TRT BANDROL ALACAKLARININ VE PARA CEZALARIN TEBLİGAT USULÜ
Abdullah ÇAVUŞ/ E. Vergi Müfettişi (07.08.2019)
Bilindiği üzere vergi kanunlarının bir nevi anayasası gibi olan 213 sayılı Vergi Usul kanununda vergilendirme aşamaları başta olmak üzere vergilendirme usulüne ve TEBLİGAT usullerine yönelik bir çok hüküm düzenlenmiştir.
TRT Bandrol ve enerji gelirleri konusunda ise 3093 sayılı kanunda usul düzenlemeleri bulunmamaktadır. Kaldı ki 3093 sayılı kanun 10 maddelik bir kanundur. Bununla birlikte uygulaması için diğer bir çok genel düzenleyici kanunla ya da 3093 sayılı kanunda atıf yapılan kanunlarla ilişkisi bulunmaktadır. Örneğin 3093 sayılı kanunda kanuni süreleri içerisinde ödenmeyen bandrol ana para alacağı ile idari para cezalarının 6183 sayılı kanuna göre cebren takip ve tahsil edileceğine yönelik düzenleme bulunmaktadır.
Bununla birlikte TEBLİGAT USULÜ hakkında 3093 sayılı kanunda özel bir düzenleme bulunmadığı gibi anılan kanunda yapılacak olan tebligatın hangi kanuna göre yapılacağına dair atıf yapılan başka bir kanunda bulunmamaktadır.
Bandrol alacaklarının tebliği ile ilgili tek düzenleme “TRT Kurumunca Bandrol Verilmesine ilişkin Yönetmelikte” yapılmıştır. Yönetmeliğin 12. Maddesi aynen aşağıdaki gibidir.
MADDE 12. – Gerçek ve hükmî şahıslar bu Yönetmelik dahilinde Kuruma bildirecekleri ikametgâhın kanunî ikametgah olarak sayılacağını kabul ederler.
Gerçek ve hükmî şahıslar bildirdikleri ikametgâhını değiştirdikleri takdirde, yeni ikametgâhını Ticaret Odası veya Ticaret Siciline tescil ettirip Kuruma bildirmek zorundadırlar. Bu yükümlülüğe uymayan gerçek şahıs ve hükmî şahısların ilk bildirdiği adrese yapılan tebligatlar geçerlidir. Kurum tarafından yapılacak kontrollerde adres değişikliğini bildirme yükümlülüğüne uymadığı tespit edilen gerçek şahıs ve hükmî şahıslara yeni adres bildirinceye kadar bandrol verilmez.
Bu düzenlemeden görüleceği üzere tebligatın hangi kanuna göre yapılacağı konusunda açık bir ifade yoktur.
Bununla birlikte 7201 sayılı tebligat kanunun 1. Maddesinde bu kanuna göre tebligat yapacak olan kurumlar belirlenmiştir.
Madde metni aynen aşağıdaki gibidir.
Tebligatın yapılması Madde 1 – (Değişik: 11/1/2011-6099/1 md.) Kazaî merciler, 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (I) sayılı cetvelde yer alan genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri, (II) sayılı cetvelde yer alan özel bütçeli idareler, (III) sayılı cetvelde yer alan düzenleyici ve denetleyici kurumlar, (IV) sayılı cetvelde yer alan sosyal güvenlik kurumları ile vakıf yükseköğretim kurumları, il özel idareleri, belediyeler, köy hükmî şahsiyetleri, barolar ve noterler tarafından yapılacak elektronik ortam da dâhil tüm tebligat, bu Kanun hükümlerine göre Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü veya memur vasıtasıyla yapılır.
5018 sayılı kanun TBMM de 2003 yılında kabul edilmiştir.
Kanunun ilk halinde TRT ekli cetveller de yer almıştır. 2005 yılında yapılan değişiklikler ile TRT, TOKİ, TMSF gibi bazı kurumlar 5018 sayılı kanun kapsamından ve cetvellerden çıkarılmıştır.
TRT 5433 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile yapılan değişiklik sonucu 5108 sayılı kanun kapsamından çıkarılmıştır.
TRT ile ilgili öteden beri tüm tebligatlar 7201 sayılı TEBLİGAT KANUNU hükümlerine göre yapılmaktadır. Bununla birlikte yapılacak tebligatların 7201 sayılı kanuna göre yapılacağına dair özel bir düzenleme yapılmasının faydalı olacağı düşünülmektedir.
Konumuza VUK DAKİ TEBLİĞ tanımı ile başlayacak ve TRT BANDROL ALACAKLARI VE CEZALARININ 7201 sayılı kanuna göre tebliğinde dikkat edilmesi gereken hususları açıklayarak devam edeceğiz.
