BİR ÇOCUĞUN RTÜK ŞİKAYETİ KAPSAMINDA MAFYA DİZİLERİ/Abdullah Çavuş
Abdullah ÇAVUŞ/
Son günlerde yazdığımız yazılarda televizyon dizilerindeki şiddet konusuna dikkat çekmeye çalışıyorduk.Bununla birlikte bir çocuğun RTÜK’e Lütfen diziyi bitirin, babam anneme aynısını yapamasın! diyerek şikayeti üzerine konu hakkında yeni bir yazı yazman ihtiyacı hasıl oldu.
Malum olduğu üzere; Televizyonlarımızda son günlerde popüler olan yani reytingi yükse
kolan diziler arasında MAFYA DİZİLERİ öne çıkmaktadır.
Televizyonlarda “silah kullanımını teşvik eden”, şiddet içeren diziler ve filmler oldukça armış
durumda.
Yeni dizilerde de, silahlar oyuncuların ellerinde adeta teşhir ediliyor, oyuncular
onları izleyenlere maalesef rol model oluşturmaktadır.
Dizilerde alkol ve sigara mozaiklenirken silahlar herkesin elinde, şiddet yaygın. Bir
bölümde onlarca kişinin silahlarla öldürüldüğünü ekranlarımızda görüyoruz.
Televizyonun çocuk ve gençler üzerindeki etkisi, toplumun diğer kesimlerine oranla daha
fazladır. Bu etki televizyonların sadece bilgi aktarmaları yoluyla olmayıp,
daha ziyade belli davranış modelleri sunmaları şeklinde gerçekleşmektedir. Bu
dizilerdeki tipler özellikle çocuklar ve gençler için büyük bir taklit kaynağı
olan modelleri olmaktadır.
Şiddetin her türünün sıkça gösterildiği dizilerde, şiddet izleyiciler tarafından bir
süre sonra kanıksanmakta ve hatta meşrulaştırılmaktadır. Bu durum, çocuk ve
gençlerin gelişiminde olumsuz bir etki yaratmakla kalmayıp şiddete eğilimi olan
birçok insana yol göstermekte ve yaptıkları ya da yapacakları eyleme meşru bir
zemin hazırlamaktadır.
RTÜK İletişim Hattı’na ulaşan bir çocuğun şikayeti ise dikkat çekici bulundu. Çocuk,
yaptığı şikayet başvurusunda, babasının bir dizideki karısını döven karaktere
çok benzediğini belirterek “Annemle ben şu an babamdan kaçıyoruz. Lütfen
diziyi bitirin. Kaç gündür size şikayet etmeye kalktım. Her seferinde beni
dövdü. Lütfen bitsin de babam anneme aynısını yapamasın” ifadelerini kullandı.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, 2018 yılına ait ‘vatandaş bildirimleri yıllık
raporu’nu açıkladı.
RTÜK’e geçen yıl 124 bin 234 şikayet ulaştı. En çok şikayet edilen yapımların başında dizi filmler, sohbet programları, ve tele alışveriş geliyor.
RTÜK Kamuoyu, Yayın Araştırmaları ve Ölçme Dairesi Başkanlığı verilerine göre, 2018
yılında 124 bin 234 kişi çeşitli kanallar üzerinden Üst Kurul’un kapısını çaldı.
Şikayetler ağırlıklı olarak 444 1 178 numaralı RTÜK İletişim Merkezi’ne yapıldı.
Bildirimlerin 123.409’u televizyon, 825’i ise radyo yayınlarına
yönelik gerçekleşti.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’na (RTÜK), geçen yıl vatandaşlardan ulaşan
şikayetlerin büyük bölümü dizi filmlerle ilgili oldu. 2018 raporuna göre geçen
yıl 124 bin 234 kişi, çeşitli kanallar üzerinden Üst Kurula şikayetlerini
ulaştırdı.
Vatandaşlar, en çok 48 bin bildirimle dizi filmleri şikayet etti.
Dizi filmlere yönelik şikayetlerin ortak noktası “şiddet içerikli ve illegal eylemlerin yansıtıldığı sahnelerin, özellikle çocuklara ve gençlere olumsuz emsal teşkil edip benzer eylemlere
teşvik ettiği, bu durumun da toplumun hukuka güvenini sarsılabileceği”
görüşü oldu.
RTÜK verilerine göre; Bir insanın, ergenlik dönemine gelinceye kadar,
sadece televizyonda ortalama 200.000 şiddet sahnesi izlemekte ve uzun süre
televizyon izleyen çocukların ve gençlerin yoğun şiddet eylemlerine şahit
olduğu görülmektedir.
Şiddetin toplum içinde, toplum tarafından nasıl sunulduğu, nasıl kabul göründüğü de
önemlidir. Bu noktada şiddetin medyada sunuluş biçimi önem kazanmaktadır.
Şiddet ve medya ilişkisi literatürde oldukça fazla tartışılan bir konu
olmuştur. Şiddetin ana kaynağı medya değildir ancak şiddetin içselleştirilmesi,
normalleştirilmesi ve taklit edilmesi büyük ölçüde medya yoluyla
gerçekleşmektedir. Bunun en önemli nedeni, medyada yer alan şiddet içeriğinin
sunuluş biçiminin yanı sıra bu tür içeriklerin yayınlanma sıklığıdır.
Medyada karşılaştığımız şiddet, vahşet veya bunların sonuçlarını ortaya koyan görüntü
ve haberler, insan psikoloji üzerinde olumsuz etkiler yaratmakta; seyirci
olarak bu haberlere maruz kalan insanlar zamanla bu görüntülere aşina olup
duyarsızlaşmakta ve neticede empati yeteneğini kaybetmeye başlamaktadır.
Ayrıca şiddet içeren haberlerin ana akım medyada sıradanlaşması, suçun olağan, çekici
bir faaliyet olarak algılanması, kimi zaman suçlunun saygınlık kazanması ya da
adaleti sağlayan kurumların saygınlığını yitirmesi gibi sonuçları da
doğurabilmektedir.
Sonuç olarak İYİ MAFYA karakterlerinin yer aldığı diziler şiddeti içselleştirmemize
neden olmaktadır.
Keza DEVLET kavramına olan inancımız ise bazı kötü karakterli devlet memurları
karakterini oynayan dizi oyuncuları üzerinden zedelenmektedir.
Abdullah ÇAVUŞ