anayasamızın eşitlik ilkesinin düzenlendiği 10. Maddesine ve Vergi ödevi başlıklı 73. Maddesine aykırıdır.

İş bu yazımızda konudan uzak olan vergi mükellefleri ile diğer 3. Kişilerin de anlayacağı şekilde öncelikle harcamalar üzerinden alınan Katma Değer Vergisinin uygulaması hakkında genel bilgilere yer verilecek olup daha sonra süreler konusunda yaşanılan mağduriyet anlatılacaktır.

1- HARCAMALAR ÜZERİNDEN ALINAN BİR VERGİ OLARAK KDV NİN İŞLEYİŞİ  HAKKINDA GENEL BİLGİLER:

Bilindiği üzere Katma Değer Vergisi harcamalar üzerinden alınan bir vergidir. Verginin amacı mal ve hizmet satışlarında her aşamada ilave edilen değerin vergilendirilmesidir. Keza verginin mükellefleri ise NİHAİ TÜKETİCİ olarak isimlendirilen son tüketici veya kullanıcı kişilerdir. Yani başka bir deyişle harcama yapan tüm vatandaşlar KDV nin mükellefidirler.

 

Bununla birlikte ülkemiz gerçeğinde 80 milyona ulaşan tüm nüfusumuzun tek tek vergi mükellefi yapılmasındaki altyapı eksikliği nedeniyle gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri bir nevi ARACI MÜKELLEF konumuyla KDV yi nihai tüketiciler adına vergi dairesine ödemekle mükellef kılınmışlardır.

3065 sayılı KDV kanunu ile  gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerine verilmiş olduğu bu görevde bu mükelleflerin mağdur olmasını ise  getirmiş olduğu İNDİRİM MÜESSESİ ve İADE yoluyla azaltmaya çalışmıştır.

KDV Kanunun 29 ila 34 maddesinde usul ve esasları verilmiş olan İNDİRİM MÜESSESİNE rağmen KDV nin yükü mükelleflerin üzerinde kalmaktadır.

Malum olduğu üzere bugünkü Merkez Bankası Başkanımız Naci AĞBAL ın Maliye Bakanlığı döneminde mükelleflerimizin üzerinde kalan vergi yükünün yani indirim yoluyla giderilemeyen kısmın ve uygulamada DEVREDEN KDV olarak adlandırılan kısmın yaklaşık 150 milyar TL civarına ulaştığı tespit edilmişti.

Bu tespitten hareketle bu devren 150 milyar TL KDV nin mükelleflere iadesini sağlamak ve ekonomiye bu suretle ek kaynak yaratarak canlılık sağlamak amacıyla kanun değişiklik teklifi hazırlanmış ve TBMM yede sunulmuştu. Bununla birlikte yasalaşması son anda mümkün olmamıştı.

İADE müessesi ise 3065 sayılı kanunda esas itibariyle 3 farklı şekilde düzenlenmiştir.

1- Tam istisna edilmiş mal ve hizmet teslimlerine ilişkin yüklenilen KDV lerin iadesi (KDV Kanunu madde 11, 13, 14, 15 inci maddeleri ile 17/4-s)

2- Kısmi istisnalarda vergi iadesi (KDVK mad.9)

3-İndirimli oranda KDV uygulamasına tabi mal ve hizmet teslimlerinde yüklenilen KDV lerin iadesi (KDVK mad 29/2)

II-İADE TALEP SÜRELERİ

Öteden beri tam istisna ve kısmi istisnalardan kaynaklı iade uygulamasında mükellefler VUK 114. Maddesinde bulunan ve vergi alacakları için uygulanmakta olan 5 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde iade talebinde bulunabilmekteydiler.

KDV iade taleplerinde zamanaşımı süresi ile ilgili  Katma Değer Vergisi Kanunu’nda açık bir hüküm bulunmasa da VUK’un 114. maddesine göre beş yıllık süre zamanaşımı süresi olarak uygulanmaktaydı.

Bu süre hak düşürücü bir süre olarak uygulanagelmiştir.

