Anasayfa / Manşet / ÇEŞİTLİ KANUNLARDA TECİL(ERTELEME) KAVRAMI /ABDULLAH ÇAVUŞ-E. Vergi Müfettişi

ÇEŞİTLİ KANUNLARDA TECİL(ERTELEME) KAVRAMI /ABDULLAH ÇAVUŞ-E. Vergi Müfettişi

ÇEŞİTLİ KANUNLARDA TECİL(ERTELEME)  KAVRAMI

ABDULLAH ÇAVUŞ/E. Vergi Müfettişi

Tecil, Arapça bir kelime olup, anlam olarak “erteleme” anlamına gelmektedir. Tecil Kavramı, değişik kanunlarda sıkça karşımıza çıkan önemli bir hukuk terimidir.

Başta bu kavram eski hukuku oluşturan ve mecelleden başlayan ve 5237 sayılı Yeni Türk Ceza Kanununa uzanan bir yelpazede varlığını göstermektedir. Bununla birlikte en geniş uygulama alanı ise VERGİ KANUNLARINDA bulmuştur. En detaylı düzenleme kamu alacaklarının tahsili ile ilgili kanun  olan 6183 sayılı kanunda yapılmıştır.

1- CEZA KANUNLARINDA ERTELEME HÜKÜMLERİ

a- Hapis Cezalarında Erteleme:

Türk Ceza Kanununun 51.maddesi “Hapis Cezalarının Ertelenmesi” başlığında tecil kavramına yeni dilde yer vermiştir.

Ceza erteleme, mahkeme tarafından mahkumiyet kararıyla belirlenen cezanın cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçilmesidir.

TCK ve Ceza İnfaz Kanunu hükümlerine göre kural olarak kişi işlediği bir suçtan dolayı cezalandırılır ve cezası da cezaevinde infaz edilir. Ancak, bazı şartların bir arada gerçekleşmesi halinde kişiye verilen cezasının cezaevinde infazından vazgeçilebilir. TCK’da bu imkanı sağlayan bir bireyselleştirme kurumu olan hapis cezasının ertelenmesi kurumu mevcuttur.

TCK 51 – (1) İşlediği suçtan dolayı iki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm edilen kişinin cezası ertelenebilir. Bu sürenin üst sınırı, fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş olan kişiler bakımından üç yıldır. Ancak, erteleme kararının verilebilmesi için kişinin;

a) Daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkûm edilmemiş olması,

b) Suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşması, gerekir.

(2) Cezanın ertelenmesi, mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi koşuluna bağlı tutulabilir. Bu durumda, koşul gerçekleşinceye kadar cezanın infaz kurumunda çektirilmesine devam edilir. Koşulun yerine getirilmesi halinde, hakim kararıyla hükümlü infaz kurumundan derhal salıverilir.

(3) Cezası ertelenen hükümlü hakkında, bir yıldan az, üç yıldan fazla olmamak üzere, bir denetim süresi belirlenir. Bu sürenin alt sınırı, mahkûm olunan ceza süresinden az olamaz.

(4) Denetim süresi içinde;

a) Bir meslek veya sanat sahibi olmayan hükümlünün, bu amaçla bir eğitim programına devam etmesine,

b) Bir meslek veya sanat sahibi hükümlünün, bir kamu kurumunda veya özel olarak aynı meslek veya sanatı icra eden bir başkasının gözetimi altında ücret karşılığında çalıştırılmasına,

c) Onsekiz yaşından küçük olan hükümlülerin, bir meslek veya sanat edinmelerini sağlamak amacıyla, gerektiğinde barınma imkanı da bulunan bir eğitim kurumuna devam etmesine, mahkemece karar verilebilir.

(5) Mahkeme, denetim süresi içinde hükümlüye rehberlik edecek bir uzman kişiyi görevlendirebilir. Bu kişi, kötü alışkanlıklardan kurtulmasını ve sorumluluk bilinciyle iyi bir hayat sürmesini temin hususunda hükümlüye öğütte bulunur; eğitim gördüğü kurum yetkilileri veya nezdinde çalıştığı kişilerle görüşerek, istişarelerde bulunur; hükümlünün davranışları, sosyal uyumu ve sorumluluk bilincindeki gelişme hakkında üçer aylık sürelerle rapor düzenleyerek hakime verir.

(6) Mahkeme, hükümlünün kişiliğini ve sosyal durumunu göz önünde bulundurarak, denetim süresinin herhangi bir yükümlülük belirlemeden veya uzman kişi görevlendirmeden geçirilmesine de karar verebilir.

(7) Hükümlünün denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere, hakimin uyarısına rağmen, uymamakta ısrar etmesi halinde; ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verilir.