Vergi tebliği vergilendirmeyi ilgilendiren ve hüküm ifade eden durumun yetkili makamlar tarafından vergi mükellefine yazı ile bildirilmesidir.
Tebliğ kelimesi “bildirme, duyurma” anlamına gelmektedir.
Vergi tebliği, vergi mükellefi ‘ne vergi tarhı sonrası verginin bildirilmesidir.
Vergi Usul Kanununun Tebliğ başlıklı 21. Maddesi aynen aşağıdaki gibidir.
Tebliğ:
Madde 21 – Tebliğ, vergilendirmeyi ilgilendiren ve hüküm ifade eden hususların yetkili makamlar tarafından mükellefe veya ceza sorumlusuna yazı ile bildirilmesidir. Vergi kanunlarına ilişkin tebliğ usulleri 213 sayılı vergi usul kanunun 93 ila 109 maddelerinde detaylı olarak düzenlenmiştir.
Bu girişten sonra 7201 sayılı kanuna ilişkin değerlendirme ve tespitlerimiz aşağıda olduğu gibidir.
I- TRT TARAFINDAN 7201 SAYILI KANUNA GÖRE TEBLİĞ YAPILACAK OLAN BANDROL ALACAKLARINA YÖNELİK RESMİ YAZILAR
Buradan hareketle 3093 sayılı TRT Gelirleri Kanununda tebligata ilişkin özel düzenleme bulunmadığı için bandrol ana para ve cezaları öteden beri 7201 sayılı TEBLİGAT KANUNA göre tebliğ yapılmaktadır.
1- Bandrol ana para alacağı TARH yazıları
2- Bandrolsüz cihaz satanlar adına kanunun 6. Maddesi uyarınca kesilecek olan idari para cezalarına ilişkin yazılar
3- Bandrol incelemelerinde TRT kurumunun istediği bilgileri vermeyenler adına 3093 sayılı kanunun 5. Maddesi uyarınca kesilecek olan idari para cezalarına ilişkin yazılar
4- Bandrol ana para alacağına ilişkin ÖDEME EMİRLERİ
5- Bandrolsüz cihaz satanlar adına kanunun 6. Maddesi uyarınca kesilecek olan idari para cezalarına ilişkin ÖDEME EMİRLERİ
6- Bandrol incelemelerinde TRT kurumunun istediği bilgileri vermeyenler adına 3093 sayılı kanunun 5. Maddesi uyarınca kesilecek olan idari para cezalarına ilişkin ÖDEME EMİRLERİ
7- Bu alacaklara için HACİZ yazıları
8- Bu alacaklara ilişkin TEMİNAT Mektupları varsa irat kadı yazıları
9- Bandrol alacağı ile ilgili incelemeler konusunda yapılacak olan tüm yazışmalar
10- Mükelleflerden ve kurumlardan bilgi isteme/talep yazıları
11- Bunlar dışında kalsa bile mükellefler ve resmi kurumlarda yapılacak olan hukuki sonuç doğuracak olan yazılar
Tebliğ evrakında esasa etkili bir hata yapılmış ise geçerli bir tebligattan söz edilemez.
Dolayısıyla geçerli bir BANDROL alacağı da doğmaz.
Böyle durumlarda söz konusu belgedeki hata düzeltilerek yeniden tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Aksi takdirde 7201 sayılı kanunda detaylı olarak düzenlenmiş olan tebliğ usullerine uyulmadan yapılacak olan tebligatlar usul yönünden mahkemelerde bozulmaktadır.
Anılan nedenler ile 7201 sayılı kanun ve bu kanunun uygulanmasına yönelik olarak 25.12.2012 tarihli resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren “TEBLİGAT KANUNUNUN UYGULANMASINA DAİR YÖNETMELİK” hükümlerinin İYİ BİLİNMESİ gerekmektedir.
II- USULÜNE UYGUN EBLİGAT İLE İLGİLİ DİKKAT EDİLEMESİ GEREKEN HUSUSLAR
7201 SAYILI Tebligat Kanunun 10. maddesi gereğince kural tebligatın, muhatabın kendisine yapılmasıdır.
Ancak tebligatın daha kolay yapılması ve böylece yargılamanın hızlandırılması amacı ile Tebligat Kanununun 16 ıncı maddesinde, kendisine tebligat yapılacak şahsın adresinde bulunmaması durumunda tebliğin kendisiyle aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerden birine yapılabileceği düzenlenmiştir.
Muhatap yerine kendisine tebliğ yapılacak kimsenin görünüşüne nazaran on sekiz yaşından aşağı olmaması ve bariz bir surette ehliyetsiz bulunmaması lazımdır
Muhatap adına aynı adreste oturan kişiye tebligat yapılırken, kişinin muhatap ile aynı çatı altında oturduğu tebliğ mazbatasında belirtilmedikçe tebligat usulsüz sayılacaktır.