A- TAM İSTİSNALARDA İADE TALEP SÜRESİ

Öteden beri bu uygulama 06 Nisan 2018 Tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 7104 sayılı kanun ile KDV kanunu 32. Maddesinde yapılan düzenlemeye kadar 5 yıl olarak uygulanagelmiştir.

7104 sayılı Kanun’un 10’uncu maddesiyle Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 32 nci maddesinin birinci fıkrasına “indirilemeyen Katma Değer Vergisi,” ibaresinden sonra gelmek üzere “işlemin gerçekleştiği dönemi izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar talep edilmesi şartıyla” ibaresi eklenmiş ve bu hüküm 01.01.2019 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiştir.

Yapılan bu düzenleme ile tam istisnadan kaynaklanan KDV iade alacakları istisna işlemin gerçekleştiği yılı izleyen yıl başından itibaren iki yıl içinde iade talep dilekçesi verilmek suretiyle talep edilmez ise zamanaşımına uğrayacaktır.

  1. maddenin başlığı İstisna Edilmiş İşlemlerde KDV İndirimi başlıklı olup madde metni 3065 sayılı kanunda sayılan tam istisnalar ile ilgili indirim ve iade uygulamasını düzenlemektedir.

Bununla birlikte uygulamada kanun değişikliği ile tam istisna dışında kalan iade taleplerinde de talep süresi 5 yıldan 2 yıla gibi bir algı oluşmuştur.

B- KISMİ İSTİSNALARDA İADE TALEP SÜRESİ

Başka bir yazımızın konusu olacak olmakla birlikte Maliye Bakanlığı yasada olmasa da almış olduğu genel düzenleme yetkisinden HAREKETLE ÇIKARDIĞI 23. NOLU KDV TEBLİĞİ İLE 5 yıldan 2 yıla indirmiştir.

Tekrar etmek gerekirse 32. Madde sadece tam istisnalar ile ilgili düzenlemenin yapıldığı maddedir.

Kısmi istisnalar 3065 sayılı kanunun 9. Maddesinde düzenlenmiştir. Bu madde de ise iade talep süresine yönelik bir hüküm yoktur.

Buradaki talep süreleri HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRELERDİR.

Maliye KDV alacağında VUK 114. Maddesinden aldığı yetki ile 5 yıl olarak uyguladığı zamanaşımı süresini Mükelleflerin kendisinden olan alacaklarında 2 yıla çekmiş olup bu durum vergi teorisi açısından ise bir çarpıklık olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bununla birlikte 32. Madde düzenlemesi YASAMA ORGANIMIZ TBMM den geçmiş olup muhalefet partileri tarafından da Anayasa Mahkemesine götürülmediği için uygulanması kesin hüküm olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bu madde ile ilgili olarak bireysel işlem yaratıldıktan sonra ilk derece mahkemelerinde Anayasaya aykırılık iddiasında bulunabilmek hal imkan dahilinde ise de kanımca oldukça uzun ve zor bir süreçtir.

Bununla birlikte yazımızın asıl konusu 32. Madde düzenlemesi olmayıp kanunun29/2 maddesindeki indirimli oran uygulanan ürünlere ilişkin var olan iadelerdeki zamanşımı yani hak düşürücü sürelerdir

C- İNDİRİMLİ ORANDA İADE TALEP SÜRESİ

Aşağıda detayları açıklanacak olmakla birlikte iade konusu işlemin gerçekleştiği dönemi takip eden KASIM AYI sonuna kadar verilecek herhangi bir beyanname ile iade talebinde bulunulmakla birlikte YMM iade raporunun verilmesine ilişkin bir süre bulunmamaktaydı.

III- İNDİRİMLİ ORANDA KDV UYGULAMASINDA ESKİ VE YENİ UYGULAMA

A- 23 NOLU TEBLİĞ ÖNCESİNDE ÖTEDEN BERİ YAPILAN UYGULAMA

3065 sayılı kanunun 29/2 maddesindeki indirimli oranda KDV uygulamasında indirim müessesi yoluyla indirilemeyen KDV lerin iadesine yönelik YASA İLE DEĞİL TEBLİĞ İLE YENİ yapılmış olan düzenlemedir.