(8) Denetim süresi yükümlülüklere uygun veya iyi halli olarak geçirildiği takdirde, ceza infaz edilmiş sayılır.

b-İnfazın Ertelenmesi:

TCK 17. Maddesinde Cezanın ertelenmesinin dışında ayrıca birde infazın ertelenmesi kurumu daha vardır. İnfazın ertelenmesi, hamilelik, hastalık, engelillik veya başkaca kişisel nedenlerle talepte bulunan hükümlü hakkındaki kesinleşmiş hapis cezasının cezaevinde infaz edilmesinin ertelenmesidir. İnfazın ertelenmesi, cezanın affını, ortadan kaldırılmasını veya cezaevi dışında başka suretle infaz edilmesini sağlamaz.

Ceza erteleme, sanığın cezasını cezaevi dışında denetimli bir şekilde infaz etmesidir. Ceza erteleme kurumunun yargılanan kişiye uygulanıp uygulanmayacağına yargılamayı yapan mahkeme tarafından karar verilir. Mahkeme yargılama aşamasında cezanın ertelenmesine karar vermemişse, sonraki aşamalarda cezanın ertelenmesi mümkün değildir.

İnfazın ertelenmesi ise kesinleşen hapis cezasının cezaevinde infaz edileceği tarihin ertelenmesidir. İnfazın ertelenmesi kurumu, hükümlünün bazı şahsi nedenlerle cezaevine giriş tarihini erteleyerek cezanın infazı için hazırlık yapmasını temin etmektedir. İnfazın ertelenmesine, infaz savcılığı tarafından karar verilmektedir.

Kesinleşen hapis cezasının infazının ertelenmesi, hükümlünün hem özel hem de sosyal-ekonomik hayatını tanzim etmesi için belli bir süre kazanmasını temin eden bir infaz hukuku kurumudur. Hükümlü, infaz erteleme süresi geçtikten sonra cezasını infaz etmek üzere cezaevine girmek zorundadır.

Hükümlünün İstemiyle İnfazın Ertelenmesi

İnfaz Kanunu Madde 17

 (1) Kasten işlenen suçlarda üç yıl, taksirle işlenen suçlarda ise beş yıl veya daha az süreli hapis cezalarının infazı, çağrı üzerine gelen hükümlünün istemi üzerine, Cumhuriyet Başsavcılığınca ertelenebilir.

(2) Erteleme, her defasında bir yılı geçmemek üzere en fazla iki kez uygulanabilir.

(3) Erteleme süresi içinde, hükümlü hakkında kasten işlenen bir suçtan dolayı kamu davası açılması hâlinde, erteleme kararı kaldırılarak ceza derhal infaz olunur.

(4) Birinci fıkrada belirtilen hapis cezalarının infazına başlanmış olsa bile, hükümlünün yükseköğrenimini bitirebilmesi, ana, baba, eş veya çocuklarının ölümü veya bu kişilerin sürekli hastalık veya malullükleri nedeniyle ailenin ticari faaliyetlerinin yürütülebilmesinin veya tarım topraklarının işlenebilmesinin imkânsız hâle gelmesi veya hükümlünün hastalığının sürekli bir tedaviyi gerektirmesi gibi zorunlu ve çok ivedi hâllerde, Cumhuriyet Başsavcılığınca altı ayı geçmeyen sürelerle hapis cezasının infazına ara verilebilir. Ancak bu ara verme iki defadan fazla olamaz.

(5) Erteleme isteminin kabulü, güvence gösterilmesine veya diğer bir şarta bağlanabilir.

(6) Bu madde hükümleri;

a) Terör suçları, örgüt faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlar ve cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlardan mahkûm olanlar,

b) Mükerrirlere özgü infaz rejimi uygulanmasına karar verilenler,

c) Disiplin veya tazyik hapsine mahkûm olanlar, hakkında uygulanmaz.

2- VERGİ HUKUKUNDA TECİL (ERTELEME):

Türk Vergi Hukukunda tecil müessesi çeşitli kanunlarda düzenlenmesine rağmen en geniş şekilde düzenlemeye 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 48.maddesinde yer verilmiştir.

Bu Kanun’daki anlamıyla tecilin geçici komisyon gerekçesi, hükümet tasarısında vadesinde ödenmeyen borçlar için düşünülen tecil imkanı ödeme, haciz paraya çevirme hallerinin amme borçlusunu (fevkalade) zor duruma düşürmesi haline inhisar ettirilmiştir.

Tecil müessesesi mükellefler lehine düşünülmüş bir müessesedir, bir vergi borcunun tediyesi, haciz, paraya çevirme halleri her borçlu için dar veya geniş ölçüde bir zorluk doğurabilir.