Bu kişilere usulüne uygun yapılan tebligatlar asile yapılmış sayılacağından tebliğ tarihi aynı konutta yaşayan kişiye yapılan tebliğ günü sayılır.
Bununla beraber tebligat yapılan kişinin muhatap ile birlikte oturmadığı hususunun icra mahkemesinde her türlü delille ispat edilebileceği ve bu hususun kanıtlanması halinde tebligatın usulsüz sayılacağı da Yargıtay Kararları ile sabittir.
Belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatı icra edenler, o yerde bulunmadıkları takdirde, tebligat aynı yerde daimi memur ya da müstahdemlerden birine yapılabilmektedir.
Aynı doğrultuda meslek veya sanatı evinde icra edenler de o yerde bulunmadıkları takdirde, o yerde daimi memur ya da müstahdemlerden birine, bu kişilerin de bulunmaması halinde aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerden birine tebligat yapılabilecektir.
Vekil vasıtası ile takip edilen işlerde, kural olarak tebligatların vekile yapılması gerekmektedir. Çünkü tebligatın muhatabı artık asil değil vekildir. Asile yapılan tebligat bu açıdan geçerli sayılmamaktadır.
Kişinin birden çok vekili olması halinde, vekillerden birine yapılan tebligat geçerli sayılacaktır. Eğer tebligat birden çok vekile yapılmış ise, bunlardan ilkine yapılan tebligat tarihi asıl tebliğ tarihi olarak değerlendirilecektir.
Bu kural yanında kanunlar ile bazı durumlarda (isticvap veya yemin gibi) tebligatın mutlaka asile yapılması emrediliyorsa, tebligat mümessile veya vekile değil bizzat asile yapılmalıdır.
Ödeme ve icra emirleri, temsil ettikleri kurumun işlemlerine ilişkin olmak koşulu ile ticari temsilcilere ve tüccar memurlarına usulüne uygun olarak tebliğ edilebilir.
İflas halinde tebligat, iflas masası memuruna, resmi tasfiyede ise tasfiye memurlarına yapılmalıdır.
Taksim edilmiş tereke hakkında tebligat, tereke temsilcisi atanmış ise ona, atanmamış ise mirasçılara yapılmaktadır.
Erat dışındaki askeri şahıslara yapılacak tebligatlar bizzat kişilere yapılmalıdır. Bu durumlarda nöbetçi amir veya nöbetçi subay tarafından muhatap derhal bulunmalıdır. Muhatabın derhal bulunmaması veya tebliğden imtina etmesi durumunda tebliğin muhatap yerine istisnaen nöbetçi amire veya nöbetçi subaya yapılabilmesi kabul edilmiştir.
Sefer halinde olan birlik veya müesseseye mensup askeri şahıslara tebligat, bağlı oldukları Kara, Deniz veya Hava Kuvvetleri Komutanlığı vasıtası ile yapılmaktadır.
Tebliğ yapılacak şahıs otel, hastane, fabrika ve mektep gibi içine serbestçe girilemeyen veya aranan kişinin kolayca bulunması mümkün olmayan bir yerde ise de kural tebligatın bizzat şahsa yapılmasıdır . Böyle bir durumda o yeri idare eden kişi tarafından muhatap derhal bulundurulamaz veya bulunan muhatap tebliğden imtina ederse ancak o zaman muhatap yerine o yeri idare eden veya muhatabın bulunduğu kısım amirine tebligat yapılabilecektir.
Tutuklu ve mahkûmlara tebligat, bunların bulundukları müessese müdürü veya memuru vasıtası ile yapılmaktadır.
Muhatabın geçici olarak başka bir yere gitmesi halinde, tebligat Tebligat Kanunu 20. maddesi gereğince yapılmaktadır. Buna göre, 13, 14, 16, 17 ve 18 inci maddelerde yazılı şahıslar, kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka yere gittiğini belirtirlerse; keyfiyet ve beyanda bulunanın adı ve soyadı tebliğ mazbatasına yazılarak altı beyan yapan tarafından imzalanır ve tebliğ memuru tebliğ evrakını bu kişilere verir. Bu kişiler tebliğ evrakını kabule mecburdurlar. Kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka bir yere gittiğini belirten kimse, beyanını imzadan imtina ederse, tebliğ eden bu beyanı şerh ve imza eder. Bu durumda ve tebliğ evrakının kabulden çekinme halinde tebligat, 21 inci maddeye göre yapılır.