23 nolu tebliğ ile yapılan bu düzenlemedeki çelişkileri ve yasaya aykırılıklar aşağıdaki gibidir.

Konuya ilişkin düzenleme 3065 sayılı KDV kanunun 29/2 maddesinde yapılmış olup madde metni aynen aşağıdaki gibidir.

 

“ (Değişik: 25/12/2003-5035/9 md.) Bir vergilendirme döneminde indirilecek katma değer vergisi toplamı, mükellefin vergiye tâbi işlemleri dolayısıyla hesaplanan katma değer vergisi toplamından fazla olduğu takdirde, aradaki fark sonraki dönemlere devrolunur ve iade edilmez. Şu kadar ki, 28 inci madde uyarınca Cumhurbaşkanı tarafından vergi nispeti indirilen teslim ve hizmetlerle ilgili olup (…) (3) indirilemeyen ve tutarı Cumhurbaşkanınca tespit edilecek sınırı aşan vergi, bu mükelleflerin vergi ve sosyal sigorta prim borçları ile genel ve katma bütçeli idareler ile belediyelere olan borçlarına ya da döner sermayeli kuruluşlar ile sermayesinin % 51’i veya daha fazlası kamuya ait olan veya özelleştirme kapsamında bulunan işletmeler ile organize sanayi bölgelerinden temin ettikleri mal ve hizmet bedellerine ilişkin borçlarına mahsuben ödenir. (Ek cümle: 18/1/2017-6770/16 md.) Ancak mahsuben iade edilmeyen vergi, Maliye Bakanlığınca belirlenen sektörler, mal ve hizmet grupları ve dönemler itibarıyla yılı içinde nakden iade edilebilir. Yılı içinde mahsuben iade edilemeyen vergi izleyen yıl içinde talep edilmesi şartıyla nakden veya mükellefin yukarıda sayılan borçlarına mahsuben iade edilir. Cumhurbaşkanı, vergi nispeti indirilen mal ve hizmet grupları ile sektörler itibarıyla, iade hakkını kısmen veya tamamen ya da amortismana tabi iktisadi kıymetler dolayısıyla yüklenilen katma değer vergisi ile sınırlı olmak üzere kaldırmaya; Maliye Bakanlığı, bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir. “

Madde metninden görüleceği üzere;

1- İndirimli oranda KDV uygulanan sektörlerde mal ve hizmet alımlarında ödenen KDV lerin indirim yoluyla erimemesi halinde mükelleflerin vergi yükünden kurtarılmaları amacıyla iade uygulaması getirilmiştir.

2-Bu uygulamada mükellefler mahsuben iade alabildikleri gibi nakden de iade alabilmektedirler.

3- Yılı içinde mahsuben iade edilemeyen vergi izleyen yıl içinde talep edilmesi şartıyla nakden veya mükellefin yukarıda sayılan borçlarına mahsuben iade edilebilmektedir.

4- Uygulamada takip edilen yıl sonuna kadar verilecek olan KDV beyannamelerinde 439 nolu satırı kullanmak suretiyle nakden veya mahsuben iade talebinde bulunulmaktadır.

5-YMM iade raporu ile iade talebinde bulunulması halinde ise YMM raporunun hangi sürede vergi dairesine verileceğine dair süre bulunmamaktaydı.

Bu süre VUK 114. Madde deki süreye eş değer şekilde 5 yıl olarak uygulanmaktaydı.

B- 23 NOLU TEBLİĞ İLE GETİRİLEN DÜZENLEMELER

15.02.2019 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan 23 Seri No’lu Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği’nde değişiklik yapılmasına dair tebliğ ile indirimli orana tabi teslim ve hizmetlerden kaynaklanan iade talep süreleri ile YMM KDV İade Tasdik raporlarının ibraz sürelerine yönelik yeni düzenlemeler aşağıdaki gibidir.