Bu itibarla (fevkalade) kelimesinin kaldırılarak sadece (zor) duruma düşme halinin mütalaası yolunda yapılan bir teklif bu mucip sebeple kabul edilmemişse de (fevkalade) muhafazasının da tecil müessesinin çok istisnai hallere inhisar ettirilmesini müesseseden beklenen faydanın sağlanmamasıyla sonuçlanacağı düşünülerek, (fevkalade zor durum) yerine (çok zor durum) ifadesi tercih edilmiş ve hüküm bu şekilde tadil edilmiştir.

2975 sayılı Kanunla 6183 SAYILI KANUNDA yapılan değişikliğe ait gerekçe: İdaredeki gecikme nedeniyle mükelleflere kusur atfedilemeyeceğinden gecikme zammına muhatap olmalarından kaynaklanan mağduriyetlerinin giderilmesi icabetmektedir.

Bu nedenle tecil talebi reddedilmesi gereken mükelleflere idarece 30 güne kadar ödeme süresi tayin edilerek tecili talep edilen borca gecikme zammı yerine tecil faizi uygulanması öngörülmüştür.

Yapılan bir diğer düzenleme ile artan piyasa faiz hadleri ve buna paralel olarak daha önce yükseltilen tecil faiz oranı da dikkate alınmak suretiyle mükelleflerin vergilerini ödemeyerek finansman kaynağı olarak kullanmalarını önlemek amacıyla gecikme zammı oranı yükseltilmiştir.

Madde 48 – (Değişik fıkra: 30/05/1985 – 3209/1. md.) Amme borcunun vadesinde ödenmesi veya haczin tatbiki veyahut haczolunmuş malların paraya çevrilmesi amme borçlusunun çok zor duruma düşürecekse, borçlu tarafından yazı ile istenmiş ve teminat gösterilmiş olmak şartıyla, alacaklı amme idaresince veya yetkili kılacağı makamlarca; (Değişik ibare: 04/06/2008 – 5766 S.K./6.mad) amme alacağı 36 ayı geçmemek üzere ve faiz alınarak tecil olunabilir.

(Ek fıkra: 04/06/2008 – 5766 S.K./6.mad) Şu kadar ki, amme borçlusunun alacaklı tahsil daireleri itibarıyla tecil edilen borçlarının toplamı ellibin Yeni Türk Lirasını (bu tutar dahil) aşmadığı takdirde teminat şartı aranılmaz. Bu tutarın üzerindeki amme alacaklarının tecilinde, gösterilmesi zorunlu teminat tutarı ellibin Yeni Türk Lirasını aşan kısmın yarısıdır. Bakanlar Kurulu; bu tutarı on katına kadar artırmaya, yarısına kadar indirmeye, yeniden kanuni tutarına getirmeye ve alacaklı amme idareleri itibarıyla bu hadler arasında farklı tutar belirlemeye yetkilidir.

(Ek fıkra: 31/01/1984 – 2975/6 md.) Borcunun tecilini talep eden ancak, talepleri uygun görülmeyerek reddedilen borçlular söz konusu borçlarını reddin tebliği tarihinden itibaren idarece 30 güne kadar verilebilecek ödeme süresi içinde ödedikleri takdirde bu amme alacağı ödendiği tarihe kadar faiz alınmak suretiyle tecil olunur.

(Değişik fıkra: 04/06/2008 – 5766 S.K./6.mad) Haciz yapılmışsa mahcuz mal, değeri tutarınca teminat yerine geçer. Tecil edilen amme alacakları ile ilgili olarak daha önce tatbik edilen ve borcun tamamını karşılayacak değerde olan hacizler, yapılan ödemeler nispetinde kaldırılır ve buna isabet eden teminat iade edilir. Ancak, mahcuz malların değeri tecil edilen borç tutarından az, zorunlu teminat tutarından fazla olması halinde, tatbik edilen hacizler, tecil şartlarına uygun olarak yapılan ödemeler neticesinde kalan tecilli borç tutarı mahcuz mal değerinin altına inmediği müddetçe kaldırılmaz. Tecilli borca karşılık alınan teminat ise, tecil şartlarına uygun olarak yapılan ödemeler neticesinde kalan tecilli borç tutarının zorunlu teminat tutarının altına inmesi durumunda, yapılan ödemeler nispetinde kaldırılır.

(Değişik fıkra: 04/06/2008 – 5766 S.K./6.mad) Tecil salahiyetini kullanacak ve bu salahiyeti devredecek olan makamlar; tecil edilecek amme alacaklarını tür ve tutar olarak belirlemeye, amme borçlusunun faaliyetine devam edip etmediğini esas alarak tecil edilecek alacakları tespit etmeye, tecilde taksit zamanlarını ve diğer şartları tayin etmeye yetkilidir.

Tecilde taksit zamanları ve diğer şartlar tecile salahiyetli makamlarca tespit olunur.

Tecil şartlarına riayet edilmemesi, değerini kaybeden teminatın veya mahcuz malların tamamlanmaması veya yerlerine başkalarının gösterilmemesi hallerinde amme alacağı muaccel olur.