Bu maddeye göre yapılacak tebligatlarda tebliğ, tebliğ evrakının 13, 14, 16, 17 ve 18 inci maddelerde yazılı kişilere verildiği tarihte veya ihbarname kapıya yapıştırılmışsa bu tarihten itibaren on beş gün sonra yapılmış sayılır.
Borçlu kendisine yasal temsilci ataması gereken kimselerden ise ve henüz yasal temsilci atanmamış ise, icra memuru kısa zamanda temsilci atanmasını, ait olduğu makamdan sulh hukuk mahkemesinden- istemelidir.
Şayet tebligat yasal temsilciye yapılmaz ise tebligat şikâyet yoluna başvurulması sonucunda iptal edilebilir. Vesayet altındaki kişiler ancak sulh mahkemesi izniyle bir meslek ya da sanatla meşgul olabileceklerinden, bu meslek veya sanatlarına ilişkin faaliyetlerinden doğan borçlar için yapılan takiplerde tebligatın kendilerine yapılması gerekecektir.
Tüzel kişilere ve ticarethanelere tebligat salahiyetli mümessillerine bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır.
Muhatap yerine kendisine tebligat yapılacak kişinin görünüş olarak 18 yaşından aşağı olmaması ve bariz surette ehliyetsiz olmaması lazımdır demiştir. Akıl hastalığı, akıl zayıflığı veya diğer bir hastalık sağırlık, körlük ve dilsizlik gibi sebeplerden biri ile kendisiyle anlaşma imkânı olmayan kimse ehliyetsiz sayılmaktadır.
Tebligat alacak kişinin hasım olması, tebliğ imkânsızlığı ve tebligatı almaktan kaçınma hallerinde tebligat yapılamamış sayılmaktadır.
Tebliğ yapılacak şahıs otel, hastane, tedavi veya istirahat evi, fabrika, mektep, talebe yurdu gibi içine serbestçe girilemiyen veya arananın kolayca bulunması mümkün olmıyan bir yerde bulunuyorsa, tebliğin yapılmasını o yeri idare eden veya muhatabın bulunduğu kısmın amiri temin eder. Bunlar tarafından muhatabın derhal buldurulması veya tebliğin temini mümkün olmazsa, tebliğ kendilerine yapılır.
Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.
Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.
Muhtar, ihtiyar heyeti azaları, zabıta amir ve memurları yukarıdaki fıkralar uyarınca kendilerine teslim edilen evrakı kabule mecburdurlar.
Adresi meçhul olanlara tebligat ilanen yapılır. Yukarı ki maddeler mucibince tebligat yapılamayan ve ikametgahı, meskeni veya iş yeri de bulunamayan kimsenin adresi meçhul sayılır. Adresin meçhul olması halinde keyfiyet tebliğ memuru tarafından mahalle veya köy muhtarına şerh verdirilmek suretiyle tespit edilir. Bununla beraber tebliği çıkaran merci, muhatabın adresini resmî veya hususi müessese ve dairelerden gerekli gördüklerine sorar ve zabıta vasıtasıyla tahkik ve tespit ettirir. Yabancı memleketlerde oturanlara ilanen tebligat yapılmasını icabettiren ahvalde tebliği çıkaran merci, tebliğ olunacak evrak ile ilan suretlerini yabancı memlekette bulunan kimsenin malüm adresine ayrıca iadeli taahhütlü mektupla gönderir ve posta makbuzunu dosyasına koyar.
III- TEBLİĞ MAZBATASINDA BULUNMASI ZORUNLU UNSURLAR:
Tebliğ mazbatası (ZARFI) bulunması gereken zorunlu unsurlar 7201 sayılı kanunun 23. Maddesinde düzenlenmiş olup madde metni aynen aşağıdaki gibidir.
Madde 23 – Tebliğ bir mazbata ile tevsik edilir. Bu mazbatanın:
1. Tebliği çıkaran merciin adını,
2. Tebliği istiyen tarafın adını, soyadını ve adresini,
3. Tebliğ olunacak şahsın adını, soyadını ve adresini,
4. Tebliğin mevzuunu,
5. Tebliğin kime yapıldığını ve tebliğ muhatabından başkasına yapılmış ise o kimsenin adını, soyadını, adresini ve 22 nci madde gereğince tebellüğe ehil olduğunu,
6. Tebliğin nerede ve ne zaman yapıldığını,
7. 21 inci maddedeki durumun tahaddüsü halinde bu hususlara mütaallik muamelenin yapıldığını, adreste bulunmama ve imtina için gösterilen sebebi,
8. (Ek: 11/1/2011-6099/6 md.) Tebligatın adres kayıt sistemindeki adrese yapılması durumunda buna ilişkin kaydı,
9. (Değişik: 19/3/2003-4829/7 md.) Tebliğ evrakı kime verilmiş ise onun imzası ile tebliğ memurunun adı, soyadı ve imza