1-3065 sayılı Kanunun (29/2) nci maddesine göre, Cumhurbaşkanı tarafından vergi nispeti indirilen teslim ve hizmetlerle ilgili olup indirim yoluyla giderilemeyen ve tutarı Cumhurbaşkanınca tespit edilecek sınırı aşan verginin iadesinin en geç izleyen yıl talep edilmesi gerekmektedir.

2- Bu çerçevede mükelleflerin, indirimli orana tabi işlemlerden kaynaklanan iade taleplerini, en geç indirimli orana tabi işlemin gerçekleştiği yılı izleyen yılın Ocak-Kasım vergilendirme dönemlerine ilişkin beyannamelerin (yılın sonuna kadar verilen Ocak-Kasım vergilendirme dönemlerine ilişkin verilen düzeltme beyannameleri dahil) herhangi birinde iadeye konu olan KDV alanında beyan etmeleri ve indirimli orana tabi işlemin gerçekleştiği yılı izleyen yılın sonuna kadar standart iade talep dilekçesiyle birlikte iade talepleri için Tebliğin ilgili bölümlerinde sayılan belgelerle (teminatla talep edilen iadelerde teminat dahil) vergi dairelerine başvurmaları zorunludur.

3-Bu sürelere uygun olarak YMM KDV İadesi Tasdik Raporuyla talep edilen iadelerde, söz konusu YMM Raporunun, indirimli orana tabi işlemin gerçekleştiği yılı izleyen yılın sonundan itibaren altı ay içinde ibrazı zorunludur.

4-Bu süre içinde YMM Raporunun ibraz edilmemesi halinde iade talebi ivedilikle incelemeye sevk edilir.

5-İade talep süresinin dolmasından sonra, geçmiş dönemler için düzeltme beyannamesi verilmek suretiyle ve/veya standart iade talep dilekçesi ve ilgili belgeler ibraz edilmek suretiyle iade talep edilmesi mümkün değildir.

6- Tebliğin ilgili bölümlerinde aranan belgeler süresinde ibraz edilmekle birlikte, bu belgelerin muhteviyatında eksiklikler bulunması halinde, eksikliklerin bu süreden sonra tamamlanabilmesi mümkündür.

IV- ELEŞTİRİ VE ÖNERİLER

1- Maliye idaresi mükelleflerden olan KDV başta olmak üzere tüm vergi alacaklarında 213 sayılı VUK nun 114. Maddesine göre 5 yıllık TAHAKKUK zamanaşımı süresini uygulamaktadır.

2-6183 sayılı kanundaki 5 yıllık TAHSİL zamanaşımı süresi ile bu süreler 10 yıla kadar çıkabilmektedir.

3- Hatta zamanaşımını kesen/durduran haller gibi nedenlerle vergi alacaklarının tahsiline yönelik uzun süreler bulunmaktadır.

4- Bununla birlikte VERGİ İDARESİ yukarıda açıklanan KDV iadelerinde yani mükelleflerin Maliyeden olan alacaklarında VUK 114. Maddesindeki 5 yıllık süreye uymamaktadır. Oysa ideal vergi hukukunda alacak ve vereceklere ilişkin aynı sürelerin uygulanması esastır.

5- KDV kanununun 32. Maddesinde 7104 sayılı kanun ile yapılan yeni düzenleme ile öteden beri 5 yıl olarak uygulanmakta olan Tam İstisnalardan kaynaklı iade talep süresi 5 yıldan 2 yıla indirilmiş bulunmaktadır.

6- 7104 sayılı kanun ile yapılan bu iki yıllık iade talep süresi ile ilgili hak düşürücü süreye ilişkin düzenlemenin  KDV kanunda farklı maddelerde düzenlenmiş olan tüm KDV iadelerinde uygulanacağına ilişkin kamuoyunda bir algı oluşmuştur.

7- Kısmi istisnaların düzenlendiği KDV tefkifatından kaynaklı iadelerle ilgili 3065 sayılı kanunun 9. Maddesinde bu iade ile ilgili bir hak düşürücü süre bulunmamaktadır.