(Ek fıkra: 25/05/1995 – 4108/13 md.) Tecil edilen amme alacağının gecikme zammı tatbik edilmeyen alacaklardan olması halinde, ödenen tecil faizleri iade veya mahsup edilmez.

3- DİĞER KANUNLARDA TECİL(ERTELEME)

İcra-İflas Hukukunda da dolaylı da olsa benzer düzenlemeler bulunmaktadır.

İcra İflas kanununda öteden beri uygulanan İFLASIN ERTLENMESİ  kurumu iptal edilmiş yerine kanunda belirtilen şartlar dahilinde KONKORDATO KURUMU getirilmiştir.

Bugünlerde KONKORDATO uygulamasında da değişikliğe gidileceği konuşulmaktadır.

a- İflas Ertelemesi:

İflas ertelenmesi kararının verilebilmesi için, İİK m.179,m 179/a,b maddeleri ile TTK m.376’daki şartların oluşması gerekmektedir. Bu şartlar 2 şartı vardır.

Şekil Şartları

İİK’nın yukarıda belirttiğimiz hükümleri gereği, borca batıklığın mahkemeye bildirilmesine, bir iyileştirme projesinin hazırlanılarak şirketin iflasının ertelenmesi talebinde bulunulmasına ilişkin yönetim kurulu kararı gereklidi. Bu kararda mahkemeye sunulacak dosyada şirketin ara bilançosu bilançosunun neticesinde şirketin pasiflerinin, aktiflerinden fazla olduğu bu sebebpten dolayı  iflas ertelenmesine başvurulması kararının alındığı belirtilmelidir. Dilekçenin sonuç kısmında da iflasın ertelenmesi ve ihtiyati tedbir kararı talep edilmelidir.

Bu noktada en önemli husus iyileştirme projelerinin mahkemeye sunulması, şirketin iflastan nasıl kurtulacağını açıklayan plan, ekleri ile birlikte mahkemeye sunulmalıdır. Davacı şirketlerin dava dosyasında yer alan bilgi ve belgelerden, şirketlerde yapılan incelemelerden şirketlerin fevkalade mühletten yararlanılmamış olduğu gerekmektedir.

Maddi Şartlar

Mahkemenin atadığı bilirkişi kurulu, şirketin merkezi ve şubelerinde yerinde incelemeler yaparak, şirketin beyan ettiği belgeleri inceleyerek, şirketin şirketin borca batık olduğunu gösteren borca batıklık raporu düzenlemelidir. Hazırlanan rapor bilanço günündeki gerçek değerleri içermelidir.

Mahkemenin kararı: Şirketin iyileştirme pojesinde sunduğu duruma göre, şirketin mali durumunun ıslahının, erteleme süresi sonunda, şirketin ekonomik fonksiyonlarını istikrarlı bir biçimde yerine getirebilmesi, yeni bir mali kriz ve borca bataklıkla karşılaşılmaması, karlılık ve verimliliğe kavuşması netice itibariyle hukuki anlamda borca bataklığın ortadan kalkmasına mahkemenin inanmasıdır.

b- Konkordato :

Konkordato müessesesi borçlarını ödemede zorlanan şirket ve kooperatiflerin, bir kısım borçlarından kurtularak borçlarını ödeyebilir duruma getirmeleri için uygulanan bir müessesedir.

Bu uygulamada alacaklı ve borçluların konkordato müessesesi kapsamında borç ve alacakları yeniden yapılandırma işlemine tabi tutulmaktadır.

Konkordato müessesesi 2004 sayılı İ.İ.K.’nun 285-309. Maddelerinde düzenlenmiştir.

Finansal yapısı önemli ölçüde bozulan iyi niyetli ve dürüst borçlu işletmeleri ve kooperatifleri korunmayı amaçlayan bir sistemdir. Burada, borçlunun talebinin bulunması gerekmektedir.

 Borçlunun talebi üzerine, konkordato müessesesi işlemeye başlar.

Konkordato müessesesi 4 bölümden oluşur.

-Adi Konkordato

– İflastan Sonra Konkordato

– Mal Varlığının Terki Suretiyle Konkordato

– Sermaye Şirketleri ve Kooperatiflerin Uzlaşma Yoluyla Yeniden

Yapılandırılması,

Hakkında admin

Check Also

ANKARA KEÇİSİ, ANKARA KEDİSİ, ANKARA TAVŞANI, ANKARA ARMUDU – Abdullah ÇAVUŞ/Bağımsız Denetçiler Derneği Başkanı

ANKARA KEÇİSİ, ANKARA KEDİSİ, ANKARA TAVŞANI, ANKARA ARMUDU Abdullah ÇAVUŞ/Bağımsız Denetçiler Derneği Başkanı Ankara ismiyle …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

×