 Maliye Bakanlığı  bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemek ile ilgili olarak 3065 sayılı kanun ile ilgili yetkisini kullanarak çıkardığı 23 nolu KDV tebliği ile Kısmi İadeler için de 2 yıllık zamanaşımı yani hak düşürücü sürenin uygulanmasına karar vermiştir.

Bu durum 3065 sayılı kanunun lafzı ve ruhuna aykırı olduğu gibi anılan kanun ile kendisine verilmiş olan yetkininde dışına çıkmıştır.

8- İndirimli oranda KDV uygulamasında ise öteden beri kanunda var olan talep süresinin dışında YMM raporu ile iade alma konusunda yapılan düzenlemelerde de yasanın lafzı ve ruhuna aykırılıklar vardır.

9- 3065 sayılı kanunun 29/2. Maddesi ile yapılan konu hakkındaki düzenlemenin eski halinde;

a- İade konusu işlemi takip eden takvim yılının Kasım ayına kadar verilecek olan KDV Beyannamelerinin 439 satırı ile KDV iade talebinde bulunulması yeterli idi.

b-Bunun dışında ilave dilekçe veya belge istenilmemekteydi.

c-YMM iade raporu ise düzelteme zamanaşımı süreleri dahilinde maliye idaresine verilebilmekteydi.

10- 23 nolu KDV uygulama tebliği ile yapılan yeni düzenleme ile yasa ile yapılması gereken süre konusundaki düzenleme tebliğ ile yapılmıştır.

23 nolu tebliğ ile ide talebi ile ilgili hak düşürücü olan sürede farklılık yaratılmış olmamakla birlikte usule ilişkin yapılan düzenlemeler ile YMM raporu ile iade talepleri açısından öteden beri uygulanmakta olan 5 yıllık süre 6 aya indirilmiştir.

Bununla birlikte eskiden İade raporu ile birlikte verilen 2 nolu talep dilekçesi, KDV yüklenim listesi ve iade alep edilen tutarın hesaplanmasına ilişkin tablo, YMM raporundan önce iade talebi için beyannamedeki 439 nolu satırın doldurulma anına indirgenmiştir.

Bu durum YMM iade raporunun varlık nedeniyle de çelişmektedir. YMM ler karşıt incelme yetkilerini kullandıktan sonra bir yüklenim listesi oluşturmaktadır. Bu liste ise neredeyse toplam alışların %80 ini doğrulanması sonucu oluşmaktadır.

İadesi talep edilecek KDV tutarı ise YMM raporunda yapılan karşıtların dışında randıman incelemesi soncu hasılatın da doğrulanmasından sonra hesaplanabilmektedir.

11- Bununla birlikte diğer iadelerde 2 yıllık hak düşürücü süre uygulanırken indirimli oranda KDV iadesinde bu sürenin uygulanmaması da yasaların eşitlik ilkesine de aykırıdır.

12- Son olarak maliyenin kendi vergi alacaklarında 5 yıllık süre var iken mükellefin vergi alacaklarında tebliğler ile daha kısa süreler uygulanmasının iptaline yönelik Danıştay kararları da mevcuttur.

13- 3065 sayılı kanunun 32. Maddesi ile ilgili 2 yıllık süre konusunda ilk derece mahkemelerinde DAVA AÇILMASI ve  Anayasanın 73. Maddesi ile 10. maddesine aykırılık talebinde bulunulması halinde  eşitlik ilkesinden hareketle zamanaşımı süresinin vergi alacaklarındaki  5 yıllık süre ile eşitlenebileceği kanaatindeyim.

 

Abdullah ÇAVUŞ

Bağımsız denetçiler Derneği Başkanı

 

 

 

 

Hakkında admin

Check Also

AHİLİK VE KOOPERATİFÇİLİK / Abdullah ÇAVUŞ/Anadolu Ahileri Kadın Kooperatifleri Birliği Genel Koordinatörü-02.11.2023

AHİLİK VE KOOPERATİFÇİLİK Abdullah ÇAVUŞ/Anadolu Ahileri Kadın Kooperatifleri Birliği Genel Koordinatörü (02.11.2023) KOOPERATİF; “ortak ekonomik, …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